Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Yaşamayı sevmek evlilikle mümkündür

Yaşamayı sevmek evlilikle mümkündür

Muhterem Müslümanlar!

Rabbimiz Teâlâ Hazretleri Rûm Sûresi 21'inci âyette dünya hayatımızın huzur ve mutluluğuna dikkatimizi çekiyor. Buna göre, yaşamayı sevmemiz evlilikle mümkündür.

Rad Sûresi'nin 28'inci âyetinde, "İnsanlar ancak Allah'ın koyduğu ölçüler doğrultusunda yaşamakla mutlu olurlar" buyuruyor. Bu ölçü Kur'ân-ı Kerim'dir; Hz. Muhammed (SAV) Efendimizin yaşam tarzıdır. Tarzımızı O'nun tarzına uydurmamızla ancak mutlu olabiliriz. Günümüzde toplumlar kapitalizmin vahşi tarzına teslim olmuşlar bundan dolayı da çöküntüler insanlığı katlediyor. Çünkü kapitalizm, gerçek sevgiyi katlederek insanı cinsel bir tüketici kimliğine dönüştürmüştür.

Yüzünde şeytanî bakışların izi olmayan erkeklerle, gözünde şehvanî bakışların izi olmayan kadınların evliliğinden stressiz, huzurlu ve mutlu yuvalar oluşur. Bugün, bütün eksik ve aksaklıklara rağmen, aile kurumumuz çökmedi ise, işte bu mukaddes prensiplerin temelinde çok güçlü dinamikler olarak mevcut olmasından dolayıdır.

Muhterem Müslümanlar!

Aile yapımız üzerinde oynanan oyunlarla ilgili sizlere ibret alacağımız bir rapordan bahsedeceğim. Amerika'daki "Dünya Milletleri Araştırma Enstitüsü"nün 1988 yılında hazırladığı bir rapor var. Bu rapor aynen şöyle:

"Hedef aldığımız bütün milletleri ahlâken çökerttik. Sadece Türkiye, sağlam aile yapısı sebebiyle direniyor. Türkiye'de aile yapısını bozmak için medya özellikle televizyonlar ele geçirilmeli ve Türkiye'de genel ahlâkı yıkmak için ABD'de çevrilen filmlerin müstehcenlik dozu artırılarak, medya vasıtasıyla Türk aile yapısı bozulmalıdır."

Sosyal garantimiz olan aileyi yıkmak için işgal medyası iğrenç bir kampanya yürütmektedir.

Amerika'nın yayınladığı bu raporun üzerinden 24 sene geçmiştir. 2012 yılı itibariyle aile yapımız üzerinde oynanan oyunlarla gidişatımız bozulmuştur. Bugün televizyonların gazetelerin yayınları aile yapımızı sarsmaktadır. Eğer müstehcen televizyonları seyrediyor, kerhane albümü gazetelere para veriyorsanız, siz namus katilisiniz. Aile kurumunu yıkmaya yönelik çalışmalar yapan ihanet şebekesinin elemanısınız. Yuvanızın engerek yılanısınız demektir.

Medyanın önemli bir bölümü Amerika'nın 1988 yılı raporu doğrultusunda yayın yapıyor. Bundan dolayı günümüz insanı büyük ölçüde maddeleşmiş ve dünyevileşmiştir. Dindar geçinenlerin bile önemli bir kısmı, dünyayı daha yüce amaçlar için vasıta kılma çabasında başarısız kalmışlar, ekonomik hayatlarında kapitalist, sosyal hayatlarında egoist bir hayat tarzına sürüklenmişlerdir.

İbadetler baştan savma yapılmakta,

Dünya işlerine aşırı özen gösterilmekte,

Çocuklar yetiştirilirken büyük ölçüde dünya hayatında başarıları amaçlanmaktadır.

Sohbetler unutulmuş, onun yerini TV seyretmek almıştır.

Ülkemizdeki radikal laiklik anlayışı dindarlığı adeta "gizlenmesi gereken bir ayıp" haline getirmiştir. Bütün bu olumsuz çevre içinde canlı, heyecanlı, ruh dünyasını zenginleştirici bir dindarlık için seçilmiş çevreye şiddetle ihtiyaç vardır.

Ülkemizde aile sarsıntı geçiriyor. Sebepleri:

1- Aile sarsıntıları Batı'da sanayi devrimi ile başladı. Bize de sıçradı.

2- Çalışmak için gurbetçilik yaygınlaştı.

3- Kadınlar çalışmaya başladı.

4- Oto kontrol olmayınca zina yaygınlaştı.

5- Kadın çalışma hayatına girince ailedeki samimi hava bozuldu.

6- Ev anne şefkatinden mahrumlaştı.

7- Evler otel havasına büründü. Ev hizmetleri memur zihniyetine dönüştü.

8- Çocuklar yuvalara gönderildi, anne şefkatinden, baba ilgisinden mahrum kaldı. Çocuklar çok analı, çok babalı bir pozisyona düştü. Bunu yapan anne-baba, yuvalarına ihanet etmiş oldu.

Sebepler daha da sıralanabilir.

Muhterem Müslümanlar!

Aileye sahip çıkalım. Mutlu olmanın yolu da Allah'ın koyduğu ölçülere uymaktır. Bizler bu ölçülere göre yaşayalım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mevlüt Özcan Arşivi