Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Turgut Özal öldürüldü mü? Feleğe öç aldırıldı mı?

Turgut Özal öldürüldü mü? Feleğe öç aldırıldı mı?

Alp er Tonga öldü mü?Felek öcün aldı mı?

Divanü lügati/t-Türk’te geçen ve bir kahramana yakılmış ağıttan alınan bu mısraları biraz değiştirdik.

Tarihî kader, 1980 darbesinden sonra Türkiye’nin önüne bir lider geçirdi. Turgut Özal, Cumhuriyet Türkiyesinin köklü dönüşümünü başlatan lider olarak tarihe geçti.
“Cumhuriyet” bonapartist bir tavırla kurulmuştu.
Sofra başında “yarın cumhuriyet ilân ed”ildi! “Cumhuriyet”in saltanattan tek farkı, devlet başkanlığının veraset yoluyla geçmemesi idi!

Daha açık konuşalım: Cumhuriyet, Osmanlının son döneminden daha demokratik değildi. Sebebi de açık: Osmanlı meşrutiyetinin demokratikliğini engelleyen İttihatçıların “B” takımı, cumhuriyetten sonra iktidar dizginlerini ele geçirmiş, millet adına terör estiriyordu.
Bu tavır tek parti döneminde kalmadı.
Çok partili hayata geçtikten sonra da ittihatçı-cumhuriyetçi güçler seçilmiş iktidarlar üzerinde terör estirmekten geri kalmadılar. Bunu normal şartlarda yapamadıklarında, darbe ile sürdürdüler.

12 Eylül darbesi kime ve neye karşı yapıldı? Sağ sol çatışmasını bitirmek için değil mi?
Bana sorarsanız, esas olarak islâmcı parti ile gittikçe islâmî muhteva kazanan milliyetçi partinin iktidar yürüyüşünü durdurmak için yapıldı.

Delilimiz ne? Darbe liderinin, din ve ahlâk kültürü derslerini mecburi ders haline getirmesi. Hem siyasî alanı, kendi kafasınca parti kurdurarak tanzim etmek istedi, hem de zemini “din istismarcılarına” bırakmamak için tedbirler aldı.

Seçim zamanı gelince, görüldü ki, toplum mühendisliği başarılı olamamış. Turgut Özal açık farkla seçildi. Darbe liderine rağmen Türkiye’nin dönüşümünü başlattı.
Turgut Özal Cumhurbaşkanı iken siyasi eğilimlerin yönelimini gördü. Başkan olması mümkün olamayacağı için, dönüp kaldığı yerden siyaseti sürdürmek istedi. Bunu yapar mı yapardı...
Diğer konu: Turgut Özal vefat etmese idi, Refah Partisi’nin seçimlerden birinci parti olarak çıktığını da görecekti! Onun köşkte Demirel’in oynadığı rolü oynayıp 28 Şubatçılara, darbecilere pirim vermesi beklenebilir mi idi?
Turgut Özal’ın âni ölümü toplumu derinden sarstı.
Bu ölümün bir sûikast olabileceği zihinlerde yer etti. Ve bugün görüyoruz ki, bu zâlim şüpheler boşuna değilmiş.

19 yıl sonra, mezar açıldı ve işte raporun özeti: “Turgut Özal’ın naaşı üzerinde yapılan incelemede dışarıdan verildiği kesin olan dört zehirli madde tespit edildi: DDT (zehir), Kadmiyum (ağır metal), Amerikyum ve Polonyum (radyoaktif madde). Uzun vadede radyoaktif maddelerle vücudun yorulduğu, sonra böcek ilâcı ile âni ölümün sağlandığı düşünülüyor.”
1994 seçim sonuçlarını erken okuyan çevreler, bir ameliyat yani operasyon yapmış olabilirler mi?
Mevcut Meclis’ten Demirel’in cumhurbaşkanı olarak çıkacağını görmek zor değildi.
Demirel de onlar için elverişli bir siyaset figürü idi.

Operasyon başlatıldı. Eğer öyle ise, 28 Şubat harekatının başlangıcı Özal suikastıdır!
28 Şubat’ın İsrail-ABD yapımı bir film olduğundan şüphe etmiyorum. Türkiye’yi kendi eksenlerine mecbur hatta mahkûm etmek istediler. Epeyce yol aldılar. Türkiye’nin 1930’lu yıllara dönmesi, bütün sistemi allakbullak etti. Bütün göstergeler tersine döndü. Krizler birbirini kovaladı…
Meyus olmayalım!
Karanlıktan sonra aydınlık gelir!

28 Şubat karanlığının bin yıl süreceğini öne süren sürekli karanlıkçılar, seçim sandıklarına gömüldü!

Özal’ın dönüşümcülüğünün yeni versiyonu Türkiye’nin önünü açtı. Özal’ın şehid edildiğini artık kabul etmemiz gerekiyor. O öldürüldü, fakat Türkiye’nin istikameti değiştirilemedi. Onun bugünkü Türkiye’ye bakarak rahat uyuduğunu söyleyebiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi