Bu zatı muhteremle ilgili yazmak aklımın köşesinden dahi geçmezdi. Fakat yazmasam olmaz bir noktaya geldi.

O ne bilimsel tafralar.

O ne sosyoloji dehası tavırlar.

Her şey bir yana, “siyasetin bilimi”nin ondan sorulması gerektiği yönündeki müthiş edalar...

Son yazılarından birinde: “Kürt sorununu çözmek zorlaşıyor” buyuruyor. Bu doğru! O yazıyı okuduktan sonra, Bayramoğlu’nu veya bayramoğullarını çözmeden Kürt sorununun çözülmeyeceğine bir daha kail oldum.

Bakın adam asıl meseleyi nerede görüyor.

Önce en bilmiş eda ile lâfı açıyor: “Kürt sorununda geldiğimiz aşamayı ayrıntılı bir analize tâbi tutmaya ihtiyaç var.”

Cevher yumurtlayacak, açılış yapıyor. Böyle zor bir işi o bile başaramayabilir havasıyla:

“Deneyelim...” (Sıkı durun “madde bir” diyecek.)

“Gelinen noktanın başlangıcında, her şeyden önce, AK Parti’nin ‘ataerkil siyaset anlayışı’nın yaşadığı ciddi kriz yatmaktadır!”

Buna “deneme” değil, “ahkâm kesme” denir! Hem de üst perdeden!

Gaziantep katliamının arkasında ne var?

PKK neden Hakkari’nin bazı kasabalarında alan hâkimiyeti sağlamaya çalışıyor?

DTP’nin kadın görünümlü siyasetçileri neden teröristlerle sarmaş dolaş oluyor?

İşte peş peşe üç vicdan kanatan hadise.

Üçü birbirinin içine geçmiş.

Sonra “eş başkan” sıfatlı müptezel açıklama yapıyor “bilmem kaç kilometre karede PKK’nın alan hâkimiyeti var.”

Varsa ve kıçın tutuyorsa, git orada yaşa, devletini ilan et. Böylece partinin değil, devletin eşsiz başkanı olursun.

Çünkü eşin de senin yanına gelmez!

Bütün bunlar bir yumurtadan çıkıyor sosyoloji, siyaset bilimi dehası, ağır bilgin Bayramoğlu’na göre.

AKP’nin ataerkil siyasetinden! AKP böyle bir siyaset takip etmese idi, Gaziantep’te sabi sübyan ve günahsız vatandaşlar katledilmeyecekti!

PKK, Şemdinli’yi ele geçirip bayrak dikmeye çalışmayacak, alan hakimiyeti safsatasına başvurmayacaktı.

DTP’nin kadın görünümlü saylavları yol kesen teröristlerle samimiyet kurmayacaklardı! Velhasıl, Kürt sorununu çözmek zorlaşmayacaktı!

Meselenin başı, AKP. Çünkü ataerkil siyaset takip ediyor! (Sütten çıkma PKK ise anaerkil siyasetçidir muhakkak) AKP denilince, herkes gibi sizin de “asıl hedef başbakan” diyeceğinizi biliyorum.

Bugünlerde içeriden ve dışarıdan Hükümet, Başbakan, Dışişleri Bakanı neden hedef seçiliyor? Bunun çok makul ve gerçekçi açıklamaları var. Hatta Beşşar zalimi bile hükümete, başbakana ve hariciye vekiline salvo ateş ediyor ve Türkiye’de halkın kendisini desteklediğini höykürüyor.

Bayramoğlu ile Beşşar arasında kaç fark var?

Bir tek fark var. Beşşar siyaset adamı subjektifliği ile konuşuyor.

Bayramoğlu ise olanca bilim otoritesi objektifliği havasıyla.

İkisi de çöp sepetine! Çünkü ikisi de aynı kaba dökülüyorlar.

Evet! Kürt sorununun çözümü zorlaşıyor. En azından Beşşar sorununu çözünceye kadar!

Bayramoğlu sorununu çözmek ise gittikçe kolaylaşıyor. Bu ilim kisvesi giydirilmiş tafranın sebebi ne?

Dünya sistemi ile oynayan merkezlerin rüzgârı mı?

Yoksa yoksa... Hani bir kriptoluk lafı edildiydi ya...

Hükümetçi gazeteye hatırlatma: Bayramoğlu’nun ipini siz kesmeden o sizin defterinizi dürebilir.

Bir kıyak iş ayarlanmıştır, oraya doğru uçuşa hazırlanmaktadır ve doğrudan hükümeti, başbakanı hedef alan salvolara yönelecektir.

Hani “atın beni!” edasıyla!

İşte o anda atsan bir türlü atmasan üç türlü.

İki ucu aynı derecede anlayacağınız!