Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Maliki; Irak’ı hem bölüyor hem de iç savaşa sürüklüyor

Maliki; Irak’ı hem bölüyor hem de iç savaşa sürüklüyor

Irak Başbakanı Nuri al-Maliki'nin kendine bağlı Şii bir devlet yapısını oluşturmak adına, geliştirdiği yeni politikaları; bir yandan Irak’ı bölünme noktasına taşırken, diğer yandan da Irak’ın, Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri ile ilişkilerini de sıkıntıya sokmaktadır.


Önce, Maliki’nin İran ile olan mezhepsel yakınlığı üzerinden başlattığı Türkiye karşıtı girişimleri; ardından da Enerji Bakanı Taner Yıldız'ı taşıyan uçağın Erbil'e inmesine izin verilmemesi sayesinde, Türkiye - Irak ilişkilerini kaygı verici bir boyuta taşınmıştır.

Despotçu Saddam benzeri bir sertlik politikası izleyen Maliki’nin; hakkında tutuklama kararı çıkarttığı, Sünni kesimin önde gelen ismi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi'nin Türkiye'ye sığınması ile zaten var olan gerginlik doruk noktasına çıkmıştı.

Türk şirketlerinin Kuzey Irak petrol pastasından pay kapmak için devreye girmesi ve hatta sınırdan tankerler aracılığıyla petrol ticaretine başlanması, Bağdat'ın tepkisini çekti. Bunların devamında: Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Bağdat'a bildirimde bulunmadan Kerkük'e bir ziyaret gerçekleştirmesine çok sert tepki veren Bağdat, Yıldız'ın uçağından önce de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Kuzey Irak ziyaretine izin vermeyerek bir nevi Ankara ile artık köprülerin atıldığı mesajını vermişti.

Burada şaşırtıcı olan; Amerikan, Fransız, İngiliz, Rus ve Çinli şirketler ile bu ülkelerin siyasileri, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile ilişkiler kurup, anlaşmalar imzalarken, Maliki bu denli tepki göstermemesidir.

Akıllara hemen şu soru gelmektedir; Maliki’nin İran merkezli özel bir Türkiye karşıtlığı mı söz konusu?

Türkiye; bütün bu olup bitenler karşısında Maliki’nin sert hatta düşmanca yaklaşımları karşısında soğukkanlı ve itidali bir yaklaşım sergilemektedir.

Suriye'de 20 aydır süren ve 50 binden fazla kişinin ölümüne neden olan iç savaş tüm şiddetiyle devam ederken, diğer yandan Ortadoğu’da var olan İsrail-Filistin gerilimi ile çatışmaların her an başlayabileceği bir ülke olan Lübnan’dan sonra Irak'ta baş gösteren ve bölge ülkelerini de olumsuz etkileyebilecek yeni bir gerilimin başlamasını istemiyor.

Bu nedenle Maliki’nin yanlış beyanları ve tavırlarını bazen ciddiye almıyor bazen uyarılarla yetiniyor.

Çünkü:

Türkiye, Irak’ın ve Irak üzerinden bölgenin yeniden bir kaos ortamına sürüklenmesinin bir mezhepsel hesaplaşmaya dönüşebileceği endişesini taşımaktadır. Böyle bir felaketin yaşanmaması için Türkiye; bölgede mezhepsel ve etnik milliyetçiliğe dayalı politikalarından uzak durmaktadır. Demokrasi, insan hakları ve bölge ülkelerinin toprak bütünlüğüne ile farklılıklara rağmen bir arada yaşama kültürünün geliştirilmesini politikalarının temel esası kabul etmektedir.

Ancak; Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın petrol ve doğalgaz konusundaki bir konferansa katılmak üzere gerçekleştireceği Erbil ziyaretine izin verilmemesi, Ankara-Bağdat gerilimini başka bir boyuta taşımıştır.

Türkiye’nin, tarafsız bir şekilde, Irak’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde ilişkilerini sürdürme gayreti içindeyken, Maliki’nin bu düşmanca tavırları karşısında nasıl bir politika takip edeceği merakla bekleniyor.

Eğer Maliki; komşu ülkelerle karşılıklı iyi komşuluk ilişkilerini güçlendirip diğer yandan ülke içindeki farklı etnik köken ve mezhepsel örgütlerin arasında ayırım yapmadan uzlaşmacı ve kucaklayıcı politikalar izlemiş olsaydı!.., belki bu bölünme önlenebilirdi.

Bölgenin ve ülkesinin gerçeklerini iyi analiz edip, ona göre politikalar üreteceğine İran tandanslı mezhep eksenli yanlış politikalar izleyen Başbakan Nuri El Maliki maalesef kendisinden bekleneni başaramadı.

Bu yanlış politikalar hem kendi siyasi geleceği, hem de; ülkesinin bütünlüğü acısından büyük bir kayıp demektir.

PETROL PAYLAŞIMI SAVAŞA DÖNÜŞÜRSE ÜLKE BÖLÜNÜR

Bağdat ile Erbil arasında ülkenin zengin yer altı kaynaklarının nasıl paylaşılacağı konusunda uzun süredir yaşanan gerginlik, Irak Başbakanı Nuri al-Maliki'nin Dicle Operasyon Gücü adı altında, merkezi orduya bağlı yeni bir silahlı birim oluşturup bunu Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin idaresi altındaki Kuzey Irak'a göndermesi ile sıcak çatışma aşamasına gelindi.

Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani’nin emriyle peşmerge güçlerinin de bölgeye sürülmesiyle yaşanan çatışma şimdilik önlenmiş ise de yeni bir çatışmanın başlaması an meselesidir.

Kuzey Irak Kürt Yönetimi gibi aynı düzeyde olmasa da bile; bir yanda Arap Şiiler, diğer yanda Arap Sünniler, ne iktidarın ne de petrolün paylaşımında anlaşamıyorlar. Aralarındaki anlaşmazlıklar ve bölünme her geçen gün derinleşmektedir.

Irak’ta yaşananlar hem bir iç savaş hem de sonrasında ülkenin üçe bölünmesine sebep olacak düzeydedir.

Cumhurbaşkanının da yetkilerini kullanmaya başlayan Başbakan Maliki’nin, bu gidişi önleyemeyeceği hatta yanlışlarıyla süreci hızlandırdığı aşikardır.

Kürt-Şii, Sünni ve Arap bunalımıyla karşı karşıya olan Irak’ın bölünmemesi ve bir iç savaşı yaşanmaması için Irak’ta yeni bir iktidar için acilen seçime gidilmeli veya mevcut parlamentodan yeni bir uzlaşmacı iktidar çıkarılmalıdır.

Aksi halde Irak’ın toprak bütünlüğü ve milli birliği tehlikeye düşecektir…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi