"Komşu komşunun külüne muhtaçtır" sözü komşuluğu anlatmak için önemli bir ip ucudur.

Komşuluk mukaddesatımızdır. İnsâni ve İslâmî ilişkilerimizi belirlemede komşuluğun ayet ve hadislerle sabit olan önemli bir husustur.

Komşuluk önemli bir hak çeşididir.

Bir binanın içinde oturan insanların, Allah'ın râzı olacağı bir komşuluk oluşturamamaları tıpkı zina gibi, kumar gibi, içki gibi yasaklanmış işler arasında olduğundan hakiki Müslümanlığa aykırıdır.

Komşuluk geniş mânâda algılanmalıdır. Böyle algılanırsa meseleyi şöyle mütalaa edebiliriz:

• Devlet devlete komşudur.

• Şehir şehire komşudur.

• Köy köye komşudur.

• İnsan insana komşudur.

Komşuluk:

• Ev komşuluğu,

• İş yeri komşuluğu,

• Yolculuk beraberliği komşuluğu,

• Mescitte ibadet beraberliği komşuluğu olarak bilinmelidir.

Dinimiz komşuluk dairesi çizmiştir. Bu daireyi önceki âlimlerimiz her yöne 40 ev olarak belirlemiştir. Şehirlerde bir binanın içinde 40'tan fazla ev bulunmaktadır. Bir iş hanında yüzlerce iş yeri mevcuttur. Bunu nasıl tayin edeceğiz? Bunun için diyebiliriz ki, biz, gücümüzle sınırlı bir daire içerisinde komşularımızı Allah'ın üzerimize haklarını yüklediği kimseler olarak görebiliriz, demek durumundayız.

Rasûlüllah (sa.v.) komşuluk ihlalini:

• İmanda eksiklik,

• Büyük günah,

• Cennete girmeye engel,

• Hayırsızlık,

• Vefasızlık, gamsızlık olarak beyan etmişlerdir.

Din ayrılığı komşuluğa mani değildir.Müslüman olmayanlar da komşuluk haklarına sahiptirler.

Komşu komşuya eziyet etmez.

Komşu komşunun ihtiyaçlarıyla, hastasıyla, cenazesiyle ilgilenmekle mükelleftir.

Müslüman, komşusunun sosyal ve beşeri ihtiyaçları kadar akideleriyle de meşgul olacaktır.

Komşu komşunun hata işlemesine sessiz kalamaz. Onlara tebliğ eder, iyiliklere davet eder. Allah'a davette ilk görevlerimizin başında komşularımız olmalıdır.

Komşularımızı dualarımıza katacağız.

Komşularımıza:

• Güler yüzümüz,

• Acılarını ve mutluluklarını paylaşmamız,

• Borç alıp-vermemiz.

• Borçlarını ödemede yardımcı olmamız,

• Hastalıklarında ilgimiz,

• Cenazelerine katılmamız,

• Ortak kullanım alanlarındaki müsabahamız,

• Hediyeleşmemiz sünnete uygun hayat tarzımız olmalıdır.

• Yakın ve uzak komşuya iyi davranmamız Allah'ın emridir. (Nisa Sûresi: 36)

Hadiste buyrulur ki:

"Kendisinden komşusu güven duymayan kişiler helak olmuşlardır." (Buhari, Edeb, 29. Müslim, Tirmizi)

Komşularımız hem dert ortağımız hem de sevinçlerimizi paylaştığımız yakınlarımız olabiliyor.

Sanayileşme ve teknoloji insani değerleri ve komşuluk ilişkilerini yok etti. Bu da sosyal yalnızlık sürecinin başlamasına sebebiyet verdi. Komşuluk ilişkilerinin kesilmesi insanları yalnızlığa itti. Oysa aile bireylerinden sonra, insanın en yakın çevresi komşularıdır. Müslüman, komşularına güven vener kişidir.bu hususta hepimiz kendimizi sorgulamamız gerekiyor.