Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

Kardeşlik Platformu ve Kur’an-Siyer-Din Dersleri

Kardeşlik Platformu ve Kur’an-Siyer-Din Dersleri

Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile kanaat önderleri, ülkenin en öncelikli ve can yakıcı problemi haline gelen terör sorununa ve daha temelde Kürt sorununa İslâm ortak paydasında çözüm üretmek ve giderek zayıflayan kardeşlik bağlarını yeniden güçlendirmek amacıyla 7-8-9 Eylül’de İstanbul’da bir araya geldiler. Doğu-Batı Kardeşlik Platformu adı altında bir sivil inisiyatif oluşturarak, “Kürt sorununun çözümünde söyleyecek sözümüz var” diyen STK üyeleri; halkımızın geleceğini emperyalist güçlerin çıkarlarına kurban etmemek için hâkim vesayetçi zihniyetin tasallutundan kurtulmayı ön şart olarak gördüklerini belirttiler ve bazı çözüm önerilerinde bulundular:


‘Kalıcı barış için silahlı çatışmalara son verilmeli, siyasi genel af çıkarılmalı, Yeni Anayasa ulusçu ideolojiye göre değil temel hak ve özgürlükler merkeze alınarak hazırlanmalı, yerinden yönetim imkânları artırılmalı, anadilde eğitim anayasal güvenceye alınmalı, Tevhid-i Tedrisat Kanunu kaldırılarak medreseler yasallaşmalı ve bu bağlamda Said Nursi’nin önerdiği Medresetü’z-Zehra projesi hayata geçirilmelidir’ önerisinde bulunan Platform, Roboski faciasının da unutturulmamasını temenni ederek Kürt sorunu ile ilgili her türlü gelişmenin takipçisi olacaklarını vurguladı.


“Muhakkak ki ancak müminler kardeştir.” (Hucurat/10) âyetini referans alan Kardeşlik Platformu, anadilde eğitim hakkını da, “Dillerinizin ve renklerinizin farklı farklı olması Allah’ın âyetlerindendir.” (Rûm/22) âyet-i kerîmesi temelinde ele alıyor ki, bu husus son derece önemli ve anlamlıdır.


Üstad Sezai Karakoç, “Müslümanlar Kur’ân’dan uzaklaştı uzaklaşalı gün yüzü görmediler” der. Bu harika tespit; Allah Rasûlü’nün (s), “Allah bu Kur’ân sebebiyle bazı milletleri yükseltir, bazılarını da alçaltır” (Müslim, Müsâfirîn 269) hadis-i şerifinde ifade buyurduğu genel tarih yasasının (“sünnetullah”) güncellenmesinden ibarettir. Yani Kur’ân’a sarılan yücelir, onu terk eden ise alçalır, gün yüzü görmez.


Hiç kuşku yok ki, ümmet olarak başımıza gelen tüm felaketlerin temelinde Kur’ân’ın “hayat verici” ilkelerinden uzaklaşmamız yattığı gibi, Türkiye Müslümanları olarak yaşadığımız maddi ve manevi problemlerin temelinde de Kur’ân’ın huzur bahşeden rahmet ikliminden uzak kalmamız yatmaktadır. Kardeşlik bilincimizin zayıflaması ve Türk ve Kürt ırkçılığının ortaya çıkması da bu sebepledir. Resmi ideoloji eliyle, Kur’ân merkezli hayat tarzının yerine seküler yaşam biçiminin ve ulusçu anlayışın zorla ikame edilmesi, diğer bütün sorunlar gibi Kürt sorununun da ortaya çıkmasının en temel nedenidir.


Öyleyse, millet olarak Kur’ân’dan uzak kalmamızın getirdiği problemleri ve sıkıntıları bir an önce aşmak için hep birlikte kolları sıvamalı ve yeniden Kur’ân’a dönme seferberliği başlatmalıyız. Kur’ân’a dönmeliyiz ki, Din’de “kardeş” olduğumuzun, aynı Allah’a “kul” olmamız gerektiğinin farkına varalım...


İşte, yeni eğitim sezonunda, gerek İmam-Hatip ortaokullarının açılması ve gerekse, hem Ortaokul 5. Sınıf ve hem de İmam-Hatip ortaokulu 5. Sınıf ile her türlü Lise, Anadolu, Fen, Sosyal Bilimler, Mesleki ve Akademik liselerinin 9. sınıfında okuyacak çocuklarımıza, “seçmeli ders” olarak, Kur’ân-ı Kerim, Siyer (Peygamberimizin Hayatı), Arapça ve Din Bilgisi derslerinin okutulacak olması, millet olarak yeniden kendi öz değerlerimize dönmemize imkân ve fırsat verecek çok önemli bir gelişmedir...


Allah ve Rasûlü’nün bizi çağırdığı (Enfal/24) hem bu dünyada huzur ve mutluluğumuzu hem de Ahiret’te ebedi kurtuluşumuzu sağlayacak “hayat ilkelerinin” neler olduğunu çocuklarımız Kur’ân dersinde öğrenecek, Siyer dersinde Rasûlüllah’ın (s) hayatındaki örnek yansımalarını görecek, Arapça ile Kur’ân bilincini pekiştirecek, Din Dersi ile de inanıp yapması gerekenlerle yapmaması gerekenleri bilecektir. Böylece, 28 Şubat sürecinde imam-hatip okulları ve Kur’ân kursları üzerinden dini eğitime karşı açılan savaşın manevi yaralarını sarma imkânı doğacaktır. Bu fırsat çok iyi değerlendirilmelidir.


Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamasına göre; yalnız 5. ve 9. sınıflarda değil, 6-7-8. sınıflar ile 10-11-12. sınıflarda da, en az 12 öğrencinin dilekçe vermesi halinde Kur’ân, Siyer, Arapça, Din dersi verilecektir. Dolayısıyla, 28 Şubat sürecinde yaşanan dini eğitim açığı ve açlığını bütün ortaokul ve liselerde telafi etmek mümkün hale gelmektedir. İmam-hatiplerde okuyamayan çocuklarımız da bu dört dersin hepsini veya birçoğunu alarak manevi donanımlarını tamamlama imkânına kavuşacaklardır.


Şimdi, çocuklarına dini eğitim aldırmak isteyen tüm velilerimiz, 12 Eylül tarihine kadar, seçmeli Kur’ân, Siyer, Arapça, Din dersleri için okul yönetimlerine dilekçe vermeyi unutmamalıdırlar. Aslında Bakanlığın tatil dönüşünü ve derslerin ilk kez konulmasını dikkate alarak bu süreyi Eylül sonuna kadar uzatması gerekir. Konu ihmâl ve karmaşaya kurban edilmeyecek kadar önemli ve hayatidir vesselam.


NOT: “Namazla Diriliş” programımızı, her Salı günü, saat 20.00-21.00 arasında Dost TV’de takip edebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdullah Yıldız Arşivi