Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Nereden nereye!

Nereden nereye!

 “Daha geçen Silvan’da 13 Mehmetçiği şehit verdik.
Dün de Mardin’den acı bir haber geldi.
Teröristler Mardin'in Ömerli ilçesinde İkipınar Köyü’nde karakol bastı.
Ve 2 astsubay ile 1 uzman çavuşu şehit etti…”

Benim gördüğüm manzara şu ki:

Terör olaylarını bu ifadelerle aktarınca dahi birileri tarafından “milliyetçilikle hatta ırkçılıkla” suçlanabiliyoruz.
Bu suçlama hep olmuştur elbet.
Ancak bu rutin anlatıma bile tahammülleri olmayan bu “birilerine” artık her kesimde rastlamak mümkün.

AK Parti’nin icraat broşürlerinde sık sık kullandığı “Nereden Nereye” vurgusunun tam da bu noktayla çok iyi örtüşeceği düşüncesindeyim.

Evet, nereden nereye!
Ve her geçen gün bu yeni “nere” yayılıyor…
Çok farklı farklı kesimlerden kimileri bugünkü “nere” noktasının tarafbaşlarının gözüne girmek için öyle mücadelelere girişebiliyorlar ki, bu yarışta birbirlerini ezebiliyorlar.

Günümüz Türkiye’sinde “terör örgütüne laf söyletmemek” adeta yükselen değer.
Statükoculuk”, “ırkçılık” gibi suçlamalar da bu yükselen değerin en rahat doğrultulabilen, en modern silahı!
Yeni “nere” böylece yayılıp, kök salıyor!
Bu "yeni nereciler",  çözüm olarak eskiyi bırak, orta yollu bir “nere”yi işaret edenleri bile hemen “ırkçılıkla-statükoculukla” yaftalayabiliyor.
Bunlar istiyorlar ki;
PKK’ya “terör örgütü” demeyeceksin.
Çünkü o bir “halk hareketi!”
PKK’lılara “terörist” demeyeceksin.
Çünkü onlar gasp edilmiş haklarını geri almak  için mücadele eden birer “gerilla!”
Hele…
Bu “halk hareketi” mensubu “gerillaların” keleşinden çıkan kurşunla ölen devlet askerlerine “şehit” hiç demeyeceksin.
Çünkü onlar “şehit” değil, “kirli savaşın kurbanları!”
Mehmetçikle-PKK’lılar arasında bir çatışmamı çıktı, ilk yorumun şöyle olmalı, bunlara göre:
“TSK hemen silah bıraksın.”
Şehit mi verdik, önce “ihmal”i sorgulayacaksın!
Çıkmıyorsa bir şey, “zamanlama”ya vurgu yapacaksın!
“Tam da uzlaşma sağlanıyordu ki, bir karanlık el devreye girdi ve ortamı sabote etti” gibi yorumlarda bulunacaksın!
Ardından da lafı “TSK içindeki işbirlikçilere” getireceksin.
“Açılım” diyeceksin, “demokratik özerkliğin kaçınılmazlığından” söz edeceksin!
Asla ve asla “Teröristler Mehmetçiklerimizi şehit etti” demeyeceksin.
Haykırmayı geçtik, “Kahrolsun PKK” diye mırıldanmayacaksın bile!

PKK’nın, BDP’nin, DTK’nın yıllardır dillendirdiği “haklar” konusunda, “teröre prim veriyor” eleştirileri pahasına çok farklı adımlar atmış olan AK Parti Hükümeti’nin, son terör olayları sonrası Özel Harekat Polisleri’ni devreye sokacak olmasına bile karşı çıkacak, ortalığı ayağa kaldıracaksın!

***

Evet maalesef terörle mücadele konusunda gelinen "yeni nere” böyle bir şey bana göre.
Bu "yeni nere”nin kendiliğinden oluştuğuna ve vicdani bir dönüşüm sonucu ortaya çıktığına kanaat getirsem, inanın bunlara saygı duyarım.
Ama kesinlikle böyle olmadığını düşünüyorum.
Bölge halkının sorunları, Türkiye’nin terör kamburundan kurtulması bu yeni “nere”cilerin umurunda değil, bana göre.
Terörden arınmış, güçlü bir Türkiye hayalinde değiller.
Onların derdi başka!
Kendilerine göre değişik nedenlerle, her birinin bilinç altında “Vatan”, “Millet” gibi kavramlara karşı; “Türkiye”ye karşı bir kin var.
Özetle, meseleye iyi niyetli yaklaştıklarını düşünmüyorum.
Çözüm önerilerini samimi bulmuyorum.

***

Bir terör olayının ardından en ince noktasına kadar “zamanlama” sorgulaması da yapılır, şehit vermişsek “ihmal mi var” diye de sorulur.
Varsa da bir ihmal, anında gereğinin yapılması istenir.
Hele hele terörle mücadelede TSK içinden, Jandarma’nın Polisin içinden siyasileri zor durumda bırakmaya dönük haince adımlar atanlar varsa, bunlar tespit edilerek, en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Burası tartışma dahi götürmez.

Ancak tüm bunlar yapılırken şu kırmızı çizgilerin hiçbir zaman göz ardı edilmemesi gerektiği kanaatindeyim:

*PKK bir terör örgütüdür, kurşun sıkarak, bomba atarak bölücülük yapmaktadır.
*Her fırsatta vatani görevini yapan Mehmetçiklerimizi katletmektedir.
*Bu örgütün ABD ve İsrail başta olmak üzere bazı ülkelerce desteklendiğine dair ciddi göstergeler vardır.
*Derdi hak aramak değil, Türkiye’yi güçsüz kılmaktır.
*Devlet ilgili kurumları ile bu terör örgütüne karşı mücadele etmektedir, bu esnada kayıplar verebilmektedir. 

***

Devletin bu mücadeledeki yöntemi, şekli bu gerçekler göz ardı edilmeksizin her şekilde, her ortamda tartışılabilir.
Ancak “yeni nereciler” gibi, meseleyi “devlet haksız, PKK haklı” şeklinde lanse ederek, bu temelde tartışmaya açmak asla kabul edilemez.
İşte asıl hainliğin bu olacağı kanaatindeyim.
Haftaya görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi