Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

Ramazan AyIna doğru...

Ramazan AyIna doğru...

Kutlu Peygamberimiz (s.) bir Şaban ayInIn son gününde ashabIna şöyle hitap eder:

- “Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayIn gölgesi üzerinize düştü. Onda bir gece vardIr ki, bin aydan daha hayIrlIdIr...”
Ramazan’a saatler kala, mübarek ay’I müjdeleyen Peygamberimiz (s.), bin aydan yani uzunca bir insan ömründen hayIrlI Kadir gecesine dikkat çeker; hangi gecesi olduğu kesin belirtilmeyip her gecesi Kadir olmasI muhtemel bu ay’In her gün ve gecesini Allah’In razI olacağI amellerle geçirmeyi, hiç bir ânInI gafletle geçirmemeyi hatIrlatIr. Hadisin devamInda, farz olan oruç ve namazlarIn dIşInda hayIr işlemeyi ve salih ameller yapmayI tavsiye ederek şöyle devam eder:
- “O ayda bir hayIr işleyen kimse diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur. O ayda bir farz işleyen ise diğer aylarda yetmiş farz işleyen gibidir.” (Terğîb, 2/94-95)
Evet, bir farza yetmiş farz, hatta daha fazlasI! Ve “bir gece”ye “bin ay”dan daha hayIrlIsI!..
Burada yetmiş sayIsI, çokluktan kinayedir. Yedi yüz, yedi bin, yetmiş bin... olarak anlayabiliriz bunu. Günümüzün seküler, materyalist, pozitivist zihinlerinin algIlamakta güçlük çekeceği bir oran söz konusu burada. NasIl olur da bir gece, bin aydan hayIrlI olur; bir iyilik bir anda yetmişlere katlanIr?
Ramazan ay’I, Kur’ân’da adI geçen tek ay’dIr.

Ramazan ay’InIn fazileti elbette Allah için tutulan oruçtan gelir. Peygamberimiz (s.) şöyle buyurur:
“Ramazan geldiğinde Cennet kapIlarI açIlIr, Cehennem kapIlarI kapanIr, şeytanlar da bağlanIr.” (Müslim, SIyam 1)
Ancak bu ayI asIl mübarek kIlan ise, onda (Kadir Gecesinde) Kur’ân’In nazil olmaya başlamasIdIr.

“Ramazan ayI ki o ayda Kur’ân insanlara yol gösterici, doğru yola iletici, eğri ile doğruyu birbirinden ayIrt edici olarak indirildi.” (Bakara 2/185)
Bu ay’a bu sebeple “Kur’ân Ay’I” denir. Kur’ân, her Ramazan’da kalbimize yeniden insin diye!..

“Biz onu (Kur’ân’I) kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir gecesi bin aydan hayIrlIdIr. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için iner. O gece, tanyerinin ağarmasIna kadar bir esenliktir.” (Kadir suresi)

Kadir Gecesi; insanlIk tarihinde bir dönüm noktasI teşkil eden kainat çapIndaki bir büyük olaydIr; Kur’an’In son vahiy olarak Cebrail (a.s) vasItasIyla Peygamberimize (s.) indirilmesinin başlangIç ânI ve rahmet ânIdIr. Vahiy, son kez olarak insanlIk tarihine müdahale etmekte ve bu müdahale, Kur’ân’la, kIyamete kadar insan hayatInI irşad edip yönlendirecek biçimde planlanmIş bulunmaktadIr. Kur’ân’In değeri buradan, Kadir gecesinin kIymeti ve bereketi de insanI esenliğe çağIran Kur’ân’dan gelir.
Ramazan ay’I; Allah’In mutlak egemenliğini her alanda hissettirerek, parçalanan hayatI tevhîd ederek, insanI Rabbine yakInlaştIrIp Kur’ân’la bütünleştirerek bir huzur iklimi getirir. Tutulan oruçla birlikte kuşanIlan takvâ elbisesi, bütün şerleri/kötülükleri def eder, bütün hayIrlarIn/güzelliklerin kapIsInI açar. Bu arada duâlar da “kavlî” niteliğinden çIkar “fiilî” duâlar haline gelir...
Genelde işlerini Allah’a havale edip miskinliğe meyleden insanlar, Ramazan’da “Allah’In boyasI”yla boyandIklarI oranda sorumluluklarInIn daha bir farkIna varIr; merhameti, ihlâsI, ihsanI, ikramI.. ile İslâmî hayat tarzInI bir bütün olarak kuşanmaya başlarlar: Daha çok ibadet ve tâat, zikir ve fikir, her fIrsatta tevbe ve istiğfâr, duâ ve niyaz, gece kIyâm, sahur, gündüz sIyâm, imsak, imkân ölçüsünde sadaka, fitre ve yardImlaşma, gönüllere sürekli Kur’ân ziyafeti, Rabbimizle başbaşa kalmak için itikâf, her akşam iftar ve teravih coşkusu ve nihayet bayram...
Esasen; Ramazan ay’I, hayatImIzI a’dan z’ye etkileyen, değiştiren, dönüştüren, hayatImIzIn bütün alanlarInI yeniden şekillendirip onu İslâm’In/Allah’In rengiyle boyayan kutlu bir aydIr.
“(De ki: HayatImIz) Allah’In rengi (ile renklenir)! Kim (hayata) Allah’tan daha güzel renk verebilir, eğer gerçekten O’na kulluk ediyorsak?” (Bakara 2/138)
Bu ayda oruç tutan ağIzlar değişir; kuruyan dudaklarla öfkeler yutulur, diller tutulur. BakIşlar indirilir, kalpler dindirilir, kulaklar dinlendirilir...
Bu ayda gönüller şefkat ve merhametle dolar, yürekler yufkalaşIr, kalpler yumuşar...
Oruçlu ağIzlarIn dualarI bu ayda dilden kalbe akarak, kalpten fiile dökülür; yani “söylem”den “eylem”e geçer. Nefisler dizginlenir, hazlar gemlenir, hIzlar frenlenir...
Evet, “...Mübarek ayIn gölgesi üzerimize bastI...” O kutlu iklimi doyasIya solumaya hazIr mIyIz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldız Arşivi