Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Tabiat bizden davacı olacak

Tabiat bizden davacı olacak

Çok yakın bir akrabam ameliyat olmuştu, ziyaretine gittim. Hastalığı biraz sıkıntılı, ama çok şükür hastalığın ağırlığını dualarıyla hafifletmeye gayret ediyor. Tam bir tevekkülle Hakk’a dayanmış.
Rabbim şifalar ihsan etsin. Dedi ki, “Allah’tan gelene ne diyebiliriz? Ancak insanların hayatını tehlikeye sokan gıdalardan hepimiz sorumluyuz. Gazete yazarları her meseleye köşelerinde yer veriyorlar. Ama bütün bir insanlığı yakından ilgilendiren gıda tehlikesine neden yabancı duruyorlar? Bana olan oldu, ama ben çocuklarımın, torunlarımın tabii olmayan gıdalar yüzünden umarsız hastalıklara yakalanmasını istemiyorum. Bir avuç insanın hırsı nesillerin mahvına sebep oluyor. Bu bir kıyım değil mi, cinayet değil mi?”. Acıyı içeriden yaşayan akrabamın sitemlerini, hastalığına ben sebep olmuşum gibi bir suçluluk duygusuyla dinledim.
Kâinattaki, dolayısıyla dünyadaki her şey Hakk’ın mizanı üzere yaratılmış. Allah, helâl kıldığı güzelliklerden nasiplenmemizi yasaklamıyor, ama sınırı aşmamamız hususunda bizi uyarıyor. Ayrıca rızık olarak verdiği şeylerden helâl ve temiz olanlarını yememizi buyuruyor. Dr. Yavuz Dizdar’la yediğimiz gıdalar hakkında yapılan bir röportajı okurken rızkın temizliğini hangi ölçülerde kavrayabildiğimizi sorguladım. Meselâ domuz eti konusunda hemen bütün Müslümanlar kesin tavırlıdır, bilerek asla yemezler. Ama sırf fazla para kazanmak kastı ve hırsıyla fıtrata aykırı beslenen, açıkçası zulmedilen hayvanların etini yemek caiz midir? Bunu düşünmek lazım.
Daha fazla etlensinler, yani daha fazla para etsinler diye tavuklarla büyük baş hayvanları kimyevi besinlerle şişirip güneşten, kırlardan mahrum ediyorlar. Bu ancak Allah korkusu nedir bilmemenin cehaletiyle yapılır. Ya bu hayvanların etiyle beslenen insanların düçar oldukları hastalıklar kimin günah hanesine yazılacak? Araştırmalar pek çok hastalığın, özellikle kanser türlerinin çoğalmasında bu besinlerin büyük payı olduğunu gösteriyor. Genleriyle oynanan, tabii gübreyle doğal ortamlarında yetiştirilmeyen sebzeler meyveler ha keza, aynı durumdalar. Hepsi bizden davacı olacaklar. Bir yakınım, uzun süre evindeki çiçeklere su vermeyi unutmuş. Bir gece çiçekler rüyasına girmişler, hep bir ağızdan kendilerini susuz bıraktığı için acı acı sitem etmişler. Bir çiftçi de, gecenin sessizliğinde bostanlardaki sebzelerin ayan beyan zikrettiklerini duyabileceğimizi söylemişti. Fıtratla oynamak bu zikri susturmak anlamına gelmez mi?
Anlatırlar ki, tekkenin birinde tepsi içinde ortaya bulgur pilavı gelmiş, mis gibi kokuyor. Dervişler edep gereği yemeğe ilk şeyh efendinin başlamasını bekliyorlar. Şeyh Efendi besmele çekip kaşığı alır, pilava uzanır, dervişler de peşinden. Fakat Efendi hemen elini geri çeker ve sakın siz de yemeyin diye dervişleri uyarır. Sebebini sorarlar. “Bu bulgur, işçilerinin hakkı sahibi tarafından yenmiş bir tarlanın ürünü de, ondan. Üzerinde işçilerin ahı var” der.
Tıpkı insanlar gibi zulmedilen bütün mahlûkatın âhı eninde sonunda bir yerlerden çıkar. Çağımızda toplumların huzursuzlukları giderek artıyor. Dünya huzursuzlukla kaynıyor. Her şeyin dengesiyle oynamanın kaçınılmaz neticelerindendir bu. İnsanlık bir gün toprağı, tabiatı böylesine hırpalamanın vebalini mutlaka ödeyecek, şimdi de ödüyor. Ama idrak mühürlenince sebebini yine başka yerlerde arıyoruz.
Hemşehrilerime bir hatırlatma
Pasinler (Hasankale)’deki İbrahim Hakkı Hazretleri Camii’nin ciddi bir onarıma ihtiyacı var. Pasinler Müftülüğü’nün Ziraat Bankası Pasinler Şubesi’ndeki 28924915-5007 numaralı hesabında caminin ihtiyaçları için bir fon oluşturulmuştur. Cenab-ı Hakk Tevbe sûresinde, Allah’ın mescidlerini ziyaret edenlerin, onarıp gözetenlerin hidayete ericilerden olabileceklerini müjdeliyor. Hemşehrilerimin bu görevden kaçmayacaklarını ümit ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Belkıs İbrahimhakkıoğlu Arşivi