Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

2013 değiştirecek mi?

2013 değiştirecek mi?

Geldik, 2013’ün kapısına dayandık. 2012’ye tekmeyi vurmak üzereyiz…
Zaman izafi…
Zamanı sayma konusunda farklı yaklaşımlar var… Şimdi biz “miladî” takvim kullanıyoruz… 1925’ten beri zorunlu olarak. Güya Hz. İsa’nın doğumu esas alınan takvim…
Daha yakın günlerde Papa açıkladı, Hz. İsa o tarihten 6 yıl önce doğdu diye!
Demek ki, takvimimiz temelden çürük! Eğer “milat”, yani “doğum” esassa, 2019’da olmamız gerekirdi!
Bunu doğru tesbit etmekten bile aciziz… Anlayacağınız milat gerçek milat değilmiş!
Zaman ölçümü konusunda, zaman zaman ayarlamalar oluyor. Hani eskiler derler ya, “eski mart girdi, havalar ısınacak”!
Eski mart neyin nesi? Yenisine ne oldu ki?
1917’de bir takvim değişikliği yapılmış, eski martla yeni mart o zamandan beri 13 gün fark ediyor.
1926’da Müslüman takvimini tamamen terk etmişiz… Hani şu günü vakte göre, namaz vaktine göre ayarlanan takvim. Muvakkitlerin akşam vaktini bekleyip, saati 12’ye ayarladıkları sistem. Hicret’e göre sayılan, aya göre ayarlanan takvim.
Şimdi Hicret’in kaçıncı yılındayız?
Bunun iki sayımı var, bir ay yılına göre, bir de güneş yılına göre. Ay yılına göre 1433’teyiz. Güneş yılına göre sayılana “Rumi takvim” deniliyor, esası Julyen takvimi. Osmanlı bu takvimi 1840’ta uygulamaya başlamış. Bu Gregoryen takvimden 13 gün geri kalıyormuş. 1917’de 13 gün ilave edilerek Gregoryen takvime uyulmuş. Ama başlangıç yine Peygamber Efendimizin hicreti idi…
Cumhuriyet ne yapmış oldu?
Takvim başlangıcını Hicret’ten, Hz. Peygamber’den milada, Hz. İsa’ya aldı. Bir bakıma dinden kaçtı, fakat dine sığındı! (Cuma tatilinden pazara geçişte de öyle olmadı mı? En kahraman laiklik bizde!)
Peki, şimdi güneş yılına göre Hicret’in kaçıncı senesindeyiz? 1427…
Şu anda kullandığımız ölçüden emin miyiz?
Neden ve nasıl emin olabiliriz ki? Günler, saatler, saniyeler, saliseler ve daha küçük zaman parçaları… Birikiyor ve bir gün değişmez sanılan takvimi deliyor.
Zaman böyle işlerken, izafi de olsa bir yılı geride bırakırken, neleri geride bırakmış olacağız?
Bildik kavgalar, anlamsız nizalar, lüzümsuz tartışmalar 2013’te bitecek mi?
Zaman biter, bunlar bitmez!
Türkiye iktidar- muhalefet dengesi kuramıyor. İktidar çok güçlü. Siyasi muhalefet yetersiz. Her hadisede bu yetersizlik su yüzüne çıkıyor. İşte son örnek: ODTÜ!
Türkiye 1970’lerde kötü tecrübeler yaşadı. Üniversiteler anarşi karargâhı haline geldi. O zaman üniversiteye polis giremezdi. Öğrenciler kolaylıkla at oynatırdı. Beş on kişilik gruplar terör estirirdi. Binlerce gencimiz bu hadiselerde hayatını kaybetti. Ana muhalefet lideri de o günlerden geçip gelmiştir. Böyle bir tecrübeden geçen ne yapmalıydı?
“Gençler, ifade ve gösteri hürriyetine evet, şiddete hayır!”
Bunu dese idi, Başbakan’ın sözü uzatması mümkün olmayacaktı. Başbakan muhalefetin basiretsizliğini biliyor. Halkın görüşlerini biliyor. Sözünü ona göre söylüyor.
2012’deki gibi bir muhalefet devam ederse, ne olur peki? Elbette zaman hükmünü icra eder. Kafasını değiştiremeyenler, değişir olur biter!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi