LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Atatürk’ün söylemi hoş, ama söylemin içi boş! 2

Atatürk’ün söylemi hoş, ama söylemin içi boş! 2

- Lütfü Bey; iki gün önce ölümünün 72. yıldönümünde anılan Mustafa Kemal ile iki hafta önce 87. yıldönümü kutlanan Cumhuriyet’in “İmtiyazsız, sınıfsız bir toplumuz” gibi söylemleri vardı. Acaba sizce bu söylemler gerçeği yansıtıyor muydu?
- Nasıl ki “Köylü milletin efendisidir” söylemi gerçeği yansıtmıyorsa, “İmtiyazsız, sınıfsız bir toplumuz” söylemi de gerçeği yansıtmıyordu. Kulağa hoş gelse de, bu söylemlerin içi boştu. Lafta “Köylü milletin efendisidir” deniyordu, ama fiiliyatta “Bürokratlar milletin efendisidir!” söylemi geçerli oluyordu. “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” deniyordu, ama devlet demokratik değil, bürokratik olduğu için bu söylem de gerçeği yansıtmıyordu. Bürokratlar, özellikle de asker bürokratlar, kendilerini milletin efendisi sayıyordu. Zaten ülkemizdeki darbecilik geleneğinin kökeninde de askeri bürokrasinin kendisini milletin efendisi görme zihniyeti yatmıyor mu? Bu zihniyete göre millet cahildi; aklı ermezdi. Özgür bırakıldığında oyunu ya davulcuya ya zurnacıya verirdi! Onun içindir ki millete efendilik edilmesi; milletin kendi haline bırakılmaması gerekirdi. Neyse, şu “İmtiyazsız, sınıfsız bir toplumuz” söylemine gelelim şimdi. Malumunuz, Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşımızın sonucunda kurulmuştu. Savaş nedeniyle ülke yanmış yıkılmış; halk perişan olmuştu. Halkın elinde yoktu, avucunda yoktu; üstünde yoktu, başında yoktu. Halk binbir zahmetle elde ettiği bulgur bulamaçla yaşıyordu. Ama bu arada kendilerini halkın efendisi olarak görenler saraylarda, köşklerde yaşıyordu. Başta Cumhuriyet Baloları olmak üzere her vesileyle düzenlenen balolarda paşa sınıfı, bey sınıfı, ağa sınıfı hep birlikte eğleniyordu. Halk çaputlardan giyecek yaparken, bunlar Avrupa’dan getirilen pahalı giysiler giyiyordu. Halk ekmek bulamazken, adeta “Ekmek bulamayan pasta yesin” der gibi halka Fransız kalınıyordu! Ondan sonra da bu kesim kalkıp, “İmtiyazsız, sınıfsız bir toplumuz” diyordu. Bu söylemi her şeyden önce, “Cumhuriyet’i kuran partiyiz” diyen CHP’liler arasında da sınıf farklılıklarının, zengin-fakir ayrımlarının olması gerçeği çürütmüyor mu?
PARASIZ EĞİTİM İSTEMEK DE PARALI!
- Devlet yöneticilerinin bulunduğu bir toplantıda pankart açarak “parasız eğitim” isteklerini dile getiren öğrencilerden Ferhat Tüzel’in hapse atılarak, diğerlerinin de para cezasına mahkum edilerek cezalandırılmasını, fırsat bulup sizinle konuşamamıştık. Nasıl yorumluyorsunuz bu olayı?
- Parasız eğitim isteyen öğrencilerin para cezasına mahkum edildiği dikkate alınırsa, demek ki ülkemizde parasız eğitim istemek de paralı! Parasız eğitim istemekten başka suçları olmayan öğrencilere bu hapis ve para cezalarının reva görülmesi sonucunda demokrasimiz fena halde yaralı. Anlaşılan ham demokrasiden tam demokrasiye geçebilmemiz için daha kırk fırın ekmek yenilmesi gerekli. Öyle ya, sonuçta parasız eğitim istemek de bir demokratik hak değil mi? Tam demokrasilerde bu hakkını kullananlara böylesine cezalar reva görülebilir mi? Mesela ben de parasız eğitimden yanayım; hadi beni de atın içeri! Üstelik ben sadece eğitim hizmetlerinin parasız olmasından değil, sağlık hizmetlerinin de parasız olmasından yana biriyim. Demek ki içeri atılmayı çoktan hak etmişim! Hadi bunları geçip, işin özüne gelelim. Malumunuz kapitalist düzendeyiz. Bu düzende her şeyin para üzerine kurulu olduğunu bilmekteyiz. Kapitalizmin dininin imanının para olduğunu bilmekteyiz. Peki ama dininin imanının para olduğu bu düzeni kabul etmek mecburiyetinde miyiz? Demokratik haklarımızı kullanarak dini imanı para olan bu düzeni eleştiremez miyiz? Mesela eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için, eğitim sisteminin sadece parası olanlara değil, parası olmayanlara da hizmet etmesini isteyemez miyiz? Eğitimdeki fırsat eşitsizliğine isyanını pankart açarak gösterdi diye Ferhat Tüzel adlı öğrencinin dokuz aydır hapiste tutulmasını vicdanlar kabullenebilir mi? Paranın hükümdar olduğu, parasız eğitim isteyenlerin hapse konulduğu bir düzen vicdanların kabul edebileceği bir düzen olabilir mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi