Ersoy Dede

Ersoy Dede

İstanbul’un Tacizcileri

İstanbul’un Tacizcileri

Tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık bir hastalık olduğu ortada.. Evet otobüs-metrobüs sapıklarından söz ediyorum..
Normal ve de sağlıklı bir ruh hali olup olmadığının kararını elbette profesyoneller verecek. Ancak toplu ulaşımı, sadece bunun için tercih eden bir kitle varsa, pardon ama ben de rahat rahat teşhis koyabilirim.. Bu insanlar hastadır.. ve toplanıp acilen tedavi altına alınmalıdır.. Daha evvel de binlerce defa söylenmiştir elbette ama, Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu günden bu yana, nefes almadan, aralık vermeden söyleniyor.. Nedir o? Otobüslerde harem-selamlık ayrımı yapılacağı...
NEDİR SİZİ ENDİŞELENDİREN?
“Otobüsler harem-selamlık olacak” sözü, bir siyasi hareketi öcü gibi göstermek adına yapılacak en basit ithamdı o günler.. “Bunlar var ya bunlar.. Bunlar gelince, kadın-erkek diye otobüsleri ayıracaklar”.. Dendi, denmedi mi? Ayrıldı mı? Ayrılmadı.. Peki bu yönde korkuları olan beyler, acaba ısrarla kadınlarla aynı otobüse binmeyi neden istiyorlardı acaba? Mesela, o dönemde; “bunlar kesin ayıracak otobüsleri” diyen birine, “ayırırsa ayırsın, sen neden telaşlanıyorsun?” diye soruldu mu acaba?.. Neden illa da kadınlarla aynı otobüste seyahat etmek ister ki birileri.. Kadın-erkek ayrı uygulama yapılan bütün alanlarda, karma seçenek de oluyor biliyorsunuz.. Örneğin otellerde.. Hem kadına ve de erkeğe ayrı tesisler oluyor hem de ailecek faydalanılabilecek karma tesisler.. Dolayısıyla, sadece eşinden ayrı seyahat etmek ise adamın korkusu, sanıyorum yersiz bir korkudur..
HASTALIKLI ZİHNİYET
İtiş-kakış, alt alta-üst üste yapılan yolculuklarda, bedenlerin bazı kadın bedenlerine çarpması ihtimali kimi hastalıklı erkekleri heyecanlandırıyormuş gibi geliyor bana.. Neticesi olmayan beyhude bir macera olduğunu, ta en başından biliyor olmalarına rağmen, yine de yapıyorlar.. Kendi eşlerinin hatta annelerinin başına gelebilme ihtimali olduğunu bile bile vazgeçmiyorlar bu sevdadan.. Ya elleri rahat durmuyor ya da........... Peki ya sonuç?.. Açık söyleyeyim.. Tanık olduğum vakalarda, mağdur kadın, hem çaresiz hem de yapayalnız.. Metrobüs sürücüsü; “kendi aranızda halledin” der gibi ilgisiz.. Kadının çığlığı karşısında pişkinliğinden taviz vermeyen sapık, hiç de filmlerde olduğu gibi diğer yolcular tarafından linç edilmiyor.. Kimse; “hemşehrim, rahat bıraksana hanımefendiyi, biraz öteye gitsene” türü müdahalelerde bulunmuyor.. Duyarlı bir iki vatan evladı, mağdur edilen kadının gözlerinde, kendi kız kardeşlerini gördüğü için, ilk durakta zorla indiriyorlar metrobüs sapığını..
METROBÜS POLİSİ
Peki ya araçlarda olduğu varsayılan sivil polisler? Onlar nerede? Demek ki yoklar.. Demek ki metrobüste biri gasp yapsa, yaptığıyla kalacak.. Darp etse birini, ettiği yanına kâr olacak.. Nitekim taciz ettiğinde hiç birşey olmamış gibi hayat devam ediyorsa, gasp ettiğinde neden farklı bir durum çıksın ki ortaya.. Suç ise taciz de suç.. Değilse, gasp da suç değil..
PEMBE METROBÜS
Alınacak birkaç önlem var bununla ilgili kuşkusuz.. İlki, ilkokul öğretmenlerine düşüyor.. İşleri biraz zor Allah (c.c) yardımcıları olsun.. Ama sonuç olarak idareye düşen çok önemli görevler var.. Her toplu ulaşım aracına bir sivil polis koymak zor olabilir.. Fakat en azından, araç sürücülerini, bu tür durumlarda nasıl pozisyon alacaklarına dair eğitirlerse birkaç metre ilerlemiş oluruz.. Eğitildiği halde, “şoför bey, bu beyefendi beni rahatsız ediyor” türü bir çığlığı duymazdan gelen sürücü hakkında idari yaptırım uygulanırsa bu tip işlerin önüne geçmemize katkı sağlayacaktır.. Ama hızla yapılacak başka bir iş daha var.. Tüm eleştirilere kulak tıkayıp, (üç-dört seferde bir en azından) sadece kadınların bineceği servisler koymak.. Bırakın, şeriat desinler, irtica desinler.. Derler derler susarlar sonra... Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi