Daha önceki yazılarımızda ifade etmiştim Suriye ile ilgili takınılması gereken tavrı…

Ama Kasımpaşalılık ve küheylanlılık devam ediyor…

Beşar Esed’in hemen gideceğini zannedenler biraz daha düşünmeli…
En çok da Sayın Başbakan ve Davutoğlu…

İran, Çin ve Rusya’nın desteklediği bir Esed kolay kolay gitmez…

Yıllardır var olan bir diktatörlük rejimini hemen alt etmeniz mümkün değil…

Hafız Esed’in kurduğu korku, muhaberat ve zulüm sistemi kolay kolay çökmez…

Ne olduğu belli olmayan muhalefete para ve silah vererek de bu iş olmaz…

Nitekim olmuyor…

Hem de Suriye sınırında rahata kavuştuğumuzu düşündüğümüz bir anda, PKK’nın gözle görülür bir şekilde desteklenmesi de eklenerek…

Hem Suriye’deki muhalifleri besle, silahlandır…
Hem de zulümden kaçanları barındır…

Tüm bu çıkmazlardan nasıl kurtulacağımızı düşünürken bir de silahsız keşif uçağımız vuruldu…

İster Suriye’nin, ister Türkiye’nin hava sahasında olsun.
İster kasıt ister yanlışlıkla olsun…
Suriye Türkiye’ye büyük bir gol atmıştır…
İtibarını zedelemiştir…
Muhaliflere büyük bir gözdağı vermiştir…
“Yıkılmadım ayaktayım” demiştir…
“Benimle uğraşmayın işinize bakın” demiştir…
“Senin Kasımpaşalılığın bana sökmez” demiştir…

Birleşmiş Milletler toplansa ne olur…
Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplansa ne olur…
NATO üyeleri bir araya gelse ne olur…
Başbakan grup toplantısında esip gürlese ne olur…
“Özür dileyin, tazminat ödeyin, bir daha olursa gözünüzün yaşına bakmam” dese ne olur…

Olacağı söyleyeyim;

Suriye özür dileyecek…
“Tazminatı da öderim” diyecek…
Bir daha olmayacağını söyleyip göstermelik ceza da verecek…

Bu Beşar Esed’in ilk yalanı ve kıvırması değil son da olmayacak…

Olan yine gariban Suriye halkına olacak…
Yetim kalan çocuklara olacak…
Açlık ve sefalet içindeki kadınlara olacak…
Her yeri tarumar olmuş, ekonomisi bozulmuş, şuraya buraya bağımlı Suriye’ye olacak…

Beşar Esed ve ailesine bir şey olmaz…

İki ihtimal var…

Ya öldürülecek ya da yakalanıp idam edilecek…
Ya da başka bir ülkede saltanat sürmeye devam edecek…

Esed ve avanesinin hayatına karşılık binlerce belki de milyonlarca Suriyelinin hayatı bitecek…

Şimdi sormak lazım Suriye halkını sevdiğini söyleyenlere…

Değer mi?
Oradaki zenginliklere, kaynaklara el koymak için binlerce insanın hayatını karartmaya değer mi?
Sizin çocuklarınız, halkınız biraz daha obez olsun…
Biraz daha mutlu olsun diye…
Binlerce insanı katletmeye…
Veya buna sebep olmaya değer mi?

Gelin şimdi ayıklayın pirincin taşını…
Taşlar dişleri kırmaya devam ederken…