Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Rumeli’yi unuttuk mu?

Rumeli’yi unuttuk mu?

Belki de kırk yıllık okuyucusuyuz, cevval bir kalemi, tahlilci bir üslubu var. Etyen Mahcupyan’dan söz ediyoruz. Onu, Bülent Ecevit’in ortanın solu hareketinin fikir organı olarak çıkardığı dergilerden tanıyoruz. Son yazısında, bize Rumeli’yi hatırlattı, müteşekkiriz.

Şahsen Rumelili değiliz, yani “muhacir” veya “göçmen” sayılmayız. Anadolulu olmak, Rumeli’nin acısını hissetmemek anlamına gelmez. Bu hatırlatma tam zamanında. Çünkü 2012, meş’um Balkan Harbi’nin 100. Yılı...

1912’de olup bitenleri burada uzun uzun anlatacak değiliz. Ömer Seyfeddin anlatıyor, Mehmet Âkif anlatıyor. Her ikisini de okuduğunuzda yürek dayanmaz vak’alarla karşılaşıyorsunuz. Bir de bir Amerikalı, Justin McCarty yazdı, son yıllarda “Ölüm ve Sürgün” diye Türkçe’ye çevrildi. Türkçesi berbat ama, Balkanlar’daki katliama ve muhacerete dikkat çekmesi önemli.

Mahcupyan yazısına, “Ermeni soykırımı tartışması ne zaman gündeme gelse Türkiye kamuoyu bir anda Rumeli’den ve Kafkaslar’dan zorla göç ettirilmiş ve kıyıma uğratılmış olan Müslümanları hatırlar” cümlesiyle başlıyor ve “Bunlar zihinlerde kolayca Türkleştirilirler ve Ermenilere yapılmış olanın karşısına psikolojik bir denge unsuru olarak çıkarılırlar. Öte yandan böylece meselenin bir Hıristiyan/Müslüman çatışması olduğu izlenimi de yaratılarak, yaşanmış bütün ‘kötülükler’ son kertede Batı emperyalizminin hanesine yazılır” diye devam ediyor.

Sonra da, yazar “unutmanın nedenini” tahlil ediyor ve şu soruyu soruyor:

“Türkiye halkı ve kıyıma uğrayarak yurtlarını terk eden Müslümanlar niçin bu olayı bu denli kolayca unutmaya eğilimliler? Ve buna karşın acaba Ermeniler niçin ısrarla hatırlamayı zorluyorlar?”

Cevabını da veriyor elbette:

“Ermeniler ve Rumelili Müslümanlar arasında bir ‘otoktonluk’ farkı var: Ermeniler bilinen tarihle en az üç bin yıldır bu topraklardalar. Oysa Müslümanlık Rumeli’ye son üç yüz yıl içinde girmişti ve bazı küçük bölgeler dışında Müslümanlar hiçbir zaman oranın gerçek anlamda ‘yerlisi’ haline gelmediler.”

Mahcupyan’ın yorumu, tahlili özetle böyle...

Önce Türklerin, müslümanların Balkanlar’da üç yüz yıldır var oldukları ve bazı küçük bölgeler dışında müslümanların hiçbir zaman oranın gerçek anlamda yerlisi olmadıkları görüşünün en hafif tabiriyle, “eksik bilgi”ye dayandığını söylemek durumundayız.

Gerçek şu ki, Rumeli’nin birçok bölgesinin fethi, İstanbul’un fethinden bile öncedir. Birinci Kosova muharebesini hatırlarsak, 1389 yılında cereyan etmiştir. Balkanlar’da Türklerin/Müslümanların varlığı, beşyüz yılı aşan bir geçmişe sahip. Bu kadar katliam ve muhacerete rağmen, müslüman çoğunluklu Arnavutluğu bir yana bırakalım, Yugoslavya sonrası Balkanlar’a bakarsak, Kosova neredeyse Türkiye’deki orana yakın müslüman nüfusa sahip bir ülke olarak ortaya çıktı. Makedonya’da da müslümanlar çoğunlukta. Bosna’da müslümanlar her şeye rağmen varlıklarını sürdürüyorlar. Yunanistan ve Bulgaristan devletleri kurulduğunda müslüman nüfus çoğunlukta idi...

Bugün Balkanlar’da seyahat edenler görürler ki, aradan geçen yüz yıla rağmen, birçok şehir müslüman kimliğini apaçık size hissettirir.

“Otoktonluk” mevzuuna gelirsek... Mahcupyan’a kalırsak, bir gün Anadolu’dan sürülürsek, onu da kolayca unutmamız gerekecek!

Kendi verdiği ölçüye göre, Ermeniler 3 bin yıldır Anadolu’da onlar bizden otokton! Biz ise bin yılı bile bulmadık!

Peki Balkanlar’ı neden yeterince hatırlamıyoruz?

Türkiye’nin nasıl hafızasızlaştırıldığını, en iyi bilenlerden biri de sayın yazar olmalıdır. Bizde resmen hatırlamak değil, hatırlamamak esastır! Neleri unutmadık ki?

Bu noktada bir Müslüman-Hırıstiyan mücadelesi olmadığını nasıl söyleyebiliriz? Batı emperyalizminin hep işin içinde olduğunu nasıl unutabiliriz?

Batının Hıristiyan arkaplanının, Türklerin, müslümanların tarihen Hıristiyan toprağı olan Anadolu’yu ve Rumeli’yi işgaline son vermeyi geniş zamana yayılmış bir proje olarak gördüğünü inkâr etmek mümkün mü?

Bugün Batı dünyasının Ermeni tehcirini “soykırım” olarak ana gündem maddesi haline getirmesi, arkaplanındaki Hıristiyanlık gayreti dikkate alınmadan bütün vecheleriyle açıklanabilir mi?

Bizim unutkanlığımız yanında, Ermenilerin de bir unutkanlığına dikkati çekelim: Anadolu’da Ermenileri teşvik (hatta tahrik) eden “Hıristiyan” batılı devletler, zor zamanlarında arkalarında durmadılar. Şimdi başka hesaplarla bize 1914’ü hatırlatıyorlar.

Rumeli’yi unutamadığımızı, büyük muhaceretin yüzüncü yılında herkese göstermek zorundayız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi