Ersoy Dede

Ersoy Dede

TRT Babaannemin Vasiyetiydi

TRT Babaannemin Vasiyetiydi

1992 yılıydı..
İlk kez yerel radyoda sesim çıkmıştı..
Türkiye için, iletişim bilimi için bizim için hepimiz için yeni bir şeydi bu.
Çok heyecanlıydık.. Bir avuç gençtik.. Ben bir heyecanla herkese haber vermeye başladım.. Babaannem rahmetliye de tabi.

Tanıdığım en dikkatli radyo dinleyicisiydi..
Yanından hiç ayırmadığı bir el radyosu vardı.
Almanya’dan getirmişti. Yeşil deri bir kılıfı vardı.
O kılıf sadece haftada bir pilleri değişeceği zaman çıkar, sonra hemen yeniden takılırdı.. Babaannemin yanına yaklaştığımda dinleyeni hipnotize edecek kadar düzgün ve baskın bir ses; “.. Burası Türkiye Radyoları. Ankara Radyosu 1200 metre uzun dalga 250 kiloseykıl’dan sesleniyoruz sizlere.
Şimdi haberler…” derdi..

Haber bitene kadar babaannemle konuşmak olanaksızdı..
“.. anarşistler bugün de İstanbul üniversitesi’nin önünde bir genci silahla vurarak öldürdü..” dediğinde spiker, babaannem dizlerine vururdu tepkisini göstermek için. Hiç konuşmazdı.
Arada konuşursa haberi kaçırmaktan korkardı..

Tamam hadi haberi anlıyorum da; ‘seyir hidrografi ve oşinografi daresi’nden bildirilmiştir’ diye başlayan denizcilere uyarıyı niye dikkatle dinlerdi ki?..
Sanırsın az sonra Karadeniz’de balığa çıkacak.. Arkasından kan anonslarını.. “..
Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesinde yatan bir hasta için acele a grubu kana ihtiyaç vardır. Kan vermek isteyenlerin başvurmaları önemle rica olunur” Peşinden arkası yarın, peşinden diğer programlar.

“..Burası İstanbul radyosu ikinci programı…” “Karayolları Genel Müdürlüğü’nden bildirilmiştir” “Demirbank iyi günler diler”..
Babaannemi hep bu seslerle hatırlıyorum.. Dolayısıyla, radyo programına başlayacağımı duyunca ilk onun sevineceğinden hiç şüphem yoktu..
Koşarak gittim yanına ve kendimce müjdeyi verdim..
“Babaanne ben radyo programı yapacağım bundan sonra. E dinlersin artık”..
Çok net ve kendinden emin bir ifadeyle dedi ki; “ayarla bakalım senin radyoyu burada”..
Buna olanak yok ki.. Radyosu Uzun, orta ve kısa dalgayı çekiyor..
Oysa farklı bir frekans olan FM bandında bizim yayınlar.. (Memleket Postası uzun dalgadan tüm Türkiye’ye yayın yapardı..

İstanbul radyosu orta dalga.. Yerel radyo gibi yani.. Bir de kısa dalga İzmir radyosu) TRT’nin elinde FM’den yayın yapacak teknik imkan da vardı.
Ama onu kendi vericileri arasında haberleşme amacıyla kullanıyordu. Neden bilmem 1954’te İTÜ Radyosu FM’den yayın yapabildiği halde, TRT yıllarca direndi bu dönüşüme..
Neyse dedim ki babaanneme; “ben sana yeni radyo alacağım. Bununla dinleyemezsin beni” Bana ne cevap verdi biliyor musunuz? “TRT’de program yaparsın sen de bir gün, o zaman dinlerim ben de..

Ama radyomu değiştirmem”.. Ömrü TRT’de radyo programı yaptığımı görmeye yetmedi..
Geçen yıl bugün, ilk kez TRT Radyonun mikrofonundan anons yaptığımda onu hatırladım.
Dedim ki; “dinler mi acaba bugün bu anonsu?”.. TEŞEKKÜRLER Bugün siz bu yazıyı okurken ben TRT Radyo 1’de, hafta içi kuşağındaki son programımı yapıyor olacağım.

Tam bir yıldır saat 12:00’de yayını alıp, bir saat boyunca canlı bağlantılarla, uzman konuklarla gündemi veriyordum. Benzeri ancak bir televizyon programında yapılabilecek ağır bir iş yaptım.
TRT’deki programıma haftasonu tatil gündemiyle devam edeceğim. Yoğun bir yayın yılının ardından biraz soluklanma gibi de olacak bu benim için. Başta TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim Şahin olmak üzere bütün yöneticilerimize, babaannemin vasiyetini yerine getirmeme imkan sağladıkları için minnettarım..

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi