Hasan Aksay

Hasan Aksay

Darbeler yalnız ülkeyi harap etmiyor

Darbeler yalnız ülkeyi harap etmiyor

Gözetim altına alınmış olmak, hüküm için yeterli değildir. Ancak ulaşılan bilgi ve belgeler, savcı ve güvenlik güçlerimizin başarısıdır. Şükranla anıyorum.
Darbe ve ihtilaller, hangi ülkede olursa olsun, istisnasız milletini perişan etmiştir. Darbeden sonra kalıntıları da milletin yolunu tıkamış, ufkunu karartmıştır. Evrensel çapta neticeler doğuran örneği Rus İhtilalidir. “Demir Perde” ile ülkesini esir kampına döndürmüş, dünyayı bölmüş, geriye ibret bırakmıştır:
Rus halkı, birçok savaşta bu kadar can kaybetmemiş, acı çekmemiştir.
Rusya hiçbir işgale bu kadar uzun zaman katlanmamıştır.
Yönetimde adalet yerine zorbalığa, hizmet yerine korku ve yıldırmaya yönelen darbe mantığı, zulüm üretiyor ve tahrip ediyor:
Milletin % 95’ini değersiz görüyor. Kendilerini bulunmaz nimet zannediyor. Karşı gördüğünü cahillik, hainlikle itham ediyor. Başka türlü kendi zulmünü, hainliklerini örtemiyor. Bu kafa zulüm üretiyor ve kendi sonunu hazırlıyor.
Siyasi bir kadronun, milletininin % 95’ini değersiz görmesi kadar büyük felaket olamaz. çünkü ister istemez milletini sevmeyenleri dost edinmeye başlarlar. Devletin makam ve imkânlarını, yandaş diye şahsiyet ve haysiyetten yoksun dalkavuklara dağıtırlar. Netice, millet bu yapıdan, kendileri de Brütüs’lerden çeker.
Bir seneden beri adalet ve emniyetin yaptığı çalışmalar, “Sarıkız”dan “Ayışığı”, oradan “Ergenekon”a kadar, ülkenin zincirleme felaketlerle karşı karşıya geldiğini göstermektedir. Bu derece büyük, gizli bir yapılanma karşısında “acele iddianame” demek gerçeklerle bağdaşmaz. İnternet kolaycılığı ve aceleciliği hazırlanacak ısmarlama bir iddianame ile adalet olmaz.
Bir de televizyonlarda “Zamanı mıydı?” gibi tartışmalar. Elbette savcı, medya gibi reyting kaygısı çekmeden gerçeği arayacak ve davanın gereğine bakacaktır. Ne mahkûm etme, ne aklama? Adaleti arayan savcı, zamanlama hesabı yapmaz, yapamaz. Milletimiz için son derece hayatî olan bu dava, kendi gereklerine göre yürütülmelidir. Bugüne kadar aksini iddia eden mantıklı bir iddia olmamıştır.
Deniz Baykal, “çok saygın kişiler” tutuklanıyor diyor. “çok saygın” diye zanlının tutuklanmasına engel bir sınıf, makam mı var. Bu rütbeyi kim dağıtıyor?
Türkiye büyük ülke. Meseleleri büyük. Dostları çok, düşmanları da. Kaç darbe oldu, millet çevirdi. Bu sefer 28 Şubat 1997’den beri fişleme ve bazı meydan okumalarla tam bir felaket sinyali veriliyordu. Bu şartlar altında “kim sızdırdı” meselesi de son derece garip. Memleket ve milletin felaketine dönük bir hareketten haberdâr olan herkesin haber vermesi, vatan borcudur. “Bilirken susmak, bilmezken konuşmaktan da kötüdür.”
Darbecilik, gizli, maskeli bir düşmanlıktır. Gizlenmeleri, niyetlerinin çirkinliğini bilmelerindendir. Gizli örgüt kuracaklarına, yeraltına gireceklerine, millete gidip yapacakları hizmeti niye anlatmıyorlar? Hem yeraltına giriyor, niyetini saklıyor; hem vatan-millet diye bayrak sallıyor.. Basit ve ucuz bir reklam. “Düşmanın en büyüğü, düşmanlığını gizleyendir.” Her gizli örgüt, özellikle darbeci, ciddiye alınması gereken tehlikeli bir düşmandır.
Adaletin tecellisini, sabır, dikkat, adil bir netice beklentisiyle, millet tarafında yer alarak takip etmek, vatanseverliğin ve özgür yaşamanın ilk şartıdır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi