Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

İslâm Âleminin temel açmazları karşısında Türkiye

İslâm Âleminin temel açmazları karşısında Türkiye

“Ecnebiler, Avrupalılar terakkide istikbale uçmalarıyla beraber bizi (İslâm dünyasını) maddî cihette kurun-u vustada (ortaçağda) durduran ve tevkif eden (sabitleyen) altı tane hastalık var” diyor, Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, Hutbe-i Şamiye isimli eserinde…

Böyle diyor ve o hastalıkları şöyle sayıyor:


Birincisi: Ye’sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi...


İkincisi: Sıdkın (ki, İslâmiyetin esası sıdktır. İmanın hassası sıdktır. Bütün kemâlâta îsal edici sıdktır. Ahlâk-ı âliyenin hayatı sıdktır. Terakkiyatın mihveri sıdktır. Âlem-i İslâmın nizamı sıdktır. Nev-i beşeri kâbe-yi kemâlâta îsal eden sıdktır. Ashab-ı Kiramı bütün insanlara tefevvuk ettiren sıdktır. Muhammed-i Hâşimî Aleyhissalâtü Vesselâm’ı meratib-i beşeriyenin en yükseğine çıkaran sıdktır) hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede (sosyal ve siyasi hayatta) ölmesi...


Üçüncüsü: Adavete muhabbet (düşmanlığa dostluk-nefreti sevmek)...


Dördüncüsü: Ehl-i imanı birbirine bağlayan nuranî rabıtaları (bağları) bilmemek (yahut umursamamak)...


Beşincisi: Çeşit çeşit sarî (bulaşıcı) hastalıklar gibi intişar eden (yayılan) istibdad (antidemokratik baskı ve şiddet)...


Altıncısı: Menfaat-ı şahsiyesine himmeti hasretmek (bütün himmet ve gayretini kişisel çıkar için harcamak)...


Bu çarpıcı tespitlerle birlikte Bediüzzaman’ın Risale-i Nur Külliyatı’ndaki tüm tespitlerine dikkatle eğilmek gerekiyor. İnanıyorum ki, dünyanın gerçek kurtuluşu aramaya çıktığı bir sırada, Kur’an referanslı fikirler hem revaç bulacak, hem de yeni ufuklar açacaktır. Bu bakımdan, Kur’an gerçeğini çağa taşıyan Bediüzzaman gibi değerleri anlamaya ihtiyacımız var. Onun ve eserlerinin etrafında ufuk açıcı tartışmalar yapılması özelde İslâm âlemine, genelde tüm dünyaya büyük fayda sağlayacaktır.


İslam âleminin son derece önemli problemler yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Mısır başta olmak üzere, Afganistan, Irak, Mısır, Libya, Tunus, Suriye gibi ülkelerde ciddi problemler var.


Hepsi bu kadar da değil...


Batı dünyası acıkmasız kapitalist yöntemlerin bedelini ödüyor: Yunanistan ekonomik iflâsta, İsveç tökezledi, İspanya ve İtalya yalpalıyor, Fransa ekonomik kıskaca girmemek için Arap dünyasını sömürecek tuzaklarda çıkış arıyor...


Kısaca söylemek gerekirse, maddeyi öne çıkaran yanlış yapılanma, “Hayat mücadeledir” felsefesine tıkanıp çözülmek üzere... Artık yalnız fertler değil, milletler bile isyan ediyor.


Bu gelişmeler de gösteriyor ki, ne sosyalizm, faşizm, kapitalizm gibi yanlışlarla malül beşerî reçetelerde varlık arayan insanlık âlemi, ne de kendi varlık sebebini unutup onları şuursuzca taklit eden İslâm âlemi mutlu. Görüntü topyekün bir tıkanmaya işaret ediyor.


Marks’ıyla, Kant’ıyla, Dekart’ıyla ve Aristo’suyla, Weber’iyle, Durkheim’ıyla tüm Batı tıkandı.


Bu durumda Batı’yı taklit etmeye çalışan İslam dünyasının aynı hastalıkları paylaşması ve sonuç olarak tıkanması kaçınılmazdı.


Umutlar Türkiye’ye yönelik: Ama bu kargaşa ortamında yıldız gibi parlayan Türkiye’nin de PKK terörüyle başı dertte...


Ya da dirilip Osmanlı şemsiyesini açmaması için bilerek, isteyerek başına bu çorap örülmüş...


Türkiye PKK’yı bir şekilde bertaraf edebilir de Bediüzzaman’ın işaret ettiği hastalıklardan arınabilirse, dünya çapında müthiş bir “inkılâb”a öncülük edebilir.


Haydi hayırlısı!


¥


NOT: Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve ailesine, sevgili annelerinin vefatı münasebetiyle taziyelerimi sunuyor, son yirmibeş yılanı annesiz yaşamak zorunda kalan bir yetim olarak acılarını paylaşıyorum. Allah rahmet eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi