LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Basılmamış kitabın davası olmaz!

Basılmamış kitabın davası olmaz!

- Lütfü Bey; Ergenekon davası tutuklusu Ahmet Şık’a ait İmamın Ordusu adlı kitaba, basılmadan polisçe el konulmasına, başta CHP’liler olmak üzere bazı çevrelerin tepkileri yoğun bir şekilde sürüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Konuya espriyle girecek olursak, eskiden kitaplar matbaacılarca basılırdı; anlaşılan şimdi polislerce basılacak! Bundan sonra sadece basılmış kitabın davası olmayacak, basılmamış kitabın da davası olacak! İşin esprisini bir yana bırakırsak, İmamın Ordusu adlı kitaba basılmadan el konmasına en büyük tepkiyi gösteren CHP’lilere tarihi bir hatırlatmamız olacak. Malumunuz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP cenahı, “Tarihin hiçbir döneminde, hatta Hitler döneminde bile basılmamış kitaba el konmadı” diyor. Oysa CHP’nin ilk genel başkanı olan Mustafa Kemal döneminde, hem de Milli Mücadele kahramanı Kazım Karabekir Paşa’nın hatıratını içeren kitaba basılmadan el konulup yaktırıldığı unutuluyor. CHP’nin son genel başkanı Kılıçdaroğlu Kemal, CHP’nin ilk genel başkanı Mustafa Kemal döneminde basılmamış kitaba el konup yaktırılmasından niçin hiç söz etmiyor? Bir de bu konuda yine ağırlıklı olarak CHP’li çevreler, “İmamın Ordusu adlı kitap Fethullah Gülen Cemaati’ni kötülediği için daha basılmadan el konuldu” şeklinde bir iddiada bulunuyor. Anlaşılan CHP’li çevreler kitapçı raflarının Fethullah Gülen Cemaati’ni kötüleyen kitaplarla dolu olduğunu görmemezliğe geliyor. Kitapçı raflarını dolduran Fethullah Gülen Cemaati’ni kötüleyen kitaplar, CHP’li çevrelerin bu iddiasını çürütüyor. Ancak tüm bu gerçeklere rağmen benim bu konudaki kanaatim değişmez. Benim düşünceme göre doğmamış çocuğa don, basılmamış kitaba da hüküm biçilmez! Basılmamış kitap doğmamış çocuk gibidir. Konu bu ölçüyle değerlendirilmelidir. Basılmamış kitabın polis baskınına uğraması kabul edilecek bir uygulama değildir. Diyelim ki devran değişse, 28 Şubat darbesi gibi bir dönem gelse ve de diyelim ki bu kez muhafazakâr yazarların basılmamış kitapları polis baskınına uğrasa, bu kabul mü edilecektir? Böyle bir uygulama benim düşünceme terstir.
DERİN DEVLET HESAP VERMELİ ELBET!
- Derin devlet örgütüne tetikçilik yapmaktan mahkûm olan Ayhan Çarkın, “Devlet benim gibilere sayısız cinayet işletti” diyerek önemli itiraflarda bulunuyor. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın, “Faili meçhul cinayetler bir devlet politikasıydı” şeklindeki itirafından sonra özel harekatçı Ayhan Çarkın’ın “Devlet benim gibilere sayısız cinayet işletti” itirafı birbirini tamamlıyor. Aslında devletimizin daha kuruluş aşamasından başlayarak kendisine muhalif gördüğü pek çok kişiyi faili meçhullerle, suikastlarla yok ettiği biliniyor. Sosyalist önder Mustafa Suphi’nin boğdurulması, takiben sosyalist şair Sabahattin Ali’nin vahşice öldürülmesi, bu konudaki ilk örnekleri oluşturuyor. Milli Mücadele kahramanı Kazım Karabekir’e bile suikast düzenlenmesi ise işin hangi boyutlara vardığını gösteriyor. Özellikle NATO’nun Gladyo örgütünün devletin derinlerine yerleşmesinden sonra bu iş hız kazanıyor. Ve bugün 17.500 faili meçhul cinayet ile birlikte tarihimizin karanlık dönemleri de aydınlatılmayı bekliyor. İşte adına ister Gladyo, ister Susurluk, ister Ergenekon densin, bu derin devlet örgütünün yargılanması benim açımdan bunun için önemli. NATO ülkelerinin, örneğin İtalya’nın kendi derin devlet örgütünü yargılayıp hesap sorduğu gibi bizim ülkemiz de kendi derin devlet örgütünü yargılayıp hesap sorabilmeli. Ve yargılamanın ucu bu derin devlet örgütünün 1 numaralarına kadar gidebilmeli. Peki bizdeki yargılamanın ucu 1 numaralara gidebildi mi? Unutmayalım ki mesela İtalya’daki derin devlet örgütünün tümüyle ortaya çıkarılabilmesi, 1 numaralara kadar gidilebilmesi için 7 bin 500 kişi tutuklandı, yargılandı. Bizde ise bu sayı 500 kişiyi bile bulmadı. İtalya’daki derin devlet örgütünün tümüyle ortaya çıkarılabilmesi için yargılananların başında mesela büyük medya patronları, büyük işadamları vardı. Peki nerede derin devlete ve onun askeri darbelerine hep destek vermiş büyük medyamızın patronları? Nerede büyük medyamızın 1 numarası? Yargılamalar son numaralardan bir numaralara uzanmayacak mı? Eğer Ergenekon’da yargının eli son numaralardan bir numaralara doğru uzanmazsa, sadece sivrisinekler yargılanmış, bataklık ise olduğu gibi kalmış olmayacak mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi