Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Cemaatleşme/gruplaşma değil, grupçuluk tehlikelidir!

Cemaatleşme/gruplaşma değil, grupçuluk tehlikelidir!


İçlerinde İlahiyat titri de olan kimileri cemaatleşmeyi “Müslümanların bölünmesi” tevehhüm ederek karşı çıkar. Acaba gerçekten İslâmî manada cemaatleşme, gruplaşma bölünme midir; yoksa sosyal hayatın bir zarûrî ve tabiî sonucu mudur?
    

Haddizatında cemaat, İslâm toplumunda bir iş bölümü ve mesailerin tanzimidir. Her grup ve cemaat, kendi meslek ve meşrebine göre İslâm’ın bir hakikatini öne çıkararak o noktaya hizmet eder.
Cemaatleşmeye itiraz eden; daha önceki cemaatle ilgili naklettiğimiz âyet ve hadisleri özümseyememiş ve sosyal hayatın fıtrî akışına karşı geliyor demektir. Veya, cemaate karşı gelerek, dine olan karşıtlığını dile getiriyor da olabilir! Kimbilir, bir gruba mensup olmamanın yansıması da olabilir!
Aslında cemaate/gruba karşı gelmek, aynı zamanda statükocu, müstebit sistemin tek tip, tek düşünce zihniyetin harcıdır! Cemaatleri yıpratmak, etkilerini kırmak için böyle bir kampanya yürütüyorlar. Zira, cemaat; müstebit devletin, sistemin kontrolünde olmalıdır.
Öte yandan; “Gruplaşmak iyi değil!” diyenler de farkında olmadan “İyi değil diyenler grubu” oluşturmuyor mu? Duygu, düşünce ve kişiliklerimiz farklı olduğuna göre; meslek ve meşrepler de farklıdır. Bu farklılıklar; grup/cemaatlere de yansır. Farklılıklar; iş-güç, fikir birliğine engel olmadığı gibi; çatışma sebebi de değildir. Gruplaşma/cemaatleşme değil; ancak, “grupçuluk-cemaatçilik” tehlikeli ve zararlı olabilir. Halbuki, cemaatte meşveret ruhu hâkim olsa, hata da etse, bir sevap alır. Ayrıca; grup/cemaat bir kusur işliyorsa; fert bin kusur işlemektedir. Kabul etmeliyiz ki: Ferdler, hatadan uzak olmadıkları gibi; ferdlerden müteşekkil grup ve cemaatler de hatâ yapabilirler. Bunlara bakıp cemaatleşme ve gruplaşmayı reddetmek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Değerlendirmede ölçümüz şu olmalı:
Bir şey ne bütün bütün iyi, güzel ve mükemmel; ne de tamamen kötü, çirkin veya yanlıştır. Eğer güzellikleri, iyilikleri kötülükleri, çirkinliklerinden fazla ise o iyidir. Zîrâ, eşyada kusursuz ve her ciheti hayırlı şeyler, meşrepler, meslekler az bulunur. Her halükârda bazı kusurlar ve sûistimaller kaçınılmazdır. Çünkü ehil olmayanlar bir işe girseler, elbette sûiistimal ederler. Fakat Cenâb-ı Hak, âhirette amelleri muhasebe düsturuyla, Rabbânî, İlâhî adaletini, hasenat (sevap, güzel işler) ve seyyiâtın (günah, kötü, çirkin fiiller) muvazenesiyle gösteriyor. Yani, hasenat üstün ve ağır gelse mükâfatlandırır, kabul eder; seyyiat üstün gelse cezalandırır, reddeder.1
Evet; iyi olmayan gruplaşma/cemaatleşme değil; bunu sosyal hayatın tabiî, fıtrî bir neticesi olduğunu kabul etmemektir. Ve tarafgirlik yapmak; yekdiğerine haset, kin ve düşmanlık beslemektir.

Dipnot:
1- Mektûbât .

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi