Hasan Aksay

Hasan Aksay

Arap Baharı mı, Devrim mi? Ve Beklenen?

Arap Baharı mı, Devrim mi? Ve Beklenen?

Arap baharı, görünenden de önemli tarihi bir değişimdir. Zordur ve zaman ister. Kolay zannedenin, olumsuzluğa takılıp, “Kış” zannı yanılgıdır. Esat, halka karşı silaha sarılmakla nasıl sonunu hazırladı ise; camiden çıkan halk şehit oluyor yılmıyorsa hedefine varacaktır.

Müslüman Afganistan halkı karşısında, Kızılordu, ABD ve Batı silah güçleri ne kazandı, ne kaybettiler?

“Arap” ve “Türk” kavramları, “Müslüman” anlamında da kullanılır. Bu bakımdan bu dirilişe, “Arap baharı” denebilir. Fakat böyle büyük değişimlerin ismi, içerik ve ufkunu da aydınlatmalı. Dünyada her dört kişiden biri; ve istisnasız her ırktan milyonlarca insan Müslüman. Ve bunlar, içki, kumar, eroin gibi iptilalardan bir anda kurtulmak gibi farklı bir özellik ve nasip sahibidirler. Batı’nın seküler kavramlarına mahkum edilemezler. İnsanın fıtrat yüceliğini tahrip etmeyen bir medeniyete ihtiyaç vardır. Bu medeniyet isminden başlayarak, kendi kavram ve sistemlerini kurmalıdır. Laiklik gibi temelinden tatbikatına kadar çarpıtılmış, taklit kavramlarla olmaz.

İnanç, ahlak-edep, hak-hukuk hayatıyla ferdini ve toplumunu asırlardır huzur ve saadete erdiren, “İslâm” bu dirilişlerin ruhu olduğu gibi adıdır. Ahlak ve edep dışılık meydan alır, adeta meşruiyet kazandırırken; hak-hukuk, ahlak ve edebin bu derece çekingen bırakılması, başta İslâm dünyası olmak üzere çağın ayıbıdır. Bira festivalleriyle öldüren belediye başkanı, cinayetiyle övünürken; Başbakanın, “İslâm ahlakı” sözüne saldırı, atmosferdeki zehrin ifadesidir. Bahar önce atmosferi temizlemelidir.

Bu dirilişe “devrim” demek, “Cevizin kabuğunu ceviz zannetmektir.” Darbeci hayali devrimler, istese de-istemese de zorbalık ve çifte standartlıdır. İhtiras, yabancı emel ve ehliyetsizliklerle hastalıklıdır. Bu bahar devrim değil. Müslüman halkın yeni bir medeniyet müjdesidir. Öyle olmalıdır.

Fert ve toplum hayatı, ruh ve beden gibi denge gerektirir. Ferde ve topluma yüklediği sorumluluklarla İslâm, insanlığın hayrı için çıkarılmış bir ümmet meydana getirmiştir. İslâm dışı, çıkara hesaplı sitemler, bu dengeyi kuramadı, kuramaz. Dikta ve sömürü doğurdu, doğuruyor.

Bu baharın temeli ve başarısında İslâm vardır. Bu yola ilk çıkan Tunus’un NAHDA Başkanı kardeşimiz Gannuşi ve Başbakan, Libya Ulusal Konseyi’ne, “Tek devlet olalım”; yani, “makam değil hizmet” dedi. Allah’ın yardımı bu iman, ihlas ve gayretledir.

1666 yılından beri Fas’ı yöneten aileden Kral VI. Abdullah, kansız kavgasız bahara girdi. Ne güzel. “Egemen Halkın Siyasetnamesi (Sayfa: 2025-2070)” kitabımda, çağın imkan ve şartları, yönetimde halk katkısını zaruri kılıyor. Krallar, 10-15 senede bu hedefi kavgasız sağlıklı bir yapıya kavuşturmalı. İyi bir düzenle devleti temsil makamında kalmalıdır, demiştim.

Bu bahar, bütün Müslümanları, bir kere daha sorumluluklarını kuşanmaya çağırıyor. Ümitsizlik yok. Gayret var. Başarı, iş içinde doğar. Genç yaşlı, bir süreden beri kurban ve zekatıyla, çölde, dağda, Allah için yardıma koşuyor Müslüman. Allah’ın yardımı, insanlık için yüreği yanıp terleyenledir. Allah’ın yardımını kim hak ederse, başarı onun. Osmanlı Cihan İmparatorluğunu doğuran “Kayı Beyliği” Anadolu Beyliklerinin en küçüklerindendi.

İki medeniyet: “Bizden değilsen düşmanımsın” diyen Batı’nın lideri ABD; Kral-zenci-Arap-Türk-İngiliz-Rus, tüm milletleri, Kabe’deki gibi aynı ruh, sevgi, saygıyla insanlıkta, aynı safta birleştiren; kötü iş ve sözden sakınma iradesi kazandıran İslâm’dır. Çirkinle-güzel; batılla-Hak kıyaslanamaz!

Selam ve dua…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi