LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Paylaş, insanlaş!

Paylaş, insanlaş!

-Lütfü Bey; öncelikle bayramınızı tebrik ederiz. Bu haftaki sohbetimizde bayram üzerine konuşalım mı?

-Ben de sizin ve Müslümanların bayramını tebrik ederim. Bayram üzerine konuşacağımıza göre, bu konuya şu soruyla girmeliyim. Bayramın ruhunu oluşturanlar nelerdir? Paylaşmadır, dayanışmadır, barıştır, kardeşliktir. Bunların oluşturduğu bir ruha sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın ihtiyacı vardır. Bütün insanlık bu ruhla donanmalıdır. Bakın dünyadaki bir bölüm insan yedikçe yiyor. Bir kişilik değil beş kişilik yiyen bu insanların çoğunluğu ABD ve AB ülkelerinde yaşıyor. Ha bire yiyip tükettikleri için bunlar aşırı şişmanlıyor, sonra da zayıflamak için diyetisyenlere koşturuyor. Bunlar bir bakıma eski Romalıları hatırlatıyor. Malumunuz eski Romalılar da önce tıka basa yerler; sonra da kusmak için ne mümkünse yapıp midelerini boşaltırlar ve yeniden yerlerdi. Hadi o çağlar önceydi. Peki bugün önce tıka basa yiyen, sonra da aldıkları aşırı kiloları vermek için diyetisyenlere koşturanlara ne demeli? Dediğim gibi, dünyadaki bir bölüm insan bir kişilik değil beş kişilik yiyor! Başkalarının hakkını yiyor. Buna karşılık Afrika kıtası başta olmak üzere, dünyadaki bir bölüm insan ise bir dilim ekmeğe hasret yaşıyor. Bugün dünyada bir milyar kadar insan açlığın pençesinde kıvranıyor. Her gün 25 bine yakın insan açlıktan ölüyor. Bir tarafta aşırı yemekten ölen insanlar; bir tarafta yiyecek bulamadıkları için ölen insanlar; böyle bir dünyaya razı mıyız? Razı değilsek eğer, bayramların paylaşmacılığı, dayanışmacılığı içeren ruhunu dünyaya hakim kılmak zorundayız. Benim “İhtiyacından fazlasını paylaş, insanlaş” diye ifade ettiğim zihniyeti yaygınlaştırmalıyız. Dünyamızda insanların bir bölümü açken, tok yatan insanlardan olmamalıyız. İşte bunun için bayramların paylaşmacılığı, dayanışmacılığı içeren ruhuna ihtiyacımız var. Dünyada kardeşliğin hakim olması için böylesine bir ruha ihtiyaç var. Paylaşmacılığın, dayanışmacılığın bizi götüreceği yer kardeşliktir. Peki dünyaya paylaşmacılık, dayanışmacılık, kardeşlik hakim olmazsa ne olur? Dünyamızda biri yer, biri bakar ise ne olur? “Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” diyen atasözümüz gerçek olur. Kaldı ki bugün dünyamızda biri yiyor, bini bakıyor! İnsanlar insanları, ülkeler ülkeleri sömürüyor. Bu durum savaşlara yol açıyor. Çıkan savaşlarda sadece insanlar ölmüyor; diğer canlılar da ölüyor. Atılan bombalar, kimyasal gazlar insanlığı öldürdüğü gibi diğer canlıları da yok ediyor. Bu arada da doğa tahrip oluyor. Savaşlarda kullanılan bombalar, kimyasal gazlar sonucunda hava da su da kirleniyor. Bitkiler, ormanlar, nehirler, denizler can çekişiyor. Dünya yaşanacak bir ortam olmaktan hızla uzaklaşıyor. Dünyanın bu gidişini durdurabilmek için savaşların son bulması, barışın hakim olması gerekiyor. Zaten bayram paylaşma, dayanışma, kardeşlik demek olduğu kadar barış da demektir. Paylaşmacılık, dayanışmacılık, kardeşlik beraberinde barışı da getirir. Kısacası, dünyanın yaşanılır olması için bayramın paylaşmacılığı, dayanışmacılığı, kardeşliği, barışı içeren ruhunun dünyaya hakim olması gerekir. Keşke bu ruh dünyaya hakim olsa... Ve böylelikle dünyada her gün bayram olsa...


“BEN” DEME, “BİZ” DE!

-Siz bayramların ruhu dünyaya hakim olsa diyorsunuz ama, günümüzün Türkiye’sinde bu ruhu taşımayıp bayramları tatil yapmak gibi görenler de var. Buna ne diyorsunuz?

-Maalesef toplumun bir bölümünün aklına bayram deyince tatil geliyor! Böyleleri bayram yapacağı için değil, tatil yapacağı için seviniyor. Bunlar daha bayramın başladığı ilk saatlerde yurtiçindeki ve yurtdışındaki tatil yörelerine koşuyor. Yani bayramdan kaçıyor, tatile koşuyor! Bakın bu bayramda da on binlerce kişi yurtiçindeki ve yurtdışındaki tatil yörelerine akın etmiş. Kapısını çalmasını, halini hatırını sormasını bekleyen yakınlarından, komşularından, insanlardan kaçmayı tercih etmiş. Bayram tatilini kendi zevki sefası için kullanmayı tercih etmiş. Bencilliği içeren bireyci bir tavır içine girmiş. Oysa bayramlar toplumculuğu teşvik eder. “Ben” yerine “biz” der. İşte “ben” yerine “biz” diyen bir ruha ihtiyaç var. Bu ruha sahip olanlar zaten bayram yapmayı tatil yapmak olarak anlamazlar. Umarım bu ruha sahip olmayanlar da bir gün bu ruha kavuşurlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi