Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

İkna’ için değil, ‘Uçağımızın düşürülmesinde Rusya’nın rolü’ sorgulanmış

İkna’ için değil, ‘Uçağımızın düşürülmesinde Rusya’nın rolü’ sorgulanmış

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Kocaeli İl Kongresi’ndeki yapmış olduğu, “Suriye için artık söz bitmiştir. Bu alçakça katliamlar, bu soykırım girişimleri, bu insanlık dışı vahşet, artık gitmekte olan bir rejimin ayak seslerinden başka bir şey değildir” şeklindeki konuşmasından hemen sonra Moskova ziyaretinde bulunması bazı gazete manşetlerinde “Putin’i Birleşmiş Milletler’de Suriye hakkında karar alınmasını engellememesi için ikna etmeye çalıştı ancak başaramadı” şeklinde yer aldı. Bazı köşe yazarları da yazılarında bu manşetlere benzer yorumlarda bulundular.


Elbette Erdoğan-Putin görüşmenin esasında Suriye vardı. Ancak dış politika ve uluslararası ilişkiler alanında bilgisi olan ya da konuyu araştıran herkes çok iyi bilir ki; devletlerarası üst düzey görüşmelerde dünya politikasını ilgilendiren konular ile ilgili tarafların birbirlerini ikna etmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bu görüşmelerde karşılıklı çıkarlar ile uluslararası dengeler gözetilir ve zamana ve mevcut şartlara göre hareket edilir.


Görüşmeler öncesinde bürokrasi ve diploması ile ilgili görüşülmesi öngörülen konuları ile tarafların teklif ve önerileri hazırlanır. Devletler arası görüşmelerde liderler kendi istek ve arzularına göre değil ulusal çıkarlarına ve devlet politikalarına göre hareket etmek zorundadır. Bu görüşmelerin bir kısmı kamuoyu ile paylaşılırken bir kısmı da gizli kalır.


Erdoğan-Putin görüşmesi de düşürülen uçağımızdan hemen sonra yaşanan telefon trafiğinin ardından Rusya lideri Putin’in daveti üzerine gerçekleştiğine göre ve de Putin “Gel beni ikna et” demiş olmayacağına göre; görüşmenin asıl sebebi bana göre ‘Suriye konusunda Rusya’yı ikna etmek’ değildir. Görüşmenin ana teması Akdeniz’de düşürülen uçağımızdır.


Türk basınındaki “Uçağımız Rus gemisinden atılan füze ile vuruldu” iddiaları üzerine harekete geçen Türk hükümeti bu görüşmede; bu olayda “Rusya’nın rolü” olup olmadığı ve uçağımızın Suriye tarafından düşürülüp düşürülmediği konuları hakkında sorgular mahiyette bilgi istemiştir. Ayrıca bilgi ve belgelere ulaşıldığında “Uluslararası hukuktan doğan haklar sonuna kadar kullanılacaktır” uyarısı yapıldığı da ihtimal dahilindedir.


ŞAM’I SARSAN BOMBA


Şam yönetimi bu sefer beklemedik bir bombalı saldırı ile sarsıldı. İntihar saldırısı Suriye’nin en çok korunan Ulusal Güvenlik binasında ve de ‘bakanlar kurulu toplantısı’ sırasında düzenlendi. Bu saldırıda Beşşar Esed Hükümeti’nin İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim el Şaar’ın, Savunma Bakanı Davud Racha ile Beşşar Esed’in eniştesi Asıf Şevket’in ve eski Savunma Bakanı Hasan Türkmani’nin de hayatını kaybettiği açıklandı.


Suriye Genel Devrim Konseyi saldırıdan sonra başkent Şam’ın Kadem, Kabun, Midan, Mezze, Aseli, Yermük ve Haresta banliyölerinde nizami ordu ile Özgür Suriye Ordusu arasında şiddetli çatışmaların yaşandığını bildirdi. Kafr Susa ve Filistinlilerin yoğun olarak yaşadığı Yermük semtinde de çatışmaların ardından, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Suriye ordusunun çeşitli kentlerde Şam intikamını almak üzere ağır silahlarla muhaliflere yönelik operasyonlar düzenlediğini bildirdi.


SURİYE’DE “OK YAYDAN ÇIKTI”


Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki ‘Arap Baharı’ nın Suriye ayağında diploması ve sözün bittiği yere gelindi. Diğer bir ifadeyle “Suriye geriye dönüşü olamayan yolda hızlı ilerlerken Esed, uçurumun kenarında kader anını yaşamaya başladı. Şam yönetimi zaman kazanıp ayakta kalma adına eldeki tüm imkanları seferber etmiş durumda. Ülke genelinde orantısız güç kullanarak devlet terörünü insafsızca sürdürürken Suriye’de yönetime karşı mücadele eden “Özgür Suriye Ordusu”, ülke genelinde saldırı başlatıldığını duyurdu. Yayınlanan bildiride “Diktatör devrilip Baas rejimi yıkılana kadar silahlı mücadeleye devam” kararı aldıklarını duyurarak, “Şam özgürleşmeden direniş güçleri asla dönmeyecek” yemini ile iç savaşın bundan sonra şiddetlenerek artacağını işaret etmektedir.


RUSYA VE ÇİN’İN SURİYE İNADI


Batı ülkeleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin duruma müdahale etmesini istiyor.


Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “İnsan haklarının çiğnenmesine son vermek ve siyasi sürecin ilerlemesini sağlamak için uluslararası toplumu oluşturan tüm devletlerin üzerinde çalışarak derhal bir Birleşmiş Milletler kararı çıkartması gerekiyor” çağrısı üzerine BM Güvenlik Konseyi toplandı ancak Suriye’ye yeni yaptırımlar uygulanması Rusya ve Çin’in vetosu ile engellenmiş oldu. Bilindiği gibi daha önce iki kez Çin ve Rusya yaptırımları engellemişti. Bu sefer de Suriye konusunda veto haklarını kullanarak Suriye inadını sürdürdüler.


Çin ve Rusya’nın itirazının çıkış noktası da bahsi geçen 7. bölümün kullanılmasıydı. Çünkü Batılı ülkelerin imzasıyla sunulan önerge çerçevesinde, Şam yönetimin kalabalık bölgelerden askerlerini ve ağır silahları çekmemesi durumunda BM anlaşmasının 7. bölümü uyarınca askeri müdahale dahil yaptırımlar uygulanacaktı. Rusya ve Çin kendi çıkarlarını milyonlarca Suriyeli’nin can güvenliğine tercih etmek suretiyle aslında suç işlemektedirler. Suriye’ye uygulanması planlanan yaptırımların engellenmesi savaşın şiddetlenerek ülke geneline yayılması anlamına gelmektedir.


Şimdi herkes “Bundan sonra neler olur” sorusunu soruyor.


Rusya ve Çin’in BM’nin yaptırım kararlarını engellemeleri yüzünden bundan sonra Suriye’de taraflar önlenmesi çok zor büyük bir savaşa itildiler.


Hiç şüphesiz zafer Suriye halkının olacak ancak bu öyle sanıldığı gibi kolay olmayacak. İçine girdiğimiz mübarek Ramazan ayı içinde Müslüman Müslümanı kıracak, oluk oluk kan akacak. Geleceği görmek veya anlamak için müneccim olmaya veya veli olmaya gerek yok. Anadolu’daki halk deyimiyle “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir.”


Bu noktada inşallah korkulan olmaz diyerek “Bu mübarek ayın ruhuna uygun hareket edilir ve barış için bir yol bulunur” duamızı her zamanki gibi tekrar ediyorum. Allah Suriye halkının yardımcısı olsun...


En büyük dileğimiz odur ki bu savaş tüm bölgeye yayılarak bir mezhep çatışmasına dönüşmesin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi