Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

Nişanlı çift vaka örneği

Nişanlı çift vaka örneği

Murat ve Elif bana başvurduklarında iki aylık nişanlılardı. Murat ingilizce öğretmeni, Elif de Türkçe öğretmeni idi.

İkisi de özel okulda çalışıyorlardı. Terapiye başvurma nedenleri Murat’ın öfke patlamaları yaşaması, yani öfkesine yenik düşmesi, çabuk öfkelenmesi idi. Elif’in terapiye başvurma nedeni de; Murat’ı sevmesine rağmen evlilikten korkması idi. İkisi de birbirlerini çok seviyorlardı. Terapiye başlamadan önce Murat telefonda şöyle söyledi; “Kıvanç Hanım biz aslında çok uyumlu bir çiftiz ama şu sıralar çok kavga ediyoruz. Ben de kavga sırasında nişanlıma çok kötü sözler söylüyorum. Sonra pişman oluyorum fakat, iş işten geçiyor. Bize yardım edin, biz ya ayrılacağız ya da birbirimizi mahvedeceğiz.”
Terapilerde öne çıkan konular şöyle idi;
Elif’in bir ablası vardı. Abla iki sene önce eşinden boşanmak zorunda kalmıştı. Ablası da severek evlenmişti, ama olmamıştı. Elif, ablası gibi olmakta, boşanmaktan korkuyordu. Elif’in babası alkol kullanıyordu ve emekli olduğu için zamanının çoğunu evde geçiriyordu. Anne ise eşinin alkol içmesi ve sinirli olması nedeniyle hep alttan alan taraf olmuştu. Son zamanlarda depresyon tedavisi görüyordu. Elif babası ile çok kavga ediyordu. Annesini babasına karşı savunmak hep Elif’e düşüyordu. Baba Halit Bey içince eşine şiddet uyguluyordu. Elif babasını hem çok seviyordu, hem de ondan nefret ediyordu. Annesi içinse çok üzülüyordu ve suçluluk hissediyordu. “Evlenirsem babama karşı annemi kim koruyacak” diye endişeleri vardı. Şimdiye dek Elif erkek gibi büyümüştü, ailede çok sorumluluk almıştı.
Çiftin travma geçmişine baktığımızda şu bilgileri bulduk; Murat annesini üç yıl önce kaybetmişti. Elif’in de çocukluk anısına ait bir üzücü bir anısı vardı. O da şöyle olmuştu; Elif beş yaşındayken, babası onu sokakta çok kaldığı için dövmüştü. Elif bu anısını anlatırken gözyaşlarına boğuldu, sanki o anı yeniden yaşıyordu.
Elif’in evliliklerle ilgili derinde saklı bir inancı vardı o da şöyleydi; “Bütün evlilikler başarısız olur, mutlu evlilik yoktur.” Elif bu olumsuz düşüncesi yüzünden Murat’ı çok sevmesine rağmen, ilişkisini sabote ediyordu genelde... Örneğin, durduk yere, önemli bir neden yokken kavga çıkarıyordu. Nişanlısıyla evlenmek istiyordu ama annesini babasına karşı tek başına bırakmak istemiyordu. Çünkü ablası, pasif bir karektere sahipti. Babayı ancak kendisi frenleyebilirdi. Elif ile Murat’ın çift terapilerinde neler yapıldı biraz da bu konuya değinelim değerli okuyucular; Çifte, doğru iletişim ile ilgili bilgiler verildi. Çiftin birbirine karşı empatisi artırıldı. Elif terapilerde; Murat’a yüklediği sorumlulukların ve ona yansıttığı olumsuz düşüncelerin farkına vardı. Elif ayrıca çok önemli bir şeyi daha farketti; Murat’ın hem güçlü bir erkek olmasını istiyordu, hem de onu yönetmeye çalışıyordu.
Elif ile yaptığımız bireysel seansta; Elif’in evlilik ve Murat ile ilgili çarpıtılmış inançlarına yani düşüncelerine odaklanıldı. Elif’in bilinçaltında şöyle bir düşünce vardı; “Annem gibi bir evlilik yapmak istemiyorum. Eşime karşı kendimi, annem gibi ezdirmek istemiyorum.” Elif, annesi gibi güçsüz olmak istemediği için, Murat’a tırnaklarını gösteriyordu, durduk yere kavga çıkarıyordu.
