“Neden kutlayacakmışız?” diyen yeni yetmeler bizi anlayamaz!
Biz “darbeler nesli”, ne bayramlar kutladık, ne şenlikler yaptık! (Aslında yas günleriydiler!)
“27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı” bunlardan sadece birisi. Adamlar darbe yaptılar, darbe yaptıkları günün yıldönümünü bayram olarak kutlattılar, milletin gözünün içine baka baka!
Hiçbir sivil iktidar bu abes bayramı kaldıramadı; kendinde bu gücü hiçbiri göremedi.
O iş de Kenan Paşamıza düştü. Kendi darbesinin yıldönümlerini bayram ilan etmediği gibi, 27 Mayıs Bayramı’nı da kaldırdı!
Darbeciden darbeciye fark var anlayacağınız!
Kenan Paşa, başbakan ve bakan asmak gibi 60 darbecileri tarzında şeyler de yapmadı.
1960 darbecilerinde müthiş bir Adnan Menderes düşmanlığı vardı. Onun “Ben bu orduyu yedek subaylarla da idare ederim” dediği kulaktan kulağa yayılmış ve askerleri tahrik eden güçlü bir malzeme olmuştu. (Gerçi Menderes sorgulama sırasında böyle bir söz sarfettiğini reddetmiştir ama, orası önemli değil.)
Türkiye’de ilk defa 27 Mayıs 1960’da seçilmiş iktidar zor kullanılarak yönetimden uzaklaştırıldı.
Elbette seçilmişlerin iktidardan uzaklaştırılması kimileri için bir “bayram”dır ve mutlaka kutlanmalıdır!
Nitekim, halk iktidarından kurtuluş için bayram ihdas edilmiş ve “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” doğmuştur.
Hürriyet için iktidara el koyanlar, seçilmişleri hürriyetlerinden men ettikleri gibi, DP’ye rey veren milyonlarca halk kitlesini “kuyruk” olarak yaftalayıp vatandaşlık haklarından mahrum etmeye kalkıştılar.
Hürriyet muhal hale geldi, ya Anayasa?
DP Anayasa’yı ihlal ettiği için devrilmişti, darbeciler Anayasa’yı tamamen ortadan kaldırdılar!
Yeni bir Anayasa yapılması için İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Sıddık Sami Onar ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Tarık Zafer Tunaya, Hüseyin Nail Kubalı ve İsmet Giritli gibi üniversite hocaları Ankara’ya getirdiler. Ankara’da da Muammer Aksoy, İlhan Arsel ve Bahri Savcı’yı da komisyona sokarak işe başlattılar.
1962 Anayasası böylece hazırlanmaya başlandı. Denilir ki; Komisyon Başkanı Sıddık Sami Onar, askerlere “Anayasa’ya ne yazalım?” diye sormuştur! Onların ne cevap verdiği, Anayasa’da seçilmişlere karşı bürokrasinin iktidarını teminat altına alan hükümlerden anlaşılabilir!
1969 darbesi, sadece bunlardan ötürü unutulmamalıdır, demek doğru değil. Bir de hukukun Yassıada Mahkemeleri safahatı var.
Hukuk hukuk olalı böyle zulüm görmemiştir! Zamanın hukukçuları literatüre öyle bir vecize armağan etmişlerdir ki, sonrakilerin kılavuz kargası olmuştur!
“Sizi buraya tıkan kuvvet öyle istiyor!”
Mahkeme 15 idam kararı verdi. Bunlardan üçü alelacele uygulandı: Menderes, Zorlu, Polatkan... Diğer idam kararları dışarıdan gelen tepkiler sonucu “müebbed”e çevrildi.
Hey gidi günler hey!
Gel de 27 Mayıs Bayramı’nı kutlama!