Necmettin Türünay

Necmettin Türünay

Yılanın kuyruğu ve Cumhuriyet Pazarı

Yılanın kuyruğu ve Cumhuriyet Pazarı

Cumhuriyet kutlamalarından bir gün önce Taraf’ın manşeti şöyle idi:
“Ankara Bölündü”!.. Bu manşeti gazete detaylandırırken, şöyle bir gruplandırmaya başvuruyordu:
“Hükümet, MHP’nin destek verdiği alternatif 29 Ekim kutlamaları yasağında ısrarlı.
CHP ise DSP, İP ve Atatürkçü Düşünce Derneği ile birlikte seferberlik yürüyüşü hazırlığında!..
Tabii bu gruba, Türkiye Gençlik Birliği ile diğer bazı sol örgütleri de eklemek gerekir.

Peki Taraf’ın bu manşeti sizce neyi ifade ediyor?

Burdan hasıl olan ilk intiba, Taraf’ın malûm kutlamaları balkondan seyrettiği, daha doğrusu da taraflar karşısında bitaraf bir pozisyon takındığı değil midir? Fakat iyi düşünülmezse, ilgili manşetin ne kadar yanıltıcı olabileceğini söylemek isterim.
Ancak bir hatırlatmada daha bulunayım: Bu yazıyı Taraf’a değer verdiğim için falan yazıyor değilim. Ne ilgili gazeteye, ne de attıkları manşete!.. Fakat bu manşetin Taraf’ın pozisyonunu, giderek değişmeye başlayan politikalarını açığa vuran bir yanı bulunduğu için üzerinde duruyorum.
Dolayısıyla önemli olan şudur: Başını Doğu Perinçek grubunun İşçi Partisi’nin ve Aydınlık gazetesinin çektiği alternatif kutlama programı karşısında, tarafsız bir pozisyon takınmak!.. Ergenekoncu merkezler tarafından güdümlendiği malûm olan kutlama programı ve örgütler hakkında, demek ki Taraf gazetesinin söyleyecek bir sözü kalmamış. Daha doğrusu da Taraf uzun süredir, bu kesimlerin geliştirdiği bir muhalefet karşısında ya sessiz kalıyor, ya da üstü örtülü şekilde onlarla müşterek bir dil kullanıyor ki kimsenin gözünden kaçmayan husus budur.
Haliyle burdan bir sonuç çıkarmak da gerekmektedir:

Üç beş yıldır Ergenekoncu güçlere karşı teşkil edilen ortak cephenin önemli unsurlarından biri olan Taraf, bu demektir ki kaşla göz arasında yer değiştirmiş, belli etmemeye çalışsa bile karşı ortak cephenin aktörlerinden biri haline gelmeye başlamış demektir.
Hükümet ve İslâmi çevreler maalesef hadiseye böyle bakmamakta, meseleyi Ahmet Altan’ın kişisel kaprisleri ile izahtan yana gözükmektedirler.
Bu algılamanın ne kadar yanıltıcı olduğunu ileride hep birlikte göreceğimiz kanaatindeyim.

Nitekim dünkü manşeti de bu yönde idi Taraf’ın: “Bu kafayla 2023 biraz zor!.. Hükümetin anlamsız yasağı yüzünden dün Ankara’da Anıtkabir’e yürümek isteyen vatandaşlara gazla ve tazyikli suyla müdahale edildi. Kalabalıklar barikatları yardı.” Dikkat edin Taraf, işin Aydınlık, İşçi Partisi, Ergenekon tarafından güdümlenen Atatürkçü Düşünce Derneği vs. tarafını sürekli es geçiyor, hükümete muhalefet görüntüsünün ardına saklanarak onlara destek çıkıyor.
Unutmayalım ki bu taktik yeni değil eskidir. Aynı biçimde haber ve sunumlara, nitekim Aydınlık gazetesinde de tesadüf olunabilmektedir. Taraf yazarlarının dinlendiğine ilişkin iddiaların, Aydınlık tarafından mübalâgalı şekilde öne çıkarılması sadece bir örnektir.
Tekrar edeyim, bu değerlendirme ile varmak istediğim nokta, Taraf’ı veya diğer bir grubu teşhir etmek değil. Tam tersine, gözden kaçtığı malûmdan bir kırılmayı su yüzüne çıkarmak, daha doğrusu da altında yatan nedenleri yakalamaktır.

Taraf’ın, Ergenekon karşısında teşkil edilen ortak cepheden kopmasına ilişkin bir tarih biçmek gerekirse, vara vara Gazze’ye yardım götüren konvoya uzanıyoruz.

Çünkü Taraf’ın pozisyonundaki ilk sarsıntıya o zaman şahit olmuştuk. Zira Taraf, Türkiye-İsrail arasındaki kapışmada, kendi tarafını açığa vurmak durumunda kalmıştı.
Ondan sonradır ki Türk dış politikasına sürekli eleştirel yaklaşmaya başladı. Bu birinci aşaması Taraf’daki kırılmanın!..

Fakat daha önemlisine, MİT soruşturması sırasında şahit olduk. Gazete bu olayın üzerine balıklamasına atladı ve bilhassa da Kürt politikası üzerinden keskin bir muhalefet dönemine girdi.
Tabii MİT krizinde aynı menhûs tutumu sergileyen gazete ve gruplar az değildi. Fakat onların çoğu şimdilik rücû etmiş görünüyorlar. Ama Taraf dediğim dedik, çaldığım düdük demeye devam ediyor.
Dolayısıyla bu gelişmeler bizi ister istemez, Neo-Con’ların Türkiye politikalarına taşıyor. O kesimlerin Türkiye’de AK Parti iktidarının bertaraf edilmesi kararına vardıkları, bu iş için de her türlü aktiviteyi harekete geçirdikleri gerçeğine!..
Yani bundan böyle öncelik Ergenekon’un bertaraf edilmesi değil, tam tersine hükümetin köşeye sıkıştırılması olduğu için, vur abalıya cinsinden bir muhalefetin de önü açılmış oldu.
İşte burdan da yeni bir ortak cephe doğdu: Dün wikileaks belgeleri aralarında paylaştırılan Aydınlık ve Taraf, şimdi yan yana, muhalefet ortak cephesinde bir araya gelmiş görünüyorlar.

Fakat işin garibi de bu ortak cepheye, İslâmi kesimlerden odun taşımaya hevesli sınıfların peyda olmasıdır.
Bunların ilk örneği, Taraf’ın İslâmi kesimlerden bazı yazıcılar devşirmesidir.

İkincisi ise, PKK allerjisi üzerinden, hükümet politikalarına, ordan burdan saldırıların su yüzüne çıkmaya başlaması. Sakın görüşme, alttan alma cinsinden bir muhalefet!.
Yani eskiden Ergenekoncu kesimlerin bol bol istismar ettiği şekilde, Kürt meselesinde sürekli şiddet düzleminde yaklaşmak!..

Son dönemlerin moda mevzusu İslâmcılık tartışmalarının başlatılmasını da gene bu açıdan düşünmek gerekmez mi?
Muhalefetsiz yapamayan, muhalefet yapmadan düşünce geliştiremeyen iktidar yorgunu sınıfların içine düştüğü bunaltı,
doğrusu dikkate değer görünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Necmettin Türünay Arşivi