Elif ile yaptığımız başka bir bireysel seansta travma geçmişi ile çalıştık. Elif’in yıllar önce çok etkilendiği, unutamadığı kötü anısı şöyle idi; Elif ve ablası, babasının haberi olmadan gezmeye gitmişler. Elif o zaman 18 yaşındaymış. Elif ve abla, gezmekten eve döndüklerinde evde çok kötü bir tabloyla karşılaşmışlar. Anne ağzı burnu kanlar içinde yerde yatıyormuş. Baba Halit Bey “Benim haberim olmadan niye kızlara izin verdin” diye eşini dövmüş. Elif ve annesi karakola, babayı şikayet etmeye gitmişler. Elif eve döndüğünde babasına; “Bir daha anneme el kaldırırsan seni öldürürüm” demiş ve Baba bir daha eşine vurmamış.
Elif ve Murat ile ikisini beraber aldığım beş-altı seans daha yaptık. Elif ve Murat şu sıralar bir yıllık evliler. Tabii ki hiç kavga etmiyorlar mı, ediyorlar ama çatışma çözme yöntemlerini öğrendiler. Birbirlerini kırmadan, nasıl tartışacaklarını artık biliyorlar. Değerli okuyucularım evlilikler niye kötü gider şimdi de biraz bu konuya değinmek isterim. Ünlü çift terapisti “John Gottman” bu konuda çok önemli bilgiler veriyor; Tartışmalar sürerken çiftlerin durmadan suçlama, küçük görme, savunma ve içe kapanma arasında gidip geldiği görülüyor.
Suçlama: Tartışmalarda şikayeti suçlamadan ayırmak gerekiyor. Şikayet dendiğinde “Eşime ilettiğim şunu yap ya da yapma” tarzında önerileri anlıyoruz; “Akşamları ben de senin kadar yorgun oluyorum, lütfen biraz bana yardımcı ol.” Suçlama dendiğinde ise; karşımızdakinin kişiliğine yönelik söylenenler anlaşılıyor. “Ne kadar bencilsin, hep kendini düşünüyorsun. Bana yardım edeceğine kaç defa söz verdin.”
Hor görme: İğneleyici, küçük düşürücü sözler, hor görme, aşağılama, şaka ile dokundurmalar bu kategoriye giriyor. Bu yöntem en kötüsü. Bu stil genellikle, eşler arasında yaşanan çatışmalar uzun süreler aşılmamışsa daha sık kullanılıyor.
Savunma: Suçlanan eşin kendini savunması doğal. Ancak evlilik ilişkisinde kişinin karşı suçlamaya girmeden de olsa kendini savunma, ne yazık ki durumu daha da kötüleştiriyor. Tersine savundukça karşı taraf suçlamalarına devam ediyor. Çünkü aslında kendimi savunduğumuzda eşe “Problem bende değil sende” demiş oluyoruz.
İçine kapanma, duvar örme: Gotman’a göre bunu daha çok erkekler kullanıyor. Tartışmanın bir noktasında taraflardan biri ilişkiden çekilir, tepki vermemeye başlar. Yani eşini yok sayar. Normal bir ilişkide, taraflar karşısındakini dinlediğini anladığını belli eden işaretler verir. Duvar ören kişi hiç tepki vermez, hatta küsebilir. Uzun süre küs bile kalabilir. Bu kişi böyle yaparak eşinden ve evliliğinden uzaklaşır. Yani özetle değerli okurlar, evliliğinizde bu yukarıda saydığım şeyler varsa evlilik kötüye gidiyor demektir. Bununla ilgili bir önlem almak zamanı gelmiş demektir.
Evlilik veya nişanlılık yaşamınızda anlaşılmak ve anlayabilmek duasıyla Allah’a emanet olunuz.
Danışma Tel: 0212 503 79 95 - 0506 401 79 91
Not: Anlattığım örneklerde, gizlilik ilkesi gereği isimler, meslekler, tarihler, olayların bir kısmı değiştirilmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kıvanç Tığlı Arşivi