Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Kazzafi’ye veda!

Kazzafi’ye veda!

Bir zamanların muktedir Libya darbecisi Kaddafi’nin sona yaklaştığı anlaşılıyor. İktidar inadından vazgeçmeyerek memleketini emperyalist kontrole açan bir geçmiş zaman figürü ile ilgili bundan 10 sene önce yazdığımız bir yazıyı veda yazısı olarak sunmak istiyoruz:
Bu isim artık gençlere fazla bir anlam ifade etmiyor. Halbuki, 1970’lerde esen fırtınalardan birinin adıydı. Elbette ona daha çok “Kaddafi” denirdi. Fakat, arapça fasahatine meraklı bazıları “Kazzafi” derlerdi. Biz de biraz bizdeki “kaz” kelimesiyle çağrışımlarını düşünerek bu söyleyişe iştirak ederdik.
1970’ler, yani Doğu-Batı, komünist-kapitalist çatışmasının zirvede olduğu, soğuk harb terminolojisinin baştacı edildiği demler. İşte o sıralarda, Libya’da bir albay, Muammer Kaddafi bir darbe (veya ihtilal) yaptı. Bir hükümet devirme veya saltanat kaldırma ise, bu “darbe” idi. Fakat, albay, bunun devrim/ihtilal olduğunu söylüyordu. Hem de antiemperyalist devrim! Türkiye’ye ulaşan haberler, Kazzafi’nin ülkesinde yabancı tesire, kültüre ve dile savaş açtığı yönündeydi. Hatta pasaportlara yalnız arapça yazılmasını emretmişti. Bu Arap milliyetçiliği, Türkiye’ye aynı zamanda bir islâmcılık olarak yayılıyordu.
Kaddafi’nin Osmanlı bakıyesi Senusî hanedanını ortadan kaldırması Türkiye’de de heyecanla karşılandı. Ne de olsa bir krallık daha yıkılıyor ve cumhuriyet ilan ediliyordu! Giden hanedanın Osmanlı bakıyesi olduğu, Libya direnişini 1910’larda omuzlayan bir tarikatın oluşturduğu bir devlet yapısı ve Senusi ailesinin Türkiye’ye bağlılığı hep gözardı edildi. Hatta, Kazzafi darbe yaptığında Libya Emiri Bursa kaplıcalarında bulunuyordu, yanlış hatırlamıyorsam.
Kazzafi, geleneksel bir iktidarı yok ederken, onun Osmanlı bakiyesi hilâl ihtiva eden bayrağını da ortadan kaldırdı. Kendine göre Arap sembolü olan bir bayrak ihdas etti. Ülkesinden ABD ve İngiliz üslerini kaldırttı. Yahudilerin ekonomik güçlerini kırdı. O arada, arazi değilse de nüfusu küçük devletini Arap ülkeleri ile birleştirmeye çalıştı. Delimtrak bu adamın emperyalizmin bütün İslam-Arap dünyasını kendine bend ettiğini bilmemesi mümkün müydü? Eğer biliyor idiyse, böyle birleşme taarzularından bir sonuç çıkmayacağını bilmemesi mümkün olabilir miydi?
Kaddafi’nin küçücük boyuyla büyük işler yapmaya kalkışması bir müddet sonra delilik isnadlarını güçlendirdi. Hele “Yeşil kitap” diye bir risale kaleme alıp bütün dünyayı bu müthiş ideolojiye ram etmeye kalkışması unutulur gibi değildi. Zamanın çok ünlü bir italyan bayan gazetecisinin Kazzafi’nin “Yeşil kitap” diye geh geh geğirmesine kızıp, “ekselans bu Yeşil kitap dediğiniz benim pudra kutuma sığacak büyüklükteki nesne midir? Bu mu dünyayı kurtaracak kimya” demesi unutulmamıştır.
Kazzafi tipi devrimler ve liderler uzun vadede emperyalizmin âmaline hizmet eder. Ortadoğudaki bütün milliyetçi devrimler, uzun vadede emperyalizmin âmaline hizmet etmiştir.
Emperyalist odaklar, kendi kontrollerindeki bir ülkede böyle bir devrim olduğunda kısa vadede kayba uğrayacaklarını bilmelerine rağmen, uzun vadede mutlaka kazanacaklarını bilirler. Kazzafi, Türkiye hinterlandını Mısır’da Nasır’ın yaptığı gibi, daraltan bir devrim yapmıştır. Nasır devriminden önce Mısır’la Türkiye arasında tarifeli vapur seferleri vardı. Hacıbekir lokumcusu yalnız İstanbul’da değil, Kahire’de ve İskenderiye’de de icra-yı ticaret ederdi. Mısır bayrağı Osmanlı bakıyesi hilâllerle tezyin edilmişti. Mısır’da arapçadan sonra en etkili dil türkçe idi...
Nasır devrimi, bütün bu Osmanlı-İslâm kalıntılarını yok etti. Müfrit Arap milliyetçisi Nasır ve Kazzafi esasında Arap islam dünyasının milliyetçilik eksenli emperyalizme kul olma hareketinin sürükleyicisi oldular. Arap dünyası milliyetçileştikçe sömürgeleşti. Büyük bütünden ayrılıp daha büyük bir bütün kurma iddiasına yöneldikçe küçüldü. En sonunda hesaba alınmaz bir coğrafya oldu. Bu hesaba alınmazlık, büyük sömürgecinin herkesin gözünün içine baka baka Irak’ı işgal etmesine kadar gitti.
Şimdi Kazzafi Batı emperyalizminin bütün emir ve talimatlarına harfiyyen uyacağını açıklamış. Yaramazlıklarından ötürü affını istirham etmiş. Bir rivayete göre, çok yakında İsrail’e gidip biat edecekmiş!
Böyle fukara çöl tilkilerinin dönüp dolaşıp gideceği yer orasıdır zaten!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi