Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Yaşasın kral!

Yaşasın kral!

Osmanlı tahtında en uzun süre kalan Padişah, 45 yıl ile Kanuni Sultan Süleyman’dır...
Onu 39 yıl ile Sultan IV. Mehmed takip ediyor...
Orhan Gazi 38 yıl, Sultan II. Abdülhamid 32 yıl, Fatih Sultan Mehmed 31 yıl, Sultan II. Bayezid 30 yıl, Sultan II. Mahmud 30 yıl, Sultan II. Murad 28 yıl, Sultan I. Murad ve Sultan III. Ahmed 27 yıl tahtta oturdular...
Sultan laiklik ise tamı tamına 71 yıldır tahtta oturuyor!
1937’de tahta bir çıktı, bir daha inmedi...
öyleyse, “Yaşasın laiklik!..”
Yaşasın en kral kral!..

Seçimler, oy sandıkları, referendum...
Anayasa, Meclis, siyasi iktidar, hükümet...
Demokratik kurumlar, sivil inisiyatif...
Tümü şaka gibi!
Varsa yoksa laiklik...
Selam sana kral hazretleri!

Her kral kötü değil ki...
Bakın mesela Hollanda’da Kral var...
İngiltere’de Kraliçe...
Japonya’da İmparator...
Yine de demokrasileri tıkır tıkır işliyor...
Bizde ise güya kral yok, sultan yok, imparator yok, kraliçe yok da, demokrasi var...
Ama işlemiyor...
Ne zaman işleyeceğini ise kimse bilmiyor.

Dünya yüzündeki en kral kral, bizim laiklik valla...
Ne karışanı var, ne görüşeni...
O her şeye maydanoz, ama ona maydanoz olmak imkânsız.
Dediği dedik, çaldığı düdük...

Anayasa Mahkemesi, yetkilerini aşıp TBMM’nin anayasada yaptığı değişikliği eski deyişle “keenlem yekün”, yani “yok” sayarsa, bu durumda TBMM ne tür bir meclise dönüşmüş oluyor?
“Danışma Meclisi” desek mi acaba?
Bu durum muvacehesinde (hadi yine Osmanlıcadan medet umalım) Genel Kurul salonunun duvarındaki “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözünü, “Egemenlik Anayasa Mahkemesi’nin öngördüğü ölçüde milletindir” şekilde dönüştürsek mi?..
Hani çelişki ortadan kalksın ki, elâleme rezil olmayalım!

Harç bitti, yapı paydos!
Diğer kararlar yetmedi, bir de Anayasa Mahkemesi yasağı geldi başörtüsüne...
Artık ayıklayabilirsen ayıkla pirincin taşını...
Peki ama bu olumsuz tabloda iktidarın hiç mi suçu yok?..
Olmaz mı?..
Refah Partisi iktidarı ile birlikte gündeme geldi başörtüsü, daha öncesinde bu seviyede bir problem yoktu...
çözmeye çalıştıkça, giriftleşti, karmaşık hale geldi...
Nihayet sorun Adalet ve Kalkınma Partisi’ne intikal etti...
Onların da çözüme yönelik olarak attıkları her adım çukura geldi...
Başörtüsü, inatlaşmaların merkezi oldu, problem içinden çıkılmaz bir hale dönüştü...
Nihayet “Kökünden halledelim bari” dediler, anayasa değişikliğine gittiler...
Durum ortada...
Meclisin kahır ekseriyetini (341 milletvekili) elinde bulunduran iktidar, sadece 99 milletvekiline sahip olan CHP’ye yenildi...
Oysa bu konuda MHP’yi de yanına almıştı (70 milletvekili daha)...
Stratejinin iyi düşünülmediği, Türkiye’nin kimi zaman çizgi dışına çıkabilen kurumlara sahip bulunduğunun iyi hesaplanmadığı anlaşılıyor.
Bu da bir nevi “iktidar zaafı’dır!
Hayırlısı olsun bakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi