Elbette, bir müceddid, bir mütefekkir olarak Bediüzzaman Said Nursî, İslâmın siyasetinin, yâni “yüksek İslâm siyaseti”nin günümüzde takip edilmesi gereken stratejisini çizecek; İslâm’a cephe alan bütün felsefî akımlara, sistemlere, doktrinlere karşı nasıl bir üslûp ve metotla cevap verileceğini belirleyecektir.
Kur’ân ve Sünnet’in, çağımız içtimâî ve siyasî hayatına bakan ölçü ve mesajlarını, hizmet metotlarını da tecdid eden Bediüzzaman; Risale-i Nur’da (ki, Münâzarât, Hutbe-i Şamiye, Divan-ı Harb-i Örfî gibi eserler ve Lâhika mektupları, Risale-i Nur Külliyatı’nın temel eserleri olan Sözler, Mektubat, Lem’alar ve Şuâlar’ın bölümleridir) bu vazifeyi bihakkın ifa etmiştir.
Münâzarât isimli eseri için şöyle der: “Elhâsıl, şu kitap, tarafımdan cevap, onların cânibinden suâl etmek vazifesiyle mükelleftir. Hem de siyâset tabiblerine, teşhis-i illete (siyaset doktorlarına hastalığı teşhise) dâir hizmet ile muvazzaftır.” (Münâzarât, s. 20.)
Diğer taraftan, Risale-i Nur’u taramaya fırsat bulamayan, ancak temel hizmet stratejisini ve içtimâî ölçülerini öğrenmek isteyenlere de kısa bir yol tarif etmek istiyorum:
“Hizmet Rehberi” ile “Beyanat ve Tenvirler” isimli eserlerin yalnızca “içindekiler” bölümünün başlıkları okunsa bile kâfîdir. İşte Risale-i Nur’un özelliklerinden ve Bediüzzaman’ın Hizmet Rehberi’ndeki tavsiye ve çizdiği hizmet stratejilerinden birkaçı:
* “Risale-i Nur, istikbali de aydınlatan bir Kur’ân tefsiridir.”, “Risale-i Nur, şu zamanın ihtiyaçlarına uygun bir ilâçtır.”, “Bu zamanda hilâfet vazifesi yapıyor.”, “Risale-i Nur, sadece iman dersi değil, içtimâî ders de verir.”, ”Risale-i Nur, İslâmiyet ve vatan zararına her türlü cereyana karşı koyar.”, “Risale-i Nur’un hizmetinde şahsın vazifesi sadece tebliğdir, netice Allah’a aittir.”, “Risale-i Nur’da, herkese ihtiyacı olanı vermek esastır.”, “Manevî fırtınalara karşı dikkatli ve ihtiyatlı olmalı; iman hizmetkârlığını gizlememeli”, “Şer’î meşvereti esas tutmalı.” (Hizmet Rehberi, s. 22, 24, 50, 53, 54, 110, 210, 215)
Ve gerek imânî, gerek ahlâkî, gerek iktisadî, gerekse siyasî meseleler, çalkantılar ve baskılarla karşılaştığımızda mü’min kardeşlerimizi tenkit etmek ve onlara küsmek yerine Üstadın şu tavsiyelerine kulak vermeliyiz:
“Sizler, ara sıra, İhlâs ve İktisat Lem’alarını ve bazan Hücumat-ı Sitte risâlesini mâbeyninizde [aranızda] beraber okumalısınız. Sizin şimdiye kadar fevkalâde sebat ve metanet ve tesanüt ve ittifakınız, bu memlekete medâr-ı iftihar olacak ve istikbalini kurtaracak derecededir. Dikkat ediniz, bu yeni fırtına sizin tesanüdünüzü bozmasın.” (Kastamonu, s. 172.)
05.01.2013