Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Âkillerden bir demet!

Âkillerden bir demet!

Şu “âkil adam” meselesi milleti bir hayli zaman meşgul edecek anlaşılan.

Bir de baktım: Herkesin âkil adamı farklı!
“Bizim âkilimiz iyidir!” diyen diyene. İnşaallah “benim âkilim seninkini döver” denilmez!
Esasen âkil adamlık bir bölgeye, gruba, siyasî partiye, mesleğe mahsus bir şey değildir. Her siyasî görüşün, yerin, memleketin âkil adamları vardır. Bu bana Dedem Korkut’taki “Oğuz’un tamam bilicisi”ni hatırlattı.
Hani bir olay karşısında Dedem Korkut çağrılır, o Oğuz’un tamam bilicisidir, yani âkil adamıdır. Gelir, boy boylar soy soylar, ad verir, öğüt verir. Ortalık sütliman olur.
Fakat zamane âkil adamları böyle midir?
Şimdiye kadar açıklananlara, ismi duyulanlara bakılırsa, böyle bir anlam çıkarmak mümkün değil. Mesela DTP’nin âkil adamlarına “eyvallah” dersek, çözümü DTP’ye göre yapacak isimlerden ibaret. Çözüm yerine çözümsüzlük dayatacak isimler bu listede bir hayli fazla.
O zaman MHP’nin âkil adamlarını da bilmeliyiz! Hatta CHP’nin de.
Âkil adamların bir de hükümetçesi varmış, bazı zevat hükümet cenahından telefonla aranıyormuş, “sen âkilsin” deniliyormuş. “Sana ihtiyacımız var, seni bilahire arayacağız!”
Tuhaf değil mi?
Bir telefon alıyorsunuz ve “âkil adam” olduğunuzu öğreniyorsunuz! “Âkillik piyongosu size çıktı, ikramiyenizi evinize mi yollayalım, gazetenize mi gelsin?”
Yeni isimlere baktım, bazı hatunlar, “sanatçı”lar, yazarlar filan. Bir tane gazete yazarı vardı ki, hani bir basın toplantısında bir gazeteci kızcağızı fena hâlde azarlamakla şöhret kazanmıştı.
Eh belki de bu akildaneyi aynı maksatla seçmişlerdir. Hani toplantıda etnikçileri azarlayıp hadlerini bildirecek!
Bu mümkün mü?
Düne kadar, PKK sorununun hükümetin ataerkil yaklaşımlarından kaynaklandığına yemin kasem ediyordu. Tepkiler yükselince bulunduğu gazetedeki köşesini kaybetmemek ve asıl rolünü oynayacağı 1915 yılını ıskalamamak için dilini tutmaya başladı.
Eh bu da âkil adama yakışır! Âkil adam yeri geldiğinde geri adım atan adamdır! Asıl niyetini açığa vurmayandır!
Dedik ya, bazı “sanatçı”lar da varmış listede. Birisi de Sezen Aksu deniliyor.
Onun tepkisini âkilliğinin bir vesikası sayıyorum.
“Benim haberim yok, çağrılsam da gitmem” diyesiymiş.
Bu gerçekten doğru bir tutum. Yapılacak iş, görülecek vazife düşünülürse, herkesin kendini ölçüp biçmesi, tartması lâzım. Gerektiğinde “arkadaş bu benim işim değil” diyebilmesi lâzım.
Bir isim bunu yaptı, tavrını onun âkil kadınlığına delil sayıyorum. Böylelerinin sayısı artarsa, ısrar sadece hükümetten değil, bu işin bütün taraflarından gelmeli ki, adamın veya kadının hakemliğinin değeri olsun. Yoksa “senin âkilin sana, benim âkilim bana” noktasına geliriz ki, sonuç almak imkânsızlaşır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi