Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Sen Git, Ağababaların Gelsin

Sen Git, Ağababaların Gelsin

Bir kişi mensubu olduğu ırktan ötürü asla kusurlu görülemez.

Habervaktim.com olarak bizim tepkimiz, “ırkçılıkla mücadele ediyor” gibi gözükerek, hergün bu millete söverken, sözkonusu Ermeni meselesi, Kürt meselesi oldu mu, sinsice “aklama çabası”na girilmesine.

Ali Bayramoğlu ile ilgili haberlerimizin temelini bu düşünce oluşturmuştur.

Malum Bayramoğlu, hiçbir zaman Ermeni komitacıların katlettiği Müslümanlardan bahsetmez,

Hiçbir zaman PKK’nın katliamlarına mercek tutmaz,

Şehit ailelerini hiçbir zaman ağzına almaz.

Varsa yoksa, “Türklerin Ermenileri, PKK’lıları nasıl katlettiğini” anlatır.

“Çözüm” olarak sunduğu tüm önerilerde bu saikleri görmek mümkündür.

Bu noktada Habervaktim.com olarak şu sorunun cevabını arıyoruz:

Katliamlarda neden seçici davranılıyor; neden kimi katliamlar(iddia edilen) ağızlardan düşürülmezken, kimi katliamlara karşı kör ve sağır kalınıyor?

Neden, neden, neden?


Tavrımızın netliği ortada iken, art niyetliler; Habervaktim’e karşı kuyruk acısı olanlar bunu anlamamakta ısrar edecekti elbette.

Sözü Yeni Şafak’tan bir isme getirmek istiyorum.

Aldülkadir Selvi isimli bu şahıs, durmuş durmuş bugün topa girmiş.

Yukarıda özetlediğim “Ali Bayramoğlu sorgulamamız”a tek satır cevap yok.

DPI’ın terör örgütü ile bağına, Ali Bayramoğlu’nun sergilediği “gizli ırkçılığa” hiç değinmezken, kuyruk acısıyla konuyu “Ermeni karşıtlığı”na indirgeyerek, Habervaktim’e saldırı alanı açıyor kendisine.

Geç bu ayakları A.S.

Biz seni de iyi biliriz.

Değerli Habervaktim okurları, işin perde arkası şudur:

Kendi ayakları üzerinde durmak yerine “güçlü insanlara” yaranmaya çalışarak yazarlık hayatını sürdüren zayıf kişilik A.S., Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Ruşen Çakır gibi tanınan insanlara şirin görünerek "entelektüel" çevrelere kendini kabul ettireceğini düşünüyor…

Haliyle bu işin bir de diyeti var…

Kendisine verilen görev gereği bir süredir “masa süreci”nin propagandasını yapıyor.

Bunu bilen DPI adlı örgütün, Galatasaray Üniversitesi’nde yapmayı planladığı gizli toplantıya özenle seçerek davet ettiği isimlerdendir A.S.

Habervaktim’in yayınları üzerine GSÜ bu toplantıyı iptal etmiş, DPI’cılar Cezayir Lokantası’nda bir araya gelmişlerdi, biliyorsunuz.

(Geçtiğimiz haftalarda, teröristlerin Dağlıca’da karakol basarak, 8 Mehmetçiği şehit ettiği gün de Galler’de toplandılar.)

A.S., Habervaktim’in ifşaatları üzerine okurlarından çekinerek, İstanbul’daki toplantıya katılmaktan son anda vazgeçti.

Oradan bir kuyruk acısı oluştu Habervaktim’e karşı.

Bunu yazamadı da, içinde büyüttü büyüttü, bugün kustu.

Bugün kusabilmesi de, bir “işaret fişeği” sayesinde oldu.

Onu da açıklayayım:

Temsilcisi olduğu Yeni Şafak’ın AK Parti ve Lideri Recep Tayyip Erdoğan’a desteği herkesçe bilinen bir gerçek.

Bu kontenjandan kendisi de zaman zaman Başbakan’ın uçağında boy gösterebiliyor.

Ali Bayramoğlu ile ilgili tartışmaya bu güne kadar girmemiş olmasının bir nedeni de, Yeni Şafak ve kendisinin Başbakan Erdoğan’a desteği ile alakalı bir durum.

Nisan ayının son haftasından bu yana süren tartışmada, “DPI ve bu örgütün toplantılarına katılıma Başbakan Erdoğan ne der” kaygısıyla, tuttu kendini ve topa girmedi A.S.

Ta ki, DPI toplantısına katılan isimlerden AK Parti Milletvekili Mehmet Tekelioğlu’nun önceki günkü açıklamasına kadar.

Tekelioğlu açıklamasında, DPI ile toplantılarıyla ilgili olarak "Başbakan Erdoğan’ın bilgisi var" diyordu.

Bunu bir “işaret fişeği” gibi algılayan A.S., Nisan ayının son haftasından bu yana içinde büyüttüğü öfke ve kini bugün kustu.

Değerli Habervaktim okuyucuları, bu ne anlama geliyor?

Şimdi biz, “İşte sizin gazeteciliğiniz bu kadar” diye sorsak, hata mı yapmış oluruz?

“DPI ve Ali Bayramoğlu sorgulamamız”a varsa bir eleştirin, bunu ancak bir “işaret fişeği” desteğiyle dillendirebilmen başlı başına bir tartışma konusu değil midir?

Sizin gazeteciliğiniz bu mu?

Dürüstlük bu mu?

Müslümanlık bu mu?


Biz Habervaktim.com olarak, “şu ne der, bu ne der” kaygısı gütmeden, sorgulamamızı yapıyor, “yanlış” gördüğümüze “yanlış”, “doğru” gördüğümüze “doğru” diyebiliyoruz.

Peki ya sen?

Şimdiye kadar yazılarını, haberlerini hep “şu ne der, bu ne der” saikiyle mi kaleme aldın A.S.?

Öyle ise eğer, sana bir “işaret fişeği” de biz çakalım:

Başbakan Erdoğan, partisinden bazı milletvekillerinin “Kürt Sorunu”nun çözümü için çalışma yürüttüklerini, bir takım toplantılara katıldıklarını elbette biliyor.

Kendisi de başından beri bunun için çaba gösteriyor.

Buraya kadar böyle.

Ancak Başbakan, vekillerinin bu çalışmalar çerçevesinde DPI ile masaya oturduğunu biliyor mu?

DPI’ın terör örgütü ile bağından haberdar mı?

Geçtiğimiz Mayıs ayında, Pakistan’da, gazetecilerin bir sorusu üzerine, terör örgütünün Avrupa ülkelerinde yüzlerce vakıf ve derneğinin bulunduğunu belirterek, “Bunlarla çalışmalarını yürütüyorlar. Bu şahısları destekleyen kim? Bu ülkelerin siyasi iktidarları. Bunların dağa rahatlıkla gidip gelen adamları var. Ne ad altında? Barış elçisi. Biz bunları da biliyoruz. Barışa dair aldıkları bir netice yok. Tek ortak noktaları Kürtlüğü istismar ediyorlar” diyen Başbakan’ın, DPI’ın PKK ile bağını bildiği halde, milletvekillerinin bu örgütün faaliyetlerine katılmalarına müsaade ettiği düşünülebilir mi?

“Başbakan buna rağmen müsaade ediyor” yalanını ortaya atarak, Başbakan’ı hangi masaya oturttuğunuzun farkında mısınız siz?

Başbakan'ı kimlerin masasına oturtmaya çalışıyorsunuz?

Değerli okurlarımız;

Ali Bayramoğlu gibi liberallerin dolduruşu ile yaşanan Habur rezaletinin ardından yoğurdu üfleyerek yiyen Başbakan’dan, DPI gerçeğinin gizlendiği düşüncesindeyiz.

Bu noktada sesimizi Başbakan’a duyurmaya çalışıyoruz.

İnanıyoruz ki, Başbakan, gerçek yüzlerini görmesi halinde DPI’cıları elinin tersiyle itecektir.

SON SÖZ

Değerli Habervaktim okuyucuları, şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz:

Biz A.S. gibilerle zaman kaybetmek istemeyiz, daha çok onun “yaranmaya” çalıştığı “ağalarla” ilgileniyoruz.

Kendisi bir "yaranan" olduğu için bu saldırıları “çukur” saldırısı mahiyetinde değerlendiriyoruz, bunun da paçalarımıza bile ulaşamayacağını görebiliyoruz. 

Bir sözümüz de A.S.’nin ağababalarına:

Üzerimize saldığınız ezikler üzerinden nerelere sirayet etmeye çalıştığınızı, neler peşinde koştuğunuzu deşifre eden belgeler yayınlamamıza engel olamayacaksınız!

Maskelerinizi indirmeye devam edeceğiz.

Yineliyoruz:

Sizin saldırılarınız bizi alçaltmaz, aksine yüceltir; gücümüze güç katar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi