Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Günümüz siyasetinin bazı menfîlikleri

Günümüz siyasetinin bazı menfîlikleri

“Şeriatı getirme” iddiasıyla ortaya çıkan “siyasal çizgi”, siyaset labirentlerinde oyalanıp-bocaladığı 40 yıllık tecrübeden sonra, anladı ki, bu “meşkuk, hatarlı” ve çıkmaz bir sokaktır.
Milyonlarca samimi, dürüst, gayret ve hamiyetli insan bir şey daha anladı: Enerjimizi, üç-beş sloganla siyaset kulvarlarında değil; eğitim, ilim ve laboratuvarlarda harcamalıyız...

Ne yazık ki, Türk siyaseti de, ekonomi, teknoloji gibi “müteharrik-i bizzat” (kendinden hareket eden) değil, “müteharrik-i bilvasıta”dır. Yani, “Avrupa üflüyor, biz kendimizden sanarak oynuyoruz.”
Tam da bu durumda, beynelmilel mihraklar, yani “ifsat, dinsizlik, ahlâksızlık komiteleri” samimi, dürüst, hamiyetli, gayretli milyonların laboratuvara, ilme akmasını engellemek için bir başka siyasî kulvar açarak, ‘oyalamaca-boyalamaca’ zemini açtı...
“Müslümanların en büyük düşmanı cehalet, zaruret ve ihtilaf-ı efkârdır.” Siyaset, bu düşmanlara direnemiyor, bilakis yardım ediyor!
Batı felsefesi, teknolojisi ve beynelmilel mihrakların dizayn ettiği bugünkü siyaset, nasıl bir siyasettir? Mü’min hangi tür siyasetten kaçınmalıdır?
- İdâre ve asâyişe (kamu düzenine) zarar veren1 siyasetten;
- Aklı dağıtıp mânevî bir divane, kalbi dağıtıp mânevî bir dinsiz, fikri dağıtıp mânevî bir ecnebi yapan2 siyasetten;
- Zulme sebebiyet veren tarafgir siyasetten;
- Deccalizmin güdümünde olan siyasetten;
- “Dinde hissesi olmayan siyasileri büyük vartalara atan”3 siyasetten;
- “Gaddar ve zalim propagandanın, aralarında hadsiz bir mesafe bulunan yalan ve doğruluğu birbirine karıştırdığı”4 siyasetten;
- “Menfaati esas tutan canavar”5 siyasetten;
- “Fikri hezeyanlaştıran”6 siyasetten;
- Yalancı ve insanlığın maslahatına zıt7 olan siyasetten fikren de, fiilen de şeytandan kaçar gibi kaçmak gerektiğine inanıyoruz.
Batı felsefesinin ve deccalizmin güdümünde olan siyasetin, dindarlığı da törpülediğini esefle müşahade ediyoruz… Çünkü, günümüz siyasetiyle uğraşan dindar da olsa, siyaseti, bugünkü kurallarıyla oynuyor; kendini buna mecbur biliyor!
Biliyorsunuz ki, şimdiki siyaset şan, şöhret, yalan propaganda, faiz, israf, kimi zaman iftira ve yıpratma üzerine kurgulanmış. Ve kezâ biliyoruz ki, makam, mevki uğruna dostlarına vefasızlık, helâl-haram hassasiyetinin kaybolması şeklinde işliyor.

Dipnotlar: 1-Bediüzzaman Said Nursî, Hizmet Rehberi, s. 86.; 2-Nursî, Şuâlar, s. 306.; 3-Nursî, Emirdağ Lâhikası-2, s. 177.; 4-Nursî, Age, 51-52.; 5-Nursî, Hutbe-i Şâmiye, s. 78.; 6-Nursî, Emirdağ Lâhikâsı-1, s. 204.; 7-Nursî, Sikke-i Tasdik-i Gaybî, 6.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi