Acayip işler...

Acayip işler...

Gerçekten Euro 2008 dendiği vakit aklımıza enteresan neticeleriyle biten maçlar gelecek.. Ve de bizim Milli Takım’ın da başını çektiği güzel ve heyecan dolu müsabakalar hatırlanacak..
Bu şampiyonada sürprizlere bir yenisi daha eklendi.. Rusya, şampiyonanın en büyük favorilerinden Hollanda’yı 3-1 yendi. Yendiğini de bırakın bir tarafa, silindir gibi ezdi geçti..
Maç öncesi taraflı tarafsız kime sorsanız, Hollanda’nın Rusya’yı rahat yeneceğinin cevabını alırdınız.. Ama Hiddink’in talebeleri öyle bir futbol ortaya koydular ki, Hollanda’nın sesi soluğu kesildi.. Uzun paslarla, ani kontralarla, yaş oralaması 27 olan Hollandalı yıldızları yordu Ruslar!..
Zhirkov, Torbinski, Zrvyanov, Pavlyuchenko ve yüz metreci Arshavin’in üstün performansıyla da, maçı koparıp aldılar..
Maçın geneli Rusya’nın hakimiyetinde geçti.. Nitekim ilk golü de Ruslar attı.. Hollanda, maçın bitimine 4 dakika kala Van Nistelrooy’la beraberliği yakaladı. Ama hepsi o kadar.. Uzatmalarda yine dalga dalga gelen Rus akınlarına boyun eğdiler ve yedikleri iki golle de şampiyonaya veda ettiler..
Başlıkta belirttiğimiz gibi, bu şampiyonada acayip işler oluyor.. Türkiyemiz 3 maçı da geriden gelerek, üstelik de son dakikalarda attığı gollerle işi bitiriyor.. Rusya ise Hollanda gibi bir devi deviriyor.. İngiltere hiç katılamıyor.. Son Avrupa Şampiyonu Yunanistan gruptan çıkamıyor.. Son Dünya Şampiyonu İtalya ise gruptan zar zor sıyrılıyor.. Yılların Fransa’sı ise sadece 1 puan alıyor ve aldığı mağlubiyetlerle şamar oğlanına dönüp evinin yolunu tutuyor..
Neticede zevkli bir şampiyona izliyoruz... Şuna üzülüyorum, yarı final maçı öcesi sakat ve cezalı futbolcularımızın sayısı fazla.. Açık konuşmak gerekirse, yarı finaldeki rakibimiz Almanya’yı normal bir halde, yani sakatsız, cezasız yakalasaydık, inanın ki, finali yakalayabilirdik.. En azından fifti-fifti bir şansa sahip olurduk.. Ama çıkmayan candan ümit kesilmez.. Bu çocuklar bu şampiyonada önemli işler yaptılar.. çıkarlar aslan gibi oynarlar.. Netice ne olursa olsun, onları alınlarından zaten öpüyoruz..
0nlar bizim yüzaklarımız.
İftihar ediyoruz.. Allah yardımcıları olsun.
-
Abdullah Gegiç’in ajanslardan geçen vefat haberini okuyunca gerçekten üzüldüm..
Gegiç, 1924 yılında eski Yugoslavya’da doğan bir evlad-ı fatihandı.. Köln Spor Akademisi’ni bitirdikten sonra ‘’Futbol Profesörü’’ unvanını aldı..
Uluslararası futbol arenasındaki ilk süksesini Partizan Belgrad takımını 1966 yılında Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finaline yükselterek yaptı.. Ancak finalde kaybetti..
1966-1967’de Fenerbahçe’yi, çalıştıran Gegiç, 1967-1971 yılları arasında Eskişehirspor’u efsane takım yaptı.. 0nun zamanında Eskişehirspor Avrupa’nın önemli takımlarını dize getirdi.. Anadolu futbolu, Gegiç zamanında adeta bir ihtilal yaptı.. Gegiç, Türkiye’de en uzun süre görev alan yabancı teknik direktör unvanına sahip bir hocaydı...
Daha sonra, 1972-1974’te Beşiktaş’ı, 1974-1975 sezonunda da Bursaspor ile Samsunspor ve Adana Demirspor’un teknik direktörlüğünü yaptı..
Türk vatandaşlığına da geçen Gegiç, Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş gibi teknik adamlara futbol noktasında çok şeyler öğretti..
Fevkalâde kibar ve beyefendi bir futbol adamı olan Abdullah Gegiç’e Allah rahmet eylesin..
-
NOT: 88.4 frekansından yayın yapan Lalegül Fm’de hazırlayıp sunduğumuz “Hayatın İçinden” programının bugünkü misafirleri; Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği Yönetim Kurulu üyesi Teknik Direktör Metin Aydemir ve Boks Federasyonu Doktoru Genel Cerrahi Uzmanı 0p. Ufuk özaydın..
Değerli misafirlerimizle, Euro 2008’deki Türk Milli Takımı’nın performansını konuşacağız.. Saat: 17.05-18.30 www.lalegulfm.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi