Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Cevap bekleyen sorular

Cevap bekleyen sorular

Gündem Mavi Marmara Raporu.
BM’nin, çok açık bir katliam olan “o saldırı”ya ilişkin “nedir ne değildir”i.
Bir de BM gözüyle olaya bakış, yani.
Nihayet açıklandı, rapor.
Biz de başladık tepki göstermeye.
Hükümet kanadından yaptırım üstüne yaptırım açıklamaları geliyor.
Medyamızda "İsrail yalnız kaldı" haberleri...
Peki sonuç?
Elde var sıfır.

Tamam, böyle bir değerlendirme asla ve asla kabul edilemez.
Buna tepkimizi tepeden tırnağa her kesimde ortaya koyacağız.
Burası böyle de…
Buraya kadar ki süreç çok mu yerinde işledi/işletildi.
Örneğin:
Objektif bir değerlendirme çıkacakmış gibi, dört gözle BM’nin raporunu beklemek ve…
Katliamın hesabını sorma görevini BM’ye bırakmak nasıl bir şeydi Allah aşkına?
BM’nin alttan alttan nasıl bir misyon yürüttüğünü Müslüman ülkelerle ilgili kararlarından çok iyi bilmiyor muyuz?
Ne bekliyorduk ki?
İsrail’in Mavi Marmara katliamında en büyük hatamız, hakim olarak BM’yi tayin etmemiz olmuştur bana göre.

Şimdi ne kadar reddedersek edelim BM raporunu.
Ortada bir “BM Raporu” vardır.
Maalesef Türkiye Temsilcisi’nin de katılımıyla hazırlanmış bir rapordur bu.
BM'nin İsrail ağızlı Mavi Marmara Raporu'nu hazırlayan dört kişilik komisyonun Türkiye Temsilcisi Özdem Sanberk masadan kalkmamıştır.
Sanberk raporda her maddeye rezerv koyacağına, komisyondan çekilseydi, raporun bu şekilde çıkmasına engel olabilirdi.
Ama bu da olmamıştır.

Ayrıca, Hükümet’in açıkladığı 5 yaptırımdan biri olan…
“İsrail ile Türkiye arasındaki askeri anlaşmaların tümü askıya alınmıştır” maddesi ne öyle?
Mavi Marmara katliamının ardından İsrail ile askeri anlaşmalar zaten askıya alınmamış mıydı?

Alındı fakat bir süre sonra “kaldığı yerden devam” kararı verildi de, kamuoyundan gizlendi mi bu?
Yoksa hiç mi uygulanmadı bu karar?

Sadece halkın gazını almak için yapılan bir açıklamadan ibaret miydi?

Yine bir diğer yaptırım olan:
“Türk İsrail arasındaki tüm ilişkileri ikinci katip seviyesine indirildi. Büyükelçimiz geri çekiliyor” maddesine kulaklarımız bir hayli aşina değil mi?

Büyükelçimiz katliamın hemen ardından zaten geri çekilmişti.
Ya da kamuoyu öyle biliyor.
Şimdi hangi büyükelçiyi geri çekiyoruz?

Cevap bekleyen bu sorulara bir muhatap bulabilir miyiz emin değilim.

Dolayısıyla ben cevaplamaya çalışacağım.

Evet, Mavi Marmara katliamının ardından sıcağı sıcağına karşılıklı tehditler savruldu, Büyükelçimiz geri çekildi.
Ortak tatbikatlar da iptal edildi.

Peki sonra ne oldu?
Frene basıldı.
İsrail’le yeniden iyi ilişkiler içine girildi.
Bu arada, İsrail Ağustos 2010’da sessiz sedasız Heron teknisyenlerini geri gönderdi Türkiye’ye ve Türkiye'nin beklediği 4 Heron'u teslim etti.
Brüksel’de iki ülkenin bakanları gizlice bir araya geldi.
Bir takım kararlar alındı.
Ve karşılıklı üsluplar yumuşatıldı, İsrail uluslararası komisyona 'evet' dedi.
İsrail’e binbir kılınma ile kabul ettirdiğimiz uluslar arası komisyon, BM işte…
Uluslar arası komisyonun raporu da bu rapor.
Varın tüm bu süreci de siz yorumlayın!

Ancak şunu da belirtmeden edemeyeceğim:
Tüm bunlara rağmen, ümit ediyorum İsrail'e karşı bugünden itibaren farklı bir süreç işletilir.
Söylemler gerçeğe dönüşür.
Bu katil devletin yaptığı yanına kar kalmaz.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi