Ersoy Dede

Ersoy Dede

Orduevleri Satılsın

Orduevleri Satılsın

Milletçe bir işin ortasını bulamama konusundaki mahir tavrımızı burada da göstermiş bulunuyoruz.
“Orduevleri sivilleşiyor” .. Artık vatan beklesin diye gönderdiğimiz kınalı kuzularımız, orduevlerinde içki masalarına meze taşımayacak.. Subay eşlerinin tırnaklarını törpülemek, çocuklarının okul pantolonlarını ütülemek zorunda kalmayacak.. Özel arabalarını kullanmayacak, gece yarıları sabaha kadar sevmediği türküleri-şarkıları söylemek zorunda bırakılmayacaklar.. Ya ne olacak? Bütün bu hizmetler satın alınacak.. Hasan Karakaya dünkü yazısında bu gelişmeyi “sevindirici” bir gelişme olarak yorumlamış.. Düşünün Hasan Karakaya bile sevinmiş geldiğimiz bu duruma.. Öyle büyük bir yanılsama ki yaratılan, sormayın gitsin.. Her kim planlamışsa bunu, bir reform gibi göstermeyi başarmış..

Gelin şimdi bir de bu kararı tersinden okuyalım..


Bugüne kadar, orduevlerinde berber, aşçı, garson, müzisyen, (yatılı yerler için) kat görevlisi, resepsiyonist, vale gibi (vs..) onlarca profesyonel branş için zorunlu askerlik hizmeti yapan gençler görevlendiriliyordu.. (karakollardan tugay’a kadar olan diğer seviyelerdeki profesyonel meslekleri başka bir yazıda sayacağım ama izin verin bugün orduevlerinden başlayayım) Kiminin sivildeki mesleğiydi kiminin ise eli yatkındı.. Kiminin tanıdığı bir Paşa vardı, ona yakın olsun diye torpille gelmişti orduevine.. Hiç fark etmez. Sonuçta bu hizmetlerin temini için bir kuruş para ödenmiyordu.. Koskoca Cem Yılmaz’ı Türkiye’deki bütün orduevlerinde bedavaya çıkarttıklarını hatırlasanıza.. Aynı Cem Yılmaz, bir gece, orduevi benzeri bir lokalde iki saat gösteri yapsa, kaç para alacak?


Şok etkisi yaratsın diye Cem Yılmaz örneğini verdim. Sonuçta orduevlerinde görev yapan, havuzcudan berbere, garsondan gitariste kadar her bir hizmeti satın alacak olan Türk Silahlı Kuvvetleri, kendine ayrılan savunma bütçesinin ne kadarını eğlence hayatına aktaracak?


Vatanı beklesinler diye gözümüzü kırpmadan ödediğimiz vergilerin kaçı ile içilen rakılar sübvanse edilecek, kaç oryantal için, gecelik kaç para ödenecek? Bütün bunları biliyor muyuz?


“Orduevleri sivilleşiyor” başlığını görünce, gerçek anlamda bir sivilleşmeden söz edilmediğini biliyordum. Sonuç itibariyle, komutan için, hizmeti, kınalı kuzunun yapmasıyla, dışarıdan satın alınması arasında bir fark yok ki.. O, masasına konacak rakının içindeki buza bakar. O buzu ha Mehmetçik atmış içine ha Yusufçuk.. Onun için fark etmez.. Ama benim için fark eder arkadaş.. Bugüne kadar, zorunlu askerlik hizmetinin bir parçası olarak gördüğüm için, başka türlü eleştiriyordum. Ama şimdi artık durum değişti.. Sivilleştirmek mi istiyorsunuz orduevlerini.. Satın o zaman bir zahmet.. Türkiye’nin en güzel kıyılarında, ormanların içinde, havuzu, spor salonu vesairesi olan böylesi lüks tesisleri almak isteyecek o kadar çok Fahrettin Aslan bulursunuz ki.. O para ile, Mehmetçiği şehit verdiğimiz karakolları yıkar, “füze delmez beton”dan yeni karakollar inşa edersiniz. Çok eğlenmek istiyorsanız, maaşınızdan (tıpkı bütün memurların yaptığı gibi) bir kısmını, eğlence için ayırır, izin günlerinizde gazinoya falan gidersiniz.. Bir şey daha.. Sevgili okurlar.. Hiç orduevi ya da askerî yazlık kamp veya lojman içi sosyal tesis gördünüz mü? Fenerbahçe Orduevi içinde yükselen trilyonluk oteli mesela, Büyükdere Subay Orduevi’ni, Büyükçekmece Orduevi’ni, Ankara Merkez Orduevi’ni.. Bir internetten girip fotoğraflarına baksanıza.. Bir de güneydoğuda şehit düşen Mehmetçiğin altına saklanmaya çalıştığı karakollara ve nöbet kulübelerine..


Kalın Sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi