Istakoz üzerine...

Istakoz üzerine...

İlginç bir haber, gazetelerde... İnsanın köpeği ısırması gibisinden fevkaladeden görünümlü bir hadise... Bir Alaman komünistini, Alamanya’da lüks bir lokantada ıstakoz yerken yakalamışlar...
“Komünizmde aslolan herkesin eşitliğidir. Nihai gayemiz bu...
“İstakoz yiyebilme imkan ve fırsatını herkese yayabilmek için işe öncelikle ben koyuldum... Ne var bunda?..”

Komünizm gibi demokrasinin de nihai amacı, hakları bakımından herkesi eşitlemek... Her ne kadar bu eşitlik doğuştan ise de, bunlardan faydalanma hakkı sonradan müdahalelere maruz kalıyor...
Demokrasi ise, bu haklara yönelik müdahaleleri asgariye indirme projesi...
Mesela, örtünme hakkı, sendika hakkı, evlenme hakkı, okuyup bir baltaya sap olma hakkından doktor ve ilaca ulaşabilme hakları ve diğerleri, herkeste eşit...
Demokrasinin yaptığı da, Türkiye’deki vatandaşlara bu haklarından faydalanabilme imkan ve fırsatını, yine herkese eşit ölçüde servis etmek...

Demokrasi, konuşma, yazarak bağırarak, kanun güçlerine dayanarak, sermayeden güç alarak konuşma ve konuşulanları yayarak dağıtma hak ve hürriyetidir...
Bir insan diyorsa ki, “Başörtmek fesatlıktandır. Hiçbir dinsel dayanağı bulunmayan bu fesatlık önce siyasallaşmış, siyasallaştırılmış ve sonra da dinsel felsefenin simgesi haline gelmiş, getirilmiştir... Bu itibarla başörtüsü İslâmın değil, siyasi İslâmın ve dini faşizmin göstergesidir”
Bu söylem serbestliği demokrasinin varlığını gösterir...
çünkü bu tarz söylemler kanun güçlerine dayanarak, sermayeden güclenerek yapılabilmektedir...
Demokrasi karşıtlarının, bu söylemlere, bu konuşmalara, bu yorumlara ve bu görüşlere kontra bir tezle karşılık verme hakları yoktur... Zira dayanabilecekleri bir kanunun ne maddeleri ne hükümleri ne de felsefesi vardır, ve ne de kendilerine güç zerk edebilecek maddi şırıngaları mevcuttur...

Akıllı insan, ıstakoz yemek için komünizme bel bağlayıp umutlanmaz... Tabiatıyla, ‘demokrasi var’ diyerek başındaki örtüsüyle sokaklara fırlamaz...
Akıllı insanın yapacakları sadece bu kadarla sınırlı da değildir. Akıllı insan, ağzındaki lokmasını üst üste kırk düğümle düğümlemesini becerebilen insandır...
Mesela, akıllı insanın sendika üyeliği nesine...
Balıkesir Bandırma’nın süt işçileri sendikaya üyeliğe kalkışınca, ekmeklerinden olmuşlar. Sanmışlar ki, demokrasi var...

On yıl öncesinde de demokrasi var idi. Bugün de varlığı olanca etkinliğiyle meydanda.
önceki yıllarda bir Ayşe özgün isimli bayan, ekranlarda kadın programları düzenlerdi... Rejimi tahkim edici programlarından ötürü müthiş bozulurduk kendisine... O günlerde demokrasi azmış, hafifmiş, çok küçükmüş...
Şimdi demokrasi büyüdü. çoğaldı ve ağırlaştı. Kadın programları bütün ekranları kapladı. Rejim oldu Yalova kaymakamı ne takan var ne diken... Memeler, göğüsler anadan üryanlaştı. Arkalarında devlet var, kanun var, para var...
Paran varsa mektep de var, doktor da. Istakozun adı mı olurmuş?..
Tabii, o da var...
Faks: 0212 632 83 06



Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi