Yener Dönmez

Yener Dönmez

Sinekler ve bataklık

Sinekler ve bataklık

PKK’yla ilgili iki kelam eden herkes bu işin “dış bağlantılarından/dış destekçilerinden” dem vurur.

PKK’nın dış bağlantılarına operasyon yapılınca da bu çok zeki arkadaşların hiçbiri anlamaz.

Kürt hareketlenmelerinin tarihine biraz bakanlar 1800’lerin sonundan bugüne her aşamada “İngiltere Patenti” olduğunu görürler.

Bugün de bölgenin dinamikleri İngiltere eksenlidir.

PKK’nın liderleriyle masa görüşmesinin ses kaydı internete düştüğünde, Aslı Aydıntaşbaş gibi lisan hakimiyeti iyi olanların hepsi birden masadaki koordinatör ülke temsilcisinin “Elit bir İngiltere lisanıyla” konuştuğunu yazmışlardı.

İki gün içinde bir şeyler oldu ve hepsi birden bu fikirlerinden vazgeçiverdiler.

Onların vazgeçmesi gerçeği değiştirmiyor tabii.

PKK üzerinde etkin ülkelerin, örgütü yönlendiren ve yöneten hamlelerini bizzat resmi İstihbarat ve Diplomasi elemanları üzerinden yürütmesini beklemek komik olur.

Bunu “ara elemanlar” üzerinden yürütüyorlar yıllardır.

Dönem dönem hatırlayın PKK kamplarında ders verenleri.

Doğu Perinçek, PKK kamplarında ders vermedi mi?

Yalçın Küçük PKK kamplarında ders vermedi mi?

Şimdi örgütün değişen stratejisi gereği “akademi” adı altında şehirlere taşınan kamplarda Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakoğlu ders vermiyor mu?

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın kayıtlarında Büşra Ersanlı, İngiliz istihbaratıyla ilişkili olarak dosyalanmış vaziyette değil mi?

Saydığım isimlerin hepsinin tarihsel sürecine baktığınızda arkalarındaki dış istihbarat bağlantılarını kolaylıkla görebilirsiniz.

İstiyorlar ki, biz sineklerle uğraşalım.

Molotofkokteyli atan gençlerle, taş attırılan çocuklarla, kırsaldaki teröristlerle mücadele edelim.

Ama bataklıkla mücadeleye asla girmeyelim.


Bugüne kadar terörle mücadele adına Türkiye’nin yaptığı şeylerin tamamı sineklerle mücadeledir.

Türkiye hiçbir zaman bataklıkla mücadele etmedi.

Şimdi ediyor.

Fehmi Koru, dün köşesinde “Bir akademisyen ve bir yayıncının tutuklanması üzerine KCK operasyonundan rahatsızlık duymaya başlayanlar mı hatalı, yoksa yanlışlık yapılmışsa bile daha büyük yarar için görmezden gelinmesini bekleyenler mi?” diyor.

Bu Türkiye’nin eski zihniyetinin birebir kopyası bir yaklaşım.

Büyük faydalar için yanlışlıkları görmezden gelme mantığı.

Bu büyük fayda sürekli değişir.

Geçmişte hataların örtülmesi için bu mantık milyon kere kullanıldı.

Demode militarist bu yaklaşımı şimdi Fehmi Koru, iki KCK sanığının hatalarının görmezden gelinmesi için talep ediyor.

Oldu.

Bırakalım bu isimler, paralel devlet KCK’nın yönetici kadrolarına ideolojik, örgütsel ve yapısal eğitim versin, yetiştirsin.

Bölgede, devlet kurumlarını by-pass eden, vergi toplayan, yargılama yapan, belediye hizmetlerini kontrolüne alan, asayiş timleri kuran, icra tutanakları düzenleyen ve tahsilatlar yapan çok etkili bir KCK yapılanması var.

Hatta diyebilirim ki zaman zaman devletten daha güçlüler.

Bu yapıyı, dağda kalaşnikof ve doçka kullanmaktan başka mahareti olmayan okur yazarlığı şüpheli teröristler mi kurdu?

Elbetteki hayır. Bu yapıyı profesör seviyesindeki eğitmenlerin siyasi-ideolojik-yapısal-devrimci eğitiminden geçmiş KCK ekibi kurdu.

30 yıldır bitmeyen, Türkiye’nin 1 numaralı gündemi olmaktan düşmeyen bir örgütten söz ediyorsak “beyin takımını” anlamalıyız.

Açılım sürecini yürütenlerin de hatası buydu.

Olayı sadece PKK yöneticileri ekseninde ele aldılar.

Bu işin dış ayağı ve ideolog takımı hesaplanmadan hiçbir şey anlaşılamaz ve yapılamaz.

Koru’nun söylediğinin aksine Erdoğan’ın KCK hakkındaki sözleri başkalarını ikna kaygısı taşımıyor.

Anne karnındaki bebekler kurşunlanıyor, çocuklarını korumak için bir anne canlı bombanın üstüne kapanıyor, patlatılan bombalarla masumlar ölüyor, 20’lik Mehmetçikler tabutlarıyla evlerine dönüyor.

Erdoğan’ın biraz da öfkelice söylediği sözler “bir daha bunlar olmasın” diye.

Daha önce de söyledim bu acılar sizin yüreğinizi dağlamadığı, size ve yakınlarınıza ulaşma ihtimali olmadığı için size atış serbest.

Ama bizim Van depreminde yanan, dökülen her damla kanda parçalanan bir vicdanımız var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi