Ersoy Dede

Ersoy Dede

Atatürkçü başörtülüler

Atatürkçü başörtülüler

Ne değişti diye soranlar için söyleyelim; “tencere değişti fakat içinde gene patlıcan musakka var”.. Kemal Kılıçdaroğlu inisiyatif almış, başörtüsü sorununu çözecek.. Bana sorarsanız sessizce beklese, daha faydalı olur sorununu çözmek istediği kesime.. Zira ‘birleştireceğim’ derken, ucu bucağı belirsiz bir ayrışmaya doğru vatandaşları sürüklemeye başladığının farkında değil.. Önder Sav haklı vallahi.. Gürsel Tekin’in gazına geliyor sürekli.. Ama arada bir fark var.. Gürsel Tekin, inanmadığı bir şeyi söylemediği için üzerinde emanet durmuyor.. Aynı lafı Kılıçdaroğlu’na da söyletmeye çalıştığında ortalık berbat oluyor.. Şimdi şu lafı Gürsel Tekin, böyle mi söylerdi; “..Dün aranızda başörtülü, yüreği Atatürk sevgisiyle dopdolu bir yurttaşımızın da dahil olduğu konuşmaları izledim...” Ne bu şimdi? Yüreği Atatürk sevgisiyle dolu olmak gibi bir kriterimiz mi var başımıza başörtüsü takmak için.. Sadece Atatürk’ü sevenler mi istedikleri gibi giyinebiliyor bu ülkede? Atatürk öyle mi istiyordu? Konya Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin bir organizasyonunda Atatürk, tesettürün, kadınların çalışmasını engellemeyecek kadar basit olmasını tavsiye ediyor ve kadın kıyafetinde bir düzenleme düşünmediğini söylüyordu.. Ya da Özdemir Çallı’nın kitabı “Yakın Tarihimiz”de yer alan bir hatıraya göre, Atatürk 31 Ocak 1923’te İzmir’de Gümrük Binası’nda yaptığı konuşmada, başörtülü kadınların, hayatın tüm alanlarında yer alması gerektiğini anlatıyordu ve diyordu ki; “Dinin tavsiye ettiği örtünme hem hayata, hem fazilete uygundur”.. Daha çok örneği var.. Şimdi, Atatürk, başörtüsüne hürriyet tanırken, kendisinin sevilmesi gibi bir şart getirmiş midir Allah aşkına?.. Yarından itibaren, “benim başörtülülerim – senin başörtülülerin” diye ayrılırsak, bu hiç de sürpriz olmayacak.. Nasıl beceriyorsunuz bir anda iyi giden her şeyi tersine çevirmeyi anlamak çok güç..

YENİ AKİT’İN HABERCİLİK BAŞARISI
Gürsel Tekin’e yakınlığıyla bilinen gazeteci Barış Yarkadaş’a, Yeni Akit’in olay yaratan “Sav-Kılıçdaroğlu diyalogu”nu sordum.. “Kelimesi kelimesine doğrudur” yanıtını aldım.. Ancak daha çarpıcı başka bir yanıt daha aldım.. Bunu ilk öğrenen gazete değilmiş meğer Yeni Akit.. Bu bilgi başka bir gazeteciye daha gitmiş. Ancak habercilik refleksleri açık olan Yeni Akit, söz konusu bilgiyi habere çevirmeyi başarırken, diğer gazeteci, uyuyakalmış.. Şimdi nasıl vuruyordur başını taşlara kimbilir?
13 YILLIK EĞİTİM
“Eğitimde 2023 Vizyonu”.. takip etmişsinizdir haftasonu.. Çığlık çığlığa tepkiler geliyor.. Efendim neymiş; “13 yıllık eğitim mi olurmuş?”.. Lafı hiç dolaştırmaya gerek yok.. Bu tavsiye kararına uyulur ve uygun şekilde bir düzenleme yapılırsa, işte bu 28 Şubat’ın nihayet bittiği anlamına gelecektir.. 13 yıllık eğitim teklifi verildiğinde, 28 Şubat zihniyetindeki bir sendikacı kalkıp; “Aman efendim, bilimsel alt yapı çalışması yapılmadan, nasıl 13 yıllık eğitim modeli kabul edilebilir ki?” dedi.. Adama sormazlar mı peki, 16 tane Milli Eğitim Şurası’nın kararı yok sayılarak 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilirken, hangi bilimsel alt yapı çalışması yapılmış? Çok açık ki, asker istedi oldu.. Şimdi Türkiye bu ayıbıyla yüzleşiyor. Neden korkuyorsunuz ki? (Yerimiz dar, 13 yıllık eğitimle ilgili daha yazacak çok şeyimiz var. Bizi okumaya devam edin)
Kalın sağlıcakla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi