Bosna'nın nefes boruları

Bosna'nın nefes boruları

Sida Nine, evinin altına kazılan tünelin Bosna için ne anlama geldiğini belki o günlerde bilmiyordu. Vesile olduğu şeyin künhüne belki bugün de vâkıf olmayabilir.


Türkçe Olimpiyatları'nın Bosna-Hersek finalini takip etmek üzere gittiğimizde tüneli dolaşıp Sida Nine'nin elini öpmek nasip oldu. Meşhur evinin arkasındaki bahçede çalışırken bulduk. Daha önce fotoğraflarında gördüğümüz gibi temiz ve mütebessim bir sima karşıladı bizi. Hafta sonunu birlikte geçirdiğimiz gazeteci grubunu en çok etkileyen şeylerden biriydi bu ziyaret. Arşiv görüntülerinde elinde kocaman testi ve bardakla tünelden çıkan herkese su ikram ederken görülüyordu. Zihinlere böylece kazınmış Sida Nine.

Tünelden Saraybosna'ya ulaşmış, Sida Nine'nin elinden su içmiş insanlardan biri Ali Ağabey. Savaş, son sürat devam ederken, günde iki bin bomba yağarken girmişler şehre, geçmişler tünelden. Tıbbî malzeme, gıda ve silah taşıyanların yanında sırtlarında kitaplarla yürümüşler. Tünelden geçişleri yöneten komutanlar duyduklarına inanamamış. İşgal edilme riski altında, can pazarı ülkeye sivil birileri okul açmak üzere geliyorlar. O kadar kararlı ve inanmışlar ki komutanlar geçişlerine izin vermek zorunda kalıyor. O tünelden geçen ve şehre hayat verecek belki de en önemli malzeme onların sırtındaki kitaplardı. Savaşın sonunda Sırp Çetniklerin karargâh ve işkencehane olarak kullandıkları bina kendilerine okul yapmak için verildiğinde çocuklar gibi sevinmişler. Bugün yedi okul ve bir üniversiteyle Bosna-Hersek'in en gözde ve modern okullarından olan Sema Eğitim'in hikâyesi böyle başlamış.

İçinde üniversiteyi de barındıran eğitim kompleksinde Türkçe ülke finalini seyrederken önümde oturuyordu Ali Ağabey. Yer yer gözümü sahneden kaydırıp fark ettirmeden onun tepkilerini gözlüyordum. Dalıp dalıp gidiyordu. Belki de tünelden geçerken astım krizine tutulup bayılan arkadaşını hatırlıyordu. Ya da ilk bina kendilerine verildiğinde ceplerindeki son paralarla aldıkları el arabası ve kürekler geçiyordu gözünün önünden. Şarkı yarışmasında birinci olan Sejlan'ın söylediği 'Telli Turnam' ona başka şeyler çağrıştırıyordu. Beceri dalında Türkçe eğitimlerini eğlenceli dille anlatan Kız Koleji öğrencilerini seyrederken, kitaplar gelmeden iptidai şartlarda yazdıkları ders notlarını mı düşündü acaba? Törenden sonra bütün bunları sorabileceğimiz fırsatımız vardı. Çayda beraber olduk ve yaşadıklarını anlatmasını istedik. Bizim ikinci el bilgilerle saatlerce anlatacağımız hikâye kısa sürede bitti. 'Şu nasıl oldu?' türünden açma girişimleri de fazla tesir etmedi. Mahcup bir eda, kısa cümleler ve ayıp işliyormuşçasına sık sık özür dileyen ifadelerle sohbet tamamlandı. Otele dönerken Milliyet'ten Ali Eyüpoğlu, "Bu adamın hikâyesi çok güzel film olur." deyince hepimiz tasdik ettik. Ama önce Ali Ağabey'i konuşturmanın yolu bulunmalıydı! Zaten söylediklerinden ziyade ketmettikleri etkiledi. Lisan-ı haliyle ifade ettikleri daha iyi anlatıyordu yaşananları.

Dönüş yolunda dilimize pelesenk olan ise Türkçesi yeterli olmadığı için bu sene yarışmalara katılamayan Enis'in söylediği 'Saçlarından bir tel aldım, haberin var mı?' türküsüydü. Önümüzdeki yıl yarışmalara katılırsa birinci olacağını şimdiden söyleyebiliriz; Enis, sesi ve tavırlarıyla yeri yerinden oynatabilecek yeteneğe sahip. Burç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Padem, ödül verirken yaptığı konuşmada türküye atıf yaptı ve "Evet herkesin haberi var. Bu okullardan, eğitim gönüllüsü öğretmenlerden, onlara imkân hazırlayan işadamlarından ve birlikte yaşadıklarımızdan herkesin haberi var." dedi. 25 ayrı milletten öğrencinin beraber eğitim gördüğü okul gerçekten herkesin haberdar olması gereken bir durum. Hele bu ülke yakın tarihin en acı savaşına tanıklık etmiş, en derin acıların izi henüz hafiflememişse. Daha ilk günden Boşnak, Hırvat ve Sırp öğrencileri aynı sıraya oturtmayı başarmış okul yöneticileri. Ailelerin ilk etaptaki endişelerini kısa zamanda izale etmeyi bilmişler. Bosna'daki Türk okulları, dünyadaki pek çok benzeri gibi huzur adacıkları oluşturmaya devam ediyor. Onlar bulundukları ülkelerin nefes boruları hükmündeler. Sanki Sida Nine'nin evinin altından açılmış tünel gibi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi