Hasan Aksay

Hasan Aksay

Sadettin Bilgiç (Koca Reis)

Sadettin Bilgiç (Koca Reis)

Allah taksiratını af, mekanını cennet eylesin.

Son günlerine kadar arkadaşlarını arayan, toplayan, memleket ve millet için gecelerini gündüz yapan bir kimseydi. Evinin alt kattaki dairesi, özellikle siyasetin hareketli olduğu ay ve günlerde daima milletvekili ve ilgililere, kendi bulunamasa dahi sabahtan akşama, akşamdan sabaha, 24 saat açık olurdu. Müspeti ve menfisiyle her şey konuşulur tartışılırdı.

Sadettin Bey, “Koca Reis” ismini gerçekten hak eden bir kimseydi. Yüzden fazla milletvekilinin girip çıktığı bu ev bir siyaset akademisi idi. Anadolu halkını, Anadolu halkı yapan değerleri, fikirleri siyasete hakim kılmak için uykusuz gecelerdi bunlar. Belki hayata geçirilemiyordu ama zihinlerde ciddi bir alt yapı oluşuyordu. Taklitten, kopyalamaktan uzak düşünmek, düşünce üretmek isteyen bir akademi. Görünen darbeci, tetikçi azınlık tahakkümüne karşı olduğu kadar, derin dış yapıya karşı da dikkat eden bir siyaset akademisi idi bu.

Merhum Bilgiç, aslında teşkilatın olduğu kadar, milletvekillerin çoğunluğunun da tasvip ettiği genel başkandı. Ama onun genel başkanlığına engel olan 3-4 konu içinde en önemlisi, onun “Koca Reis” oluşuydu. “Ilımlı” denen arkadaşların dışındaki arkadaşların hepsi onu kendine yakın kimse olarak görüyordu. Ve bu gurup ekseriyetti. Fakat Koca Reis’in de kendilerini çok iyi tanıdığını düşünüyorlardı. Bu derece fazla yakınlık, ilk günlerden itibaren Koca Reis unvanını kazanmasında ne kadar önemli ise fiili genel başkanlıkta da öyle ters bir etki yapabiliyordu.

1961’de Adana’dan (AP) seçilip geldiğim ilk gün, Üniversite talebe cemiyetlerinden tanışıp dört yıl beraber hareket ettiğimiz Hasan Fehmi Boztepe de Antalya’dan seçilip gelmişti. Beraber gidip Sadettin Beyle tanışmıştık. Ali Fuat Başgil’in Cumhurbaşkanı seçilmesi için çalışanlar, Sadettin beyin etrafında halkalanır gibi bir gelişme ilk günlerden başladı.

Benim Sadettin Beyi çok yakından tanımak ve saygı duymak imkanım oldu. Meclis’teki beraberliğimizin dışında, 1962’de Adalet Partisi Genel İdare Kuruluna seçilmiştik. 1964’de Süleyman Demirel listesi karşısındaki Koca Reis’in GİK Listesinde de vardım. Sadettin Bey senelerce Türkiye-Suudi Arabistan Dostluk Cemiyeti Başkanlığı yaptı, ben de başkan yardımcısı olarak sonuna kadar beraber devam ettik. Koca Reis, Ulaştırma Bakanlığı süresince, Hasan F. Boztepe, Arif Hikmet Güner, Cemal Külahlı, ben sanki bakan yardımcısı idik. Görevler verirdi. Gider gelirdik. Bir ay kadar önce Göztepe’deki kızının evinde yine ziyaret etmiş, iki saatten fazla sohbet etmiştik.

Bunları niçin söylüyorum. Rahmetli yiğit, mücadeleci bir kimseydi. Bilerek, yaşayarak söylediğimi ifade etmek için. Çalışmaktan bıkmayan yorulmayan bir kimse. Bana göre Demokrat Parti, “Yeter söz milletindir” hedefiyle; CHP diktasından çıkışta önemli bir hizmet gördü. Ne var ki Celal Bayar’ın ittihatçı yapısı, DP’nin egemen kadrosunun CHP’nin halkı kendine göre şekillendirme dikta ekolünde yetişmiş olması, DP’yi, seçim kaybettiği Kırşehir’i kaza yapmak gibi yanlışlarla, savunduğu, “Söz milletindir” hedefiyle çelişir durumlara düşürdü. Tabii bunda CHP gibi uzun zamanda kökleşmiş bir imkanlılar gurubunun ağırlaştırdığı şartların ve tahriklerin de büyük payı oldu. Başbakanı Menderes’i dahi temel meselelerde çaresiz bıraktılar. Demokrat partiden sonra Koca Reis, halk hakimiyeti yönünde tek başına bir okul oldu.

Herkesin tanıdığı Koca Reis’i uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Ama altı çizilerek bir cümleyle onu anmaya ve unutmamaya ihtiyaç var. O, milletine siyasi hizmette iz bırakan, sevilen, sayılan güzel bir insandı. Babası merhum Müftü efendinin çocukları hep iyi insanlardı.

Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve bütün sevenlerine baş sağlığı ve sabr-ı cemil niyaz ediyorum.







Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi