AKP ve Erbakan arasındaki fark ve “Milli Görüş davasında Recai Kut

AKP ve Erbakan arasındaki fark ve “Milli Görüş davasında Recai Kut

AB’nin ve AP’nin Türk yargısına yaptığı terbiyesiz müdahalelerden rahatsız olan Yargıtay hakimlerinin mesajına AKP’den aynı anlamda rencide edici cevaplar yağıp duruyor. Cevap vermemeye ve her hakareti, her girişimi, her talebi yutmaya o kadar alıştık ki, millî çevrelerin bazıları bile bu işte AKPnin yanında yer almakta bir beis görmüyor.

AKP’nin iktidarını koruması mı Türkiye’nin birincil meselesidir, yoksa devletin bekası mı? AP’nin raporunu tekrar hatırlatalım mı? Kuzey Irak’taki gelişmeleri, Ermenistan için yapılan dayatmaları, Kıbrıs’tan asker çekmemiz taleplerini, (şimdi de Kıbrıs anayasası ortadan kaldırılmaya çalışılıyormuş) Yunan taleplerine sıcak bakmamız emirlerini mi? İngiliz kraliçesinin adeta “yeni bir devleti” kutsar gibi, Bursa’ya gidişini ve özel izinle Boğaz’a demirliyen ve vaktiyle defolup gitmiş olan savaş gemisinde doğum günü partisi verişini ve bu partiye göğsüne büyük şovalye nişanı takmış cumhurbaşkanının gururla katılışını mı?

***

Metin Hasırcı Bey’in “Erbakan” kitabından sonra, Recai Kutan’ı anlatan kitabını okuyorum. Daha ilk satırlarda sarsıcı bir bölümle karşılaştım. Hani Selamet Partisi’nin 24 milletvekiliyle bakan düşürdüğü bir meşhur gensoru hadisesi vardı ya, onunla. Aslında Recai Kutan’ın biyografisini okumak da çok zevkliydi. Onun o yumuşak ve samimi anlatışıyla yaptığı bu açıklamalar, bazı şaşırtıcı bilgileri de içeriyordu. Meselâ Recai Bey Türk Klasik Müziği eğitimi görmüş ve en sevdiği makamlar arasında Nihavent, en sevdiği bestekârlar arasında SaadettinKaynak, en sevdiği şarkılar arasında “Enginde yavaş yavaş” var. Aynen katılıyorum.

Asıl yazmak istediğim, Recai Kutan’ın bu gensoru olayında Meclis kürsüsünden okuduğu metindir. AKP’lilere bunlar nasıl ders olmamış, şaşılacak şeydir.Daha doğrusu anlatılınca şaşılmayacak şeydir.Şu AB meselesini anlatmaya çalışıyorum.Bakın yıl 1980. Aradan 28 yıl geçmiş. Bu gün hâlâ uykuda olan kimi siyasilere örnek olacak bir bilinçtir karşınızdaki. Bir bilgi, vicdan ve yurtseverliktir.

***

“Adalet Partisi azınlık hükümetinin Dışişleri Bakanı SayınHayrettin Erkmen 8 aydan beri tutum ve davranışlarıyla dış politikamızda, millî menfaatlerimizi ihlâl etmekte, telâfisi imkânsız neticelere sürüklemektedir. Şöyle ki:

1-Göreve başlar başlamaz bizi neticede Avrupa’ya vilayet yapacak, Türkiye’yi İslâm dünyasından ayırıp Batı ile siyasî birleşmeye müncer olacak OrtakPazar’a sokmaya teşebbüs etmiştir.”

Burada araya girip bir şey hatırlatmak istiyorum: Atatürk, zaferden sonra, doğuda İran, Afganistan, Irak ile Bağdat; Batı’da Yunanistan, Yugoslavya, Romanya ile Balkan Paktı’nı imzalamıştı. Şimdi devam ediyorum:

“2- Ege’deki haklarımızı korumak şöyle dursun, 714 sayılı notamızı sebepsiz olarak kaldırmış, Ege’deki adaların Yunanlılarca tahkim edilmesine ilaveten, Yunanlıların Ege’yi kendi gölleri olarak kabullenmelerine zemin hazırlamıştır. Bu yüzden Ege hava kontrolü Yunanlıların eline geçmiştir.”

“3- Batı Trakya’da zulme uğrayan kardeşlerimize asla sahip çıkmamıştır.”

“4- Bu bakan, İran’a reeksport yaptırmam diyeerek, İslâm’a döndüğü için Batılıların koydukları ambargoda İran’ın değil, Batı’nın yanında yer almıştır.”

“İsrail’in emperyalist hedefleri ve tecavüzleri karşısında tutumu:”

“Bilindiği gibi bugünkü İsrail, dünya Siyonizm planının bir adımı olarak kurulmuştur. Theodor Herzl’in yüz sene evvel hazırladığı plan, önce merkezi Kudüs olmak üzere bir İsrail devletinin kurulmasını, sonra adım adım ilerleyerek Fırat,Dicle ve Nil havzalarının, yani Anadolumuzun İsrail’e vilayet yapılmasını esas almaktadır.”

***

önerge uzun ama ben en önemli yerlerini kısaca alacağım.Kudüs’ün, İsrail’in merkezi yapılması şiddetle eleştiriliyor. İsrail tecavüzlerinin artması üzerine tertip edilen Amman Konferansı’na bu bakan gitmiyor, onun yerine Sofya’ya gidiyor.

“İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesi aynı projenin bir diğer bölümü olan Anadolumuzu kendine vilayet yapma adımının bir başlangıcıdır. Böyle tarihî bir olay karşısında yapılacak ilk iş İsrail ile münasebetleri olan Türkiye’den başka bir ülke mevcut değildir. 1973’ten beri her İslâm Konferansı’nda Türkiye’nin İsrail ile münasebetleri kesmesi ısrarla talep edilmektedir.

Son Kudüs olayı vahim bir olaydır ve artık münasebetlerin kesilmesi lazımdır.”

önerge uzun. Savunması daha da uzun. Savunmayı Recai Kutan yapıyor. Ne dersiniz, eğer Kudüs mitinginden sonra Selamet Partisi kapatılmasaydı şimdi Ortadoğu’nun da Türkiye’nin de başı daha dinç mi olurdu?

Hayrettin Erkmen bu gensoruyla düşürüldü. Recai Kutan’ın konuşması, CHP’lilerin ve Selamet Partililerin alkışları arasında devam ediyordu. Oy çokluğunu nasıl sağladılar orasını bilemiyorum. Yakında öğrenirim.

Yeni Dünya Yayınları Büyük Reşit Paşa Caddesi 22/42 Vezneciler/İST. Tel: 528 46 17 -514 27 31

***

öğrendim. Demirel, hükümetin düşmesini önlemek için Hayrettin Erkmen’i istifa ettirmiş.

Pazar sabahı tam bu yazıyı fakslayacağım sırada TV-5’te Lübnanlı misafir Prof. Fethi Yeken’le bir sohbete tanık oldum. Erbakan’a verilen cezadan uzun uzun bahseden Fethi Bey, Fetih için çağrılmış fakat Erbakan’ın hapis olduğu ve bunun düzeltilemediği bir ülkeye “Fetih” söz konusu olmasaydı gelmezdim diyerek çok vefakâr ve saygıdeğer bir tavır sergiledi. Bu duyarlılığından ötürü kendilerini tebrik ederim.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi

Leke

26 Ağustos 2009 Çarşamba 01:09