Faruk Köse

Faruk Köse

Hem müslüman, hem Atatürkçü...

Hem müslüman, hem Atatürkçü...

Adam ünlü bir sinema sanatçısı. “Oyuncu koçluğu” mu ne yapıyormuş. Kafa yapısına bakarsanız, yetiştirdiği oyuncudan kime ne hayır gelir, şıp diye anlarsınız. Bir de İslam’a ve müslümana öyle bir bakışı var ki, sanırsınız “Engizisyon yargıcı” ya da “Haçlı ordusunda militan bir şövalye.” Öylesine düşman, yani.
İşbu “adam”, geçenlerde “Atatürk Milleti” diye bir ifade üretmiş. Bunu nereden türetmiş bilemem, ama iyi ki de söylemiş; zira bu ifade, belli bir zihniyete ait “düşünce kalıpları”nı tasvir etmesi bakımından önemli bir ipucu veriyor.
“Oyuncu koçu”, Engelsiz Yaşam Vakfı’nın 2012 “Engelsiz Yaşam Ödülleri”nin verildiği törene katılıyor. Ödül kazananlar arasında AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da var. Ancak yurtdışında olan Bakan Bey törene katılamadığından, videolu bir mesaj gönderiyor. Mesajında İslam’da hayvan haklarına vurgu yapıp Hz. Muhammed’in (sav) davranışlarından örnekler vererek; “işte bizim dinimiz böyle merhametli bir din, biz böyle bir Peygamberin ümmetindeniz” diyor.
Bu cümleyi duyan “oyuncu koçu”nun içindeki “militarist duygular” depreşiveriyor ve haykırıyor:
“Biz ümmetçi değiliz. Biz Atatürk’ün milletindeniz!”
İyi. Allah seni Atatürk’le birlikte haşretsin, e mi?
Ancak bu “Ümmetçi olmamak” ve “Atatürk Milleti” kavramını es geçemeyeceğim. Zira hakikaten, tam da “imani duruş” ve “sosyal tarafgirlik” bakımından kişinin hangi çizgide bulunduğunu gösteren çok önemli bir tabir.
Bildiğiniz gibi “ümmet”in sözlük anlamı “cemaat, yol, din, nesil veya topluluk” demek. Dini kavram olarak ise, “aynı yerde, aynı zamanda veya aynı dine uymak sûretiyle bir arada yaşayan insan topluluğu” anlamına geliyor.
Bu anlamda “ümmet” kavramı her dini veya ideolojik “topluluk” için kullanılabilir. Yani bir kişi, belli bir inanç ya da ideoloji gibi sosyal, siyasal vb. topluluğa mensupsa, onun mensup olduğu ümmet o topluluktur. Müslümanlar ise “Ümmet-i Muhammed”dir. Hal böyle olunca, “oyuncu koçu”nun “ümmetçi değilim” sözünün önemi yoktur, aslında onun da bir ümmeti vardır. Ancak o kişi, bu sözü söylerken aslında “ben Ümmet-i Muhammed’den değilim” diyerek inkârını izhar ediyor ve imani durumunu açıklamış oluyor.
Neyse, geçelim “Atatürk Milleti” kavramına. “Millet” kavramının sözlük anlamı “tutulan ve gidilen yol” demek. Bu niteliğiyle, aslında “millet” demek, “din” demektir; “millet” ile “Şeriat” arasında bir fark yoktur. Zira Arapça bir kavram olan “millet”, Kur’an’da “din” anlamında kullanılıyor. “Din” ile “millet” arasındaki fark, “din” kavramı Allah ile irtibatlandırılır, “millet” kavramı ise Allah’ın dinini getiren peygamber ile... Yani biz müslümanlar, “Allah’ın dini” olan İslam’a mensubuz, ama “Muhammed’in milleti”ndeniz. Kur’an’daki “Millet-i İbrahim” kavramını hatırlayın.
Burada bir parantez açayım. İslam’a göre yeryüzünde iki millet vardır: “İslam-İman Milleti” ve “Küfür-İnkâr Milleti.”
  Bir kimse “ben Atatürk Milletindenim” dediğinde, iki şeyi söylemiş oluyor: Bir, “Atatürk benim peygamberim” demiş oluyor. İki, “ben Atatürk Dini’ndenim” demiş oluyor.
Bu durumda, ben elbette Atatürk Dini’nden değilim. Allah’ın dinine iman etmişsem, Atatürk Dini’ni inkâr etmem bu imanın gereği.
Yok, eğer oyuncu koçu “millet” kavramını yanlış haliyle “ulus” anlamında kullanıyorsa da sorun var. Zira o zaman, “bir ulusu bir zata has kılmak” gibi bir durum ihdas edilmiş demektir. Sanki bu ülkede yaşayan Türk ulusu, Kürt ulusu ya da başka uluslar, kendi ulusal varlıklarını inkâr ederek, “Atatürk Ulusu” gibi bir türedi tabirle kimliklerini ifade etmek zorunda bırakılmış oluyorlar. Zaten bugünkü sorunlarımızın anası da bu zihniyet değil mi?
Şimdi de ünlü bir ses sanatçısından örnek vermek istiyorum. Katıldığı bir televizyon programında, müzikte eski şâşaalı günlerini kaybetmiş olacak ki, gündemde kalmanın yolunu bulmuş ve “Atatürkçülük” ile “İslam”ı birleştirivermiş. Şu sözler ona ait:
“Ben bedenimde hem Atatürk’ü, hem de Müslümanlığı taşıyorum.”
Yani “adam” hem Atatürkçü, hem müslüman. Yalnız burada bazı sorunlar var. Zira;
İslam’ın Hukuku-Şeriat’ı var; ama Atatürkçülük İslam Şeriatını kaldırdı. İslam’ın Devleti-Hilafet’i var, ama Atatürkçülük İslam Devletini de, Hilafet’i de yıktı. İslam’ın Kur’an’ı var, ama Atatürkçülük Kur’an’ı hayattan uzaklaştırdı. İslam’da Laiklik yok, ama Atatürkçülük Laiklik’i en önemli vasfı olarak belirledi. Atatürkçülük, İslam’ın haram kıldıklarını helal saydı, helal kıldıklarını yasakladı....
Ne dersiniz, hem müslüman, hem Atatürkçü olmak mümkün mü?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Faruk Köse Arşivi