'En kurnaz yazar', Erdoğan'ı niye övdü?

'En kurnaz yazar', Erdoğan'ı niye övdü?

Yani aklıma gelmezdi; ulusalcıları eleştiren bir yazıya bazı ulusalcıların pek sevdiği çinli lider Mao'nun bir sözüyle başlamak hakikaten aklıma bile gelmezdi.

Ama geldi, çünkü kim söylemiş olursa olsun bu söz güzel bir sözdür, yani Kuzey Kore lideri Kim Jong İl de söylemiş olsaydı bu sözü yine yazardım.

Eh biz millet olarak zaten söylenene değil hep söyleyene bakarız.

Söyleyene değil de söylenene bakanlara da kendi kendimize söylenip dururuz.

Ha, Mao'nun o sözü mü? Şöyle: "Politika kansız savaş, savaş ise kanlı politikadır.."

Evet Türkiye'de orta yerde kansız bir savaş yürümektedir.

İşte bu iki kesim arasındaki sembol savaşlarının kaynaklarından biri de 10. Yıl Marşı'dır.

Bu marş, Behçet Kemal çağlar ile Faruk Nafız çamlıbel tarafından 1933'de yazılmıştır.. Fransızcadaki "marche" sözcüğünden gelmektedir.. "Yürüyüş" anlamındadır.. "Mareşal" sözcüğünün etimolojik kökeni de bu sözcüktür.

(Ama yürürken uygun adım yürümek zarureti vardır.. Kaldı ki Tandoğan mitingine gitmek için yola çıkan arabaların "yürümesi" için de "marş"a basılır!)

Bu marş Ertuğrul özkök'ün iki gün önce yazdığının aksine, Cumhuriyet'in en önemli marşı falan da değildir..

"Terlik arası" giyerek söylenmesi de mümkün değildir; zira "terlik arası", "uygun adım"a uymamaktadır!

Ha, "beste"si benim de hoşuma gidiyor ama "güfte"si, hem Türkçesinin bozuk olması hem de "ruhunun" sakat olması nedeniyle kötüdür.

Evet bu marş geçenlerde Ak Parti'nin 2. Gençlik Kongresi'nde de çalındı.

Yazının başında Mao'nun sözünü boşuna yazmadım..

O söz, pusu kültüründen beslenen ve sinsiliği suratlarına yapışmış bulunan bazılarının "Ak Parti'ye nasıl olur da vururuz?" şeklinde özetlenen bir ahlaksızlığın genetik şifreleridir.

Bazıları bu marş çalındı diye Ak Parti'yi övmeye bile başladı ve "Hah işte böyle olun, canımızı yiyin.. Ki biz de yiyelim" demeye çalıştı!

Oysa bu marşın çalınmasından dolayı Ak Parti'yi övmek yerine "Bu marşı Ak Partili bazı gençler niye çaldı?" diye eleştirmek gerekiyor.

Bu marş öylesine "sembolik" bir marş ki, açıkçası Başbakan Erdoğan'ın "Bu marş çalınacak" diye emir verdiğine inanmıyorum.

Ama "sembolikliğin" yan tesiri işte böyle bir şeydir.

Başbakan Erdoğan o gün bu marş çalındığında kalkıp "Susturun şu marşı" mı diyecekti? Bunu diyebilir miydi? Muhakkak ki bunu dememesi gerekiyordu ve böyle dememekle iyi yapmıştı.

O zaman sorun şu: Demek ki Ak Partili bazı gençler, ya 28 Şubat'ta henüz ilkokula gittiği için bu marşın ulusalcılar nezdindeki "psikolojik linç mekanizması" özeliğini bilmiyordu..

Ya da bu gençler marşın içindekileri ezberlemiş ama "bazı" sözlerinin ruhunda gizli olan travmatik tabloyu idrakte zaafa düşmüşlerdi.

Yahut Antalya'da da Diyarbakır'da da Konya'da da Yozgat'ta da, tekrar ediyorum, Antalya'da da Diyarbakır'da da Konya'da da Yozgat'ta da birinci gelerek tam bir "Türkiye partisi" olma özelliğine sahip bir partinin niçin kapatılmak istendiğini anlayamadılar.

Aksi halde şu ırkçı sözlerin olduğu bir marşı söyleme basiretsizliğini göstermezlerdi.

"Türk'üz, bütün başlardan üstün olan başlarız" demek ne demektir?

Ya da "Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız" gibi ilkokul talebesi mesabesindeki cümlenin anlattığı nedir?

Elbette, bir Türk olarak "tarihten sonra da olmayı" ben de çok istiyorum ama "tarihten önce vardık" demekle nereye varmak istiyoruz?

Ayrıca, Türkçe bilen biri "tarihten sonra da olacağız" demek yerine sırf kafiye olsun diye "Tarihten sonra varız" der mi? (Ama doğru; Latin harflerinin kabulünün üzerinden henüz beş yıl geçmiştir, doğaldır!)

Hele hele "Türk'üz, Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi.." gibi berbat bir Türkçeye ne diyeceğiz?

Tamam, şiirlerde devrik cümle kullanılması sözlere şiirsellik katar ve bu devrik cümle tertibatı İstiklal Marşı'nda da vardır.

örneğin; "Ey nazlı hilal, kurban olayım çehreni çatma.." cümlesinin devrilerek söylendiği "çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal" cümlesi şiirseldir..

Ama "Türk'üz, göğsümüz cumhuriyetin tunç siperidir.." cümlesini devirmeyi bırakınız "iki seksen yere yatırarak", "Türk'üz, Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi.." cümlesini kurarsanız ortaya şiirsellik değil Mustafa Sandal güftesi çıkar!

Yani bu marşı çok seven Ertuğrul özkök, eşine "Sandım ki Zöhre yıldızı, şavkı beni yaktı geçti.." demek yerine "Sandım ki yaktı yıldızı şavkı Zöhre geçti.." deseydi inanıyorum ki beraberlikleri 10. yılı bile bulmazdı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi