Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

Ergenlerde kendine zarar verme davranışı

Ergenlerde kendine zarar verme davranışı

Değerli okuyucularım son zamanlarda özellikle ergen gençlerde, kendine zarar verme davranışına sıklıkla rastlıyoruz. Peki nedir, kendine zarar verme davranışı? buna değinelim
Bu davranışın en önemli özellikleri arasında vücudun belirli bölümlerine zarar verildiğini, tekrarlayıcı ve bilinçli olduğunu, ölümcül olmayıp, yaşamı tehdit etmediğini, ortama uyamamanın tahammülsüzlüğüne karşı, kendine yardım çabasının bir parçası olduğunu görüyoruz.
Kendine zarar verme davranışı iki şekilde görülüyor; doğrudan kendine zarar verme davranışına örnekler; kendini kesmek, kendini yakmak, kendine vurmak iken dolaylı kendine zarar verme ise sigara içmek, alkol veya madde kullanmak, aşırı yemek yemek ve hastalık tanısı almış olmasına rağmen ilaçlarını kullanmamak olarak belirtebiliriz.
Genel olarak kendine zarar verme davranışını 4 gruba ayırabiliriz;
*Tipik kendine zarar verme davranışları: Kafasına vurma, kendine vurmak, dudak ısırmak, tırnak yemek, derisini çimdiklemek ya da tırmalamak, kendini ısırmak ya da saçlarını, kaşını yolmak.
*Psikotik kendine zarar verme davranışları: Göz çıkarmak ve organ kesmek
*Kompülsif kendine zarar verme davranışları: Saç yolma, deriyi çimdikleme, tırnak yeme
*Dürtüsel kendine zarar verme davranışları: Kendi organlarını kesmek, kendine vurmak
Şule, 17 yaşında lise ikinci sınıf öğrencisidir. Kendinden iki yaş büyük olan ve üniversitede öğretmenlik okuyan bir abisi var. Anne-baba ayrılmışlar. Baba Şule’yi arayıp sormuyor, ancak ondan ilgi de bekliyor. Örneğin kızını aramadığı halde, kızından bayramlarda veya doğum gününde onu aramasını bekliyor. Baba ikinci evliliğini yapmış. Babanın eşi, Şule’nin tatillerde onlarda kalmasını istemiyor. Şule babasının yanına gittiğinde, üvey anne, baba-kızı hiç yalnız bırakmıyor. Eşi kızına bir hediye alsa bunu büyük bir sorun yapıyor. Bu yüzden Şule tatilde bile babasının yanına gidemiyor. Yaklaşık bir yıl önce başlayan depresif şikayetler; sıkıntı hissi ile kollarını jiletle kesme ve kafasını duvara vurma şeklinde kendine zarar verme davranışı olan Şule bir kez intihar girişiminde bulunmuştur. Annesiyle kavga ettiği bir akşam öfkesine hakim olamamış ve pencereye çıkmıştır. Annenin yoğun ricaları sonucu Şule pencereden inmiştir. Seanslarda yaşadığı şeylere ilişkin yorumu “Bu kalp bana ağır geliyor, hayatı taşımak çok güç. Bütün kötü şeyler beni buluyor” şeklindedir. Şule annesinden çok şey beklemektedir. Babasından göremediği ilgiyi sevgiyi annesinde aramaktadır. Anneyi bu yüzden çok bunaltmaktadır. Örneğin, annesi kendine bir giysi alsa onu eleştirmektedir; Bu eleştiri şu şekilde olmaktadır; “Bu aldığın giysi çok gereksiz ve çok süslü, genç işi. Bana böyle pahalı bir giysi almıyorsun, kendine alıyorsun. Hep kendini düşünüyorsun” demektedir. Annesinin görüştüğü bir eş adayı olduğunda buna büyük tepkiler vermektedir. Aslında annesinin tekrar evlenmesini mutlu olmasını istemektedir, ancak elinde olmadan bundan rahatsız olmaktadır. Bu yüzden annesiyle sık sık tartışmaktadır.
Değerli okuyucularım kendine zarar verme davranışı ergenlik döneminde daha çok görülmektedir. Bu davranışlara kızlarda daha çok rastlıyoruz. Kendine zarar verme davranışı bulunan ergenlerde yapılan psikiyatrik değerlendirme sonucuna göre en sık konulan tanı öncelikle depresyon daha sonra kişilik bozuklukları, sınır kişilik, histerik kişilik, antisosyal kişilik, kişilik örgütlenmesi de sık konulan teşhislerden...
Kendine zarar veren gençlerin aile özelliklerine baktığımızda bu gençlerin erken dönemde dışlanma duygusu ya da ayrılık kaygısı yaşamış olmalarıdır. Bu gençler tehlikeyi algılayamaz ve tehlikeden kendini koruyamaz. Anne-baba ayrılıkları, çocuklukta geçirilen operasyonlar, ailede dürtü denetim bozukluğu olan kişilerin olması, ergenin yaşam koşulları, madde kullanımı, kötü arkadaş ilişkileri, hızlı beden değişimine bağlı olarak kendi bedeninden soğuma ve yabancılaşma diğer önemli etkenlerdir.
Kendine zarar veren ergenleri tedavi ederken birinci amaç, ergenin kendine zarar verme davranış riskini en aza indirgemektir. Bu nedenler ergenin güvenliğini sağlama adına yaşadığı çevre düzenlenmelidir. Ayrıca hastanın intihar ya da kendine zarar verme davranışı ile ilgili düşünceleri öğrenilmeli, olası bir kriz durumunda destek alınacak kişisel kaynaklar tanımlanmalıdır. Hastanın ihtiyacı ve davranışının onun için anlamı iyi kavranmalıdır. Örneğin ergen, kendisiyle ilgilenmeyen babasının ilgisini mi çekmek istemiştir, bu yüzden mi kendine zarar vermektedir? Ayrıca ergenin, madde kullanımı öyküsü sorgulanmalı, en önemlisi de hastanın psikiyatrik bozukluğu olup olmadığı iyi bir şekilde değerlendirilip, tedavi ona göre planlanmalıdır. Tedavide ilaç tedavisi ile birlikte “Aile terapisi” de uygulanmalıdır.
Unutmayalım “Ergenin fetih kapısı gönüldür. Gönül yalnız sevgiyle fethedilir.” Mutlu günler duasıyla Allah’a emanet olunuz.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN -PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI
DNŞ TEL: 0212 503 79 95 - 0 506 401 79 91

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kıvanç Tığlı Arşivi