Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Yazıklar Olsun!

Yazıklar Olsun!

Çözüm Süreci’nde PKK bir taraftan temsilcileri aracılığı ile devlet/hükümet ile “barışı” görüşürken, diğer taraftan militan devşiriyor, yollara mayın döşüyor, şehirlere silah stokluyordu.

Hükümet ve devletin en tepesi tarafından bile kabul edilerek, itiraf edilen bu “hazırlık” sonucu bugün hemen her gün şehit veriyoruz. 

Yollarda o mayınlar patlatılıyor, 

Şehir merkezlerinde polise, askere o silahlarla kurşun sıkılıyor,

Bu eylemler o militanlar eliyle organize ediliyor. 

Sürecin mimarları bu noktada “ama biz iyi niyetliydik” diye kendilerini savunuyor.

Muhakkak öyledir ama bu yetmiyor.

Bu onları sorumluluktan, vebalden kurtarmıyor. 

Sonuç ortada, gelinen nokta ortada. 

Bedelini bugün askerlerimiz, polislerimiz, analarımız, babalarımız, eşlerimiz, çocuklarımız ödüyor.

Onlar da sandıkta hesap soracaklar, sorumlu olarak gördüklerinden. 

AK Parti’si, HDP’si, MHP’si, CHP’si…

Her kimi asıl sorumlu görüyorsa. 

Bundan kurtuluş yok. 

Gelelim bundan sonra neler yapılabileceğine: 

Daha önce de ifade ettiğimiz üzere,

Bayık’lar, Karayılan’lar, Kalkan’lar ortadan kaldırılmadığı sürece PKK’yı bitirmek zor görünüyor.

30 yıldır PKK’nın tepesinde olan bu isimlerin elinden silahı, ancak ölmeleri halinde alabilirsiniz.  

PKK’nın bitmesi için bu isimlerin ecelleri ile ölmeleri mi bekleniyor?

Devlet/Hükümet terörle mücadelede başarı için bu kellelerin alınması zorunluluğunu akıl mı edemiyor, yoksa ediyor da buna gücü mü yetmiyor? 

Yani, Kandil’i yerle bir etme/PKK elebaşlarını bir şekilde ortadan kaldırma kudretine sahip değil miyiz? 

Tek başına bir Dağlıca, bir Iğdır kahpeliği bile Türkiye’nin Kandil’i “sıfırlaması” için haklı bir nedendir.

Açıktan girilebilir…

Türkiye’nin Irak’ta işi ne öyle mi? Amerika rıza göstermez, öyle mi?

Ne büyük bir acziyet ifadesi bu böyle!

Büyük devlet olup olmadığımızın göstergesi de tam burada yatıyor.

Rahmetli Erbakan hoca, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nı, Amerika’nın izni ve desteğiyle mi gerçekleştirdi?

“Bana ne Amerika’dan”, “Bana ne İngiltere’den, Yunan’dan” dedi ve girdi.

Kıbrıs’ta bugün Türk bayrağı dalgalanıyorsa, Erbakan Hoca’nın kararlılığı neticesindedir. O da Ecevit gibi “şunla da bir görüşelim, bunla da bir görüşelim” deyip, korkuların esiri olsaydı, Kıbrıs’ta bugün tek bir Türk bile yoktu. 

Devletin/Hükümet’in MİT’i var, özel kuvvetleri/birlikleri, Jandarması, polisi var… Sık sık övündüğümüz insansız hava araçlarımız var, var oğlu var…

Bir Dağlıca’nın ardından bırakın Kandil’i, tümden Erbil bile kontrol altına alınabilir.

Gerekli temizlik yapıldıktan sonra çekilinir.

İkinci yöntem, nokta atışlarıdır.

Kararlılık varsa, o kelleler bir şekilde alınır. Yeter ki isteyelim.

PKK’ya yönelik operasyonların göstermelik olduğunu, Çözüm Süreci’yle giden milliyetçi oyların geri kazanımı için başlatıldığını savunanlar var.

Burada oy hesabı da olabilir evet ama şu bir gerçek ki, gelen her şehit haberi AK Parti’nin oylarını düşürüyor.

Şehit cenazelerinden eskisi gibi sadece “vatan sağ olsun” sesleri yükselmiyor. Vatandaş sorumlu gördüklerine isyan ediyor… 

Bugün oy oranı 7 Haziran’ın da altına düşen AK Parti’nin, terörle mücadelede vitrine oynama lükse yok. 

Cizre’de neler oluyor?

Terör örgütü ve siyasi yandaşları Cizre’de ayaklanma, Türkiye’yi Suriye’ye dönüştürme provasına girişmiş durumda. İş ciddi ve devlet, terör yandaşlarına propaganda imkanı vermeyecek şekilde teröristleri etkisiz hale getirmeye çalışıyor. 

HDP’liler Cizre’deki teröristlere destek için yürüyüşe geçti. Devlet aralarında 2 bakanın da olduğu HDP grubuna izin vermedi. CHP, HDP’nin yanında konuşlanarak yine şaşırtmadı. Ya medya?.. Malum cemaatin yayın organları olayı “Cizre abluka altında” diye sunup, bölge halkını devlete karşı adeta galeyana getirmeye gayret ediyor.  

Biri dün aynen şöyle yazdı: “Şırnak’ın Cizre ilçesi 8 gündür dünyaya kapalı. 120 bin kişi abluka altında. Ölülerini bile gömemeyen kentte devletin bir bakanı, iki bakanının girmesine izin vermedi.”

Dün Çözüm Süreci’ne yönelik sözde eleştirilerinizde tamamen kendinizi düşünüyordunuz, samimi değildiniz. 

Bugün de öyle, o bulanık “yapınızı” her şeyin üzerinde tutuyor, bu uğurda terör örgütü ile bile ittifaka girişebiliyorsunuz.

Yazıklar olsun size.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi