Ersoy Dede

Ersoy Dede

Gözüm üstünde Carrefour

Gözüm üstünde Carrefour

Şimdi sormazlar mı durup dururken, gözün neden Carrefour’un üstünde diye.. Eğer yanılıyorsam beni düzeltin. Fakat bugüne kadar Carrefour’ların hiç birinde, (en azında kasa veya reyonlarda) görevli kadın personellerden, baş örtülü olanına denk gelmedim. Dediğim gibi ben denk gelmemiş olabilirim fakat başörtülü personel görev yapıyor olabilir, ona bir şey diyemem.. Ancak eskiden Kopuzlar market olan ardından hızla “ALPARK” olarak yaygınlaşan süpermarket zincirinde çalışanlar arasında başörtülüler vardı. Hâlâ da var.. Ancak bundan birkaç ay önce, sessiz sedasız bir şirket evliliği gerçekleşti. ALPARK’ları, 45 milyon dolara Carrefour aldı.. Ticari bir nedenle, yıl başına kadar da tabelalarını asmama kararı almıştı.. Bu aynı zamanda, firmanın kendi çalışma prensiplerine de, yıl başından sonra geçeceği şeklinde yorumlanıyordu. Ancak öyle olmadı. ALPARK’larda işten çıkarmalar başladı. Belli noktalarda özellikle yönetim ve idari yapıda çok sayıda çalışanla yollar ayrıldı. Şimdi ise ocak ayı başında geri kalan personelle yeni dönem için masaya oturulacak. Bu personelden bazısıyla anlaşılacak, bazısı ile de yollar ayrılacak. Şimdi işte merakla bekliyorum. Bu yolların ayrılacağı personel, tesadüfen başörtülüler olabilir. Başka nedenlerden dolayı işten çıkardıklarını söyleyebilirler. Fakat elbet her şey gözümüzün önünde cereyan edeceği için, biz de merakla, ocak ayı başında yapılacak olan toplantıyı, (her ALPARK çalışanı gibi) bekliyoruz..

TKP - BBP İTTİFAK YAPAR MI?
Soru bir parça mizah içeriyor gibi sanki değil mi? Hani derler ya; “dünya tersine dönse” diye.. Galiba bu teklif ya da talep diyelim, ancak böylesi bir şart altında gelişir gibi geliyor insana ilk bakışta.. İki farklı dünyanın önemli ideolojik yapıları ikisi de.. Ancak ikisinin de ciddi baraj sorunu olduğu ortada. BBP lideri Topçu, “baraj altında kalacak bütün partilerin birleşmesi gerektiği” yönünde bir açılım koydu ortaya.. İstisnayı ise, “terör” başlığı altında yaptı.. Bu tarife giren partileri grupladığınızda ortaya ilginç bir manzara çıkıyor. Peki ama olmaz mı? Bana sorarsanız, “olmaz mı?” demeden önce, “düşünmeye değmez mi?” diye sormak, daha pozitif bir yaklaşım değil mi?

AĞCA CANLI YAYINDA
Bu akşam Mehmet Ali Ağca ile canlı programım var.. Ülke Tv’de, saat 20:00’de.. Tanıtımları dönüyor birkaç gündür. Bu akşamki program birkaç açıdan önemli. İlki hiç kuşku yok ki bu kadar tartışılan bir adamı canlı yayında konuk etmek, (kim ne derse desin) bana sorarsanız habercilik mesleğinin içinde bir iş.. İkincisi tabii sadece konuk etmek değil derdimiz. Aynı zamanda söyleşi de yapmak. Ve bu söyleşinin içinden, kamuyu ilgilendiren haberler çıkarmak.. Birkaç haber adayı var aslında. Mesela Ağca, MOSSAD’ın, kendisine dünyayı sarsacak bir suikast için teklifte bulunduğunu anlatacak bu akşam. Kimi öldürmek istedi MOSSAD ve bunun için neden AĞCA’yı seçti, bunun yanıtını bu akşam öğreneceğiz. Ben de merak ediyorum. Dahası, AĞCA, açık yüreklilikle, “Ben bugüne kadar kimseyi öldürmedim” diyor.. Oysa kamuoyunun genel yargısı, Mehmet Ali Ağca’nın katil olduğu yönündeydi. Bunun da biraz üzerinde durmak lazım..
Kalın sağlıcakla.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi