Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Gerçek imanı yakalamak ( 2 )

Gerçek imanı yakalamak ( 2 )

Tahkikî iman dediğimiz gerçek iman, sıkıntı, problem, âfât ve musîbetlere karşı dayanma gücü verir, direnç sağlar. Aynı zamanda kötü alışkanlıklar, haksızlık, zulüm, eziyet etmekten de alıkoyar. Bütün bunların sonucu ise, fert, aile ve toplumun huzur ve mutluluğunun devamı demektir.

Dünyada bin bir girift olay cereyan etmektedir. “Hayat nedir, insan yolculuğu ve ölümün mahiyeti nedir?” gibi yüzlerce temel sorunun sırrını çözememek, aşırı korku, heyecan, stres ve sıkıntı getirir. Bu son derece rahatsız ederken, felâketler, musîbetler ve meseleler karşısında direnme gücümüzü kırar.
Dinî, ferdî (iç dünya, psikolojik), ailevî ve sosyal hayatın selâmetini, fikrin sağlığını, görüşünün doğruluğunu ve kalp huzurunu isteyen, Kur’ân ölçüsü ve Sünnet-i Seniyye’nin tarif ettiği tahkikî imanı kazanmalı.
Hakikati araştırıp doğruyu bulmak ilimle olur. (İşârâtü’l-İ’câz, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 102.) Böylece tahkikî imanı ancak ilim, tefekkür ve zikir ile kazanabiliriz. Başta akıl, kalp olmak üzere duygularımızı ilmî, fennî, vicdanî delil ve bürhanlarla tatmin edebiliriz.
İlim ise, vahyin ışığında (çünkü, ışık olmaksızın göz göremediği gibi, vahiy olmaksızın akıl da göremez) inceleme, deney ve tecrübelerin sonucudur.
Görüldüğü gibi, Kur’ân’ın ders verdiği, Peygamberimizin (asm) talim ettiği iman, yalnızca “İnanıyorum!” lâfından ve kuru bilgiden ibaret değildir. Aklî, mantıkî, ilmî delillere dayanarak, araştırma, inceleme ve tefekkür sonucunda kalp ve vicdan gibi bütün duyguların mutmain olduğu yüksek bir imandır. Güçlü iman, ancak delil ve belgelere dayanarak kazanılan tahkikî imandır.
Bediüzzaman "İnkâr etmemek başkadır, imân etmek bütün bütün başkadır" dedikten sonra "iman etme"nin ne demek olduğunu şöyle tarif etmiştir: "Ona İmân etmek, Kur'ân-ı Azimüşşanın ders verdiği gibi, O Hâlıkı, sıfatlarıyla, isimleriyle, umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek; ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tevbe ve nedamet etmek iledir..." (Emirdağ Lâhikası, mektup no: 150)
Evet, hakikî imanı elde eden, maddî manevî tekâmül eder, hem bireysel, hem de aile hayatında huzur ve sonsuz mutluluğu yakalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ali Ferşadoğlu Arşivi