Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Yeterli olmayan

Yeterli olmayan

Rahmetli Özal kıyak emekliliği, milletvekilleri geçinemediği için değil, fazla geçindikleri için düşünmüştü.

Kimi milletvekilleri halkın işinden ziyade işadamlarının işleri için seferber olduklarından geçimleri garantilenirse, belki buna ihtiyaç duymaz, asıl işlerine bakarlar diye.

Vekillerin maaşları, meclisin ittifakla karar verdiği, partiler arası uyum sağlayan, en çabuk halledilen ülke meselesi olagelmiştir!

Son zamlarda CHP istemiyor gibi görünse de samimiyetini işin takipçisi olma durumunda gösterecektir. Aksi takdirde, yemem yan cebime koy aldatmacasına her kesin karnı tok.

Zamların en haklı gerekçesi de seçmenler için yapılan masraflardır. Yani bir nevi halktan aldığını halka verme mantığı. Ancak emekli vekiller bu ilişkileri vefa olarak ömür boyu mu sürdürüyorlar, yoksa gelecek seçimlerin yatırımı mı, bilemiyoruz.

Ayrıca diyelim sonraki dönemde tekrar vekil seçildi, hem emeklilik, hem sıcak vekil parası mı alacak? Her halde böyle bir uygulama az gelişmişlikle izah edilebilir. İster müdafaa edilsin ister karşı çıkılsın, kıyak emeklilikten vicdanlar rahatsız.

Çok yerinde olsa müdafaa edenler o kadar hırçınlaşmazdı. Apar topar halletmekten maksat, sözü edilmeyecek kadar önemsiz bir konu gibi gösterilmesiyse eğer, bu hem inandırıcı değil hem millete haksızlık.

İktidarın icraatlarını takdirle karşılayan muhterem bir baba dostu, “şunu mutlaka yaz, göz göre göre bu haksızlığı yaparlarsa millet hakkını helâl etmez” dedi. Her insanı tek tek razı etmek elbette mümkün değil. Ama toplumda güven duygusunu zedelememek lazım.

Bu çağın bütün meselelere maddiyatı önceleyerek bakma hastalığından kurtulamazsak tarihi mirası nasıl devam ettirebiliriz? Tarihin vicdanı olabilmiş büyükleri “anma” programlarından inandığı gibi yaşama alanlarına taşımalıyız artık. Meselâ yaşadığı dönemin şartlarını düşünecek olursak, Ömer bin Abdülaziz her devirde izi takip edilecek rol modellerden.

İcraatları ve şahsiyeti başlı başına bir mektep olabilecek zenginlikte. Şu davalı olduğumuz Fransa’da milletvekilleri sekreterlerinin maaşlarını kendileri ödüyor. Yani ne benzemeye çalıştığımız Batı ölçülerine uyar tarafımız var ne kendi inanç temellerimize göre hareket ediyoruz. Emaneti korumak, işini doğru şekilde yapmak, insanlığın gereği.

Çoktan beri tabii olanı olağan dışı bir davranış olarak görme kısırlığını yaşıyoruz. Toplumda yeniden erdemliliği temel felsefe olarak yerleştirmek için, ilk önce buna gerçekten inanmak, ardından inandığını somut şekilde ispatlamak gerekir. Milletvekillerimizden örnek olarak bu asil davranışı göstermelerini bekliyoruz.

Zamlardan vazgeçmek vekilleri sefil duruma düşürmez. Ama Türkiye’de temiz bir geleceğe örneklik teşkil eder. Yoksa da millet haklı olarak, nesiller yetiştirecek öğretmenin üç kuruş ders ücreti için canının çıktığı bir ülkede, doğalgaz ücretini ödeyemeyecek güçte oldukları için kış günü evde kat kat yünler giyerek oturan emekli ailelerin olduğu memleketimizde (örneklere yer versek sayfa dolar) bu yüzde yüz zam neyin nesi, diye sorar.

Konuya hakkaniyetle bakmayınca kendimizi ayrı bir sınıf gibi görme yanılgısına düşeriz. Ücretler arası dengesizlik bu kadar bariz olmasa vekillerin maaşı bu kadar tartışılmazdı. Ücret politikasının bütününde aynı tavrın gösterilmemesinin zihinleri bulandırması normaldir.

Diğer yandan milletvekillerinin geçim meselesinin ağlama hallerine dönüştürülmesi saygınlık açısından sakıncalıdır. Çok şükür iyi kötü hepsinin geçimlerini sağlayacak işleri var, aç kalmazlar. Bu durumda milletvekilliğini tanımlandırmaya ihtiyaç var galiba. Milletvekilliği meslek midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Belkıs İbrahimhakkıoğlu Arşivi