Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Kaynaştırma unsurları: Uhuvvet ve muhabbet

Kaynaştırma unsurları: Uhuvvet ve muhabbet

Dünyada yalnız başına yaşadığınızı farz ediniz! Faraziyesi bile ne sıkıcı, değil mi? İşte, birlikteliğin tadı; iletişim, dostluk ve muhabbet köprüleriyle mümkün. Bundandır ki, mü’minleri kaynaştıran unsurların başında uhuvvet, yani gerçek kardeşlik, hakikî dostluk gelir. “Uhuvvet”; “ahi”, “ihvan” gibi kardeş kelimelere sahip...

İlâhî hikmetin tesis ettiği İslâm uhuvveti geçici bir pozisyon değildir. Dinî, ahlâkî, psiko-sosyal, kültürel vb. derin boyutları vardır. Müslümanlık bütün mü’minleri kucaklar. Bunun altında ehl-i sünnet, muhtelif mezhepler, cemaat kardeşliği gibi alt kimlikler var. Cemaat şuuruyla hareket edilmesi ve uhuvvet prensiplerine uyulması nisbetinde “şahs-ı manevî”den feyiz alınır. Bediüzzaman, Uhuvvet Risalesi’nde cemaat ve insanlar arası kardeşliği tesis için, “Mü’minler ancak kardeştirler.”1 meâlindeki âyetin ışığında Kur’ânî ve Sünnetî birçok prensibi nazara verir.
Uhuvvetin en önemli unsuru ise sevgidir. Dünyaya gönderilişimizin ana gayesi, ibadettir.2 İbadet ise, “iman-ı billah, marifetullah ve muhabbetullah”, yani Allah’ın varlık ve birliğine iman, isim ile sıfatlarını tanıyıp O’nu sevmeyi ve O’na teşekkür etmeyi kapsar.
Yaratılış gayemiz de sevgi olduğu şundan anlaşılmaktadır: İnsan, Kâinatın Sahibinin esmâsına, yani isim ve sıfatlarının tecellisine mazhardır. Bunlardan ikisi ise, Habib ve Vedud’dur. Yani, çok seven, sevilen ve bütün sevgileri yaratandır. Soyut olarak sevgiyi, sevgi mahalli kalpleri, sevenleri, sevgi sebeplerini Habîb-i Mutlak olan Yüce Allah yaratmıştır. Habib ismini zerrelerden kâinat simasına kadar her şeye yansıtmıştır.3
Kâinatın yaratılmasının sebebi olan sevgi, aynı zamanda bütün unsurlar arasındaki bağ, ışık ve hayattır. Keza, insanî, hayvanî, nebatî bütün canlıları ayakta tutan unsurdur. Rezzak-ı Kerîm, yarattığı varlıkları seviyor, rızıklandırıyor. Habib isminin parıltıları anne-babalarımızda tecelli etmeseydi hayatta olmazdık; kaynaşamazdık; hayatın hiçbir tadı kalmazdı.
Aslında kalbimize konan hadsiz sevgi potansiyeli, ebedî bir güzelliğe sahip zata yönelmek için verilmiştir.4 Çünkü kalbin yaratılmasının sebebi, sevgi ve sevgilileri yaratan Gerçek Sevgililer Sevgilisi’ni sevmektir. Ancak, zihnimize; geçmiş uygulamalardan gelen kültürün etkisiyle, “Allah’tan başkasının sevgisini kalbimize koymamız doğru mudur? Ve bu kadar şeyleri sevmek mümkün müdür?” gibi sorular gelebilir. Bediüzzaman bu soruların cevabını, Sözler’de “Muhabbet” bahsinde veriyor.
Ona da yarın değinelim inşaallah.

Dipnotlar:
1- Kur’ân, Hucurat, 10. 2- Kur’ân, İsrâ, 44. 3- Sözler, s. 321-322. 4- Lem’alar, s. 20.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi