Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Körü körüne, toptan karalama ayıp değil mi?

Körü körüne, toptan karalama ayıp değil mi?

Cismen, rütbeten koca koca adamlar bile “Önceki yöneticiler bir şey yapmadı, biz her şeyi düzelttik!” diyerek geçmişi toptan karalama sığlığına düşebiliyor maalesef.

Oysa, fertler gibi aileler de, toplumlar da, devletler de çocuk gibi doğar, gelişir, büyürler. Birisinin gençliğe kıyasla çocukluğunu, olgunluğa kıyasla gençliğini, yaşlı-başlılığına kıyasla olgunluk devrelerini tenkit etmek mantıklı mı? Ortaokula başlayan bir talebenin ilkokul devresini, liseye başlayanın ortaokul dönemini, üniversiteye gidenin lisedeki bilgi ve becerisini tenkit etmek ne derece iz’an ve insaf ile bağdaşır?
Geçmiş dönemlerin sosyal, kültürel veya ekonomik kazanımlarıyla günümüzdeki gelişmeleri kıyas ederek körü körüne ve toptan tenkit etmek elbette doğru olmaz. Zira, herkes bilir ki, temel, yani altyapı olmadan üstyapı oluşmaz. Her geçen dönem, bir öncekinin altyapısıdır. Ve sizin geliştirdiğiniz her ne ise, geçmiş devrelerde yapılan çalışmaların üzerine bina edilmiştir.
Farazâ, bundan 20-30 sene sonraki gelişmeleri gören birisi, “Biz bu kadar gelişme sağladık, bakın bakalım 2000’li yıllarda ne haldeydik?” diyerek bugünü insafsızca ve eleştirebilir mi?
Meselâ, 1950’den 1960’a kadarki dönem içerisinde Demokratlar Ezan-ı Muhammedî’yi aslına çevirdi, din derslerini ilkokullara koydu, bu arada 7 adet de İmam-Hatip okulu ve bir İslâm Enstitüsü (İstanbul) açtı. Ve kalkınma hamlesi başlatarak birçok fabrika açtı.
Daha sonra gelen AP iktidarı, 500 civarında İmam-Hatip okulu ve birkaç İslâm Enstitüsü açtı. Barajlar, elektrik, yollar ve fabrikalar yapıldı. 1965-1969 yılları Cumhuriyet tarihinin maddî-manevî en büyük kalkınma devresidir.
O günün siyasileri kendi zamanlarıyla geçmişi kıyaslayarak suçlamada bulunmadı. Bilakis, onların başlattığı hamlelere teşekkür ederek bunları katladı…
Bugün tenkitte doğruluk ve dürüstlük sizlere ömür! Meselâ, “Geçmiş dönemdeki siyasetçiler hiçbir şey yapamadı, ama biz şunu yaptık, bunu yaptık!” diye hava atarlar.
“İyi de, şu konuyu, şu meseleyi, şu hususu halledemedi, buna ne diyeceksin?”
“Kolay değil, yavaş yavaş, onu halletmek zor…”
“Peki, geçmiş dönemlerde çok mu kolaydı!”
“Tıssss…”
Şu halde her şeyi kendi şartlarına, verilen imkânlara ve yapılan icraatlara göre değerlendirmek gerekmez mi?
Nerdesin ey dürüstlük, nerdesin ey dosdoğru şahitlik, nerdesin ey insaf!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi