Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Saygun Mu,Saygın Mı?

Saygun Mu,Saygın Mı?

Oldum olası bu isim ve soyadı yanlışlarına takarım. Şefkat “Şevkat” olur, Zülfikar “Zülfikâr” yapılır. Ergin Saygun’da da bir gariplik var.

“Ergin” ismi beni açmadı. Nedense “çürümeye yüz tutmuş” anlamı hatırıma geldi. Her halde aile, “Kâmil” karşılığı koymuştur ismi. Ya Saygun? Türkçe türkçe olalı böyle bir kelime görmedi! Acaba “Saygın” olacaktı da, yanlış mı yazıldı diye düşündüm. Fakat soyadı kanunu zamanında, 1930’lu yıllarda böyle bir kelime yoktu. (Araştırdım, Dil Kurumu bu kelimeyi 1950’li yıllarda uydurmuş!)

Her neyse, Saygun’un iyi veya kötü bir anlamı yok, Saygın’ın ise yanlış da olsa var! Efendim, e-Orgeneral Ergin Saygun, Balyoz Davası sanıkları arasına girdikten sonra yatırıldığı hastahaneden çıktı. Müjdeler olsun! Herkes onu hapishanede sanıyordu. Oysa kalb ameliyatı oldu, hayatî tehlike var diye, hakim gece yarısı evinden çağırılarak tahliye edildi! “Balyoz mahkûmundan kahraman çıkarmak” yollu çabalar da bütün hızıyla devam ediyor.

Son olarak Sayın Başbakan’ın da emekli paşanın kızını arayarak şifa dilediği söylendi. Anlayacağınız mühim adamlar hep mühimdir! Mahkum olmak neticeyi değiştirmez! Başbakanımız da mühim adamları bilir zaten. Orgeneral Saygun, bizim hukuki hasımlarımızdan, herkesin tahmin edebileceği gibi. Yani? Yani bu generalimiz de, bizim “onbaşı bile olamayacakların general olduğu” ülke yazımızdan fena halde alınan ve bize ağır tazminat davası açanlardan.

“Vay! Sen bana onbaşı olamaz dedin!” Yani Saygun da 312’de bir’den! Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: Sayın Saygun! Siz o yazıyı gerçekten okudunuz mu? Gerçekten okumuş ve bundan size veya bütün generallere bir tahkir, tezyif manası çıkardıysanız, kurmay zekâsının fasarya olduğunu buradan cümle âleme ilan ediyorum. Ya okumadıysanız? 312’nin büyük çoğunluğu gibi yani…

“Hakaret davası açılacak, aç!” O zaman emirle, talimatla böyle bir dava açtınız. Vicdani kanaatiniz olmadan, bir yazarı ve gazeteyi yok etmek için ağır bir hamlenin içinde oldunuz. Hiç bunun vicdan muhasebesini yaptınız mı? “Yahu biz okumadığımız bir yazıdan ötürü, hiç bir güç tarafından, sermaye grubu tarafından desteklenmeyen, kirli iç veya dış kaynaklardan beslenmeyen bir gazeteyi yok etmeye kalkıyoruz, bu doğru değil, ben yokum!” dediniz mi? Gazeteyle birlikte, bir yazarı adeta ölüme mahkûm edeceğiniz düşüncesi aklınızın bir köşesinden geçti mi? Paşamızın kerimeleri hanımefendi şu günlerde yanındadır, bizim sorularımızı kendilerine iletir inşaallah!

Gelelim bamyanın faziletlerine: Gazeteniz ve yazarınız 28 Şubat tantanasında ağır baskı ve tehdit altındayken sütre gerisindekiler ne yapmışlardı? Bunlardan her hangi biri ne gazetenize, ne de yazarınıza “geçmiş olsun, gazanız mübarek olsun” demişler, diyebilmişler miydi? Evet! Darbecilere o zor zamanda karşı çıktık, şimdi de çıkmaya devam ediyoruz. Hastalık darbeciliği engellemez! –Ki darbecilik de müzmin bir hastalıktır- Sağlık durumu düzelince Saygun da cezasını çekmeli! Hadi bakalım, naylon mücahidler (gerçi her biriniz kendi çapında müteahhit olmuşsunuz ama) siz de fikrinizi söyleyin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